Nöbetçi Eczaneler
UNESCO Yaratıcı Şehirler Ağı’na 2017’de katılan Hatay, Gastronomi ünvanı için açtığı resmi kurumsal “web” sitesinde de, “twitter” adresinde de beklemede! Peki, herkesin ‘evde kal’dığı bir süreci değerlendirmek yerine, neyi bekliyoruz?
UNESCO Yaratıcı Şehri olmak, küresel anlamda tanınma imkanını sunmakla birlikte, şehrin markalaşmasında da önemli bir itici güç olarak kabul ediliyor. “Ağ’a dahil olmanın potansiyel faydalarından yararlanmanın en iyi yolu nedir” sorusunu ise her kent farklı bir şekilde cevaplandırıyor. Peki, “Hatay’ın buna dair cevabı nedir” diye sorsak mı? En çok da, “diğer şehirlerin trafiğinde, Hatay nerede” kısmında dursak mı?
-ELDEKİ!-
Yaratıcı Şehirler Ağı’na 2017’de katılan Hatay, Gastronomi Kenti ünvanını Büyükşehir Belediyesi eliyle şekillendirirken, ‘markalama’ ve ‘tanıtım’ için hazırlığını ise bir web sitesi ile twitter adresi üzerinden hareketlendiriyor. Ancak koronavirüs salgını nedeniyle her şeyin askıya alındığı, projelerin ertelendiği bir dönemde, turizm hareketliliği de doğal olarak sıfırlanmış durumda.
Peki, bu dönemi bir hazırlık süreci olarak değerlendiren şehirler yok mu? Var! Birçok şehir, ‘sanal turlar’ üzerinden şimdiden planlama yapan kalabalıklar için iç dinamiklerini canlı tutmayı ve tanıtıma ağırlık vermeyi sürdürüyor. Peki, Hatay?
-CEVAP!-
Hatay Gastronomisi’nin resmi kurumsal web sitesi olan http://hataygastronomi.com adresine girenler, 25 Şubat Salı 
günü Hatay Gastronomi Evi’nde gerçekleştirilen ‘Ödüllü Tarif Yarışması’ ile karşılaşırken, Hatay Gastronomisi’nin resmi kurumsal twitter adresi olan @HatayGastronomi adresinde ‘konuya’ ilişkin paylaşılan son haber ise 10 Mart tarihli “Sokak Lezzetleri Festivali” olarak dikkat çekiyor.
İki hesabın da aktif olarak kullanılmadığı açıkça görülürken, ‘korona sonrasına hazırlık ne durumda’ sorusunda duranlar, eldekini sert bir şekilde eleştiriyor ve ‘biraz daha itina’ diye de ekliyor.
-DEĞİŞMİYORUZ!-
Konuya ilişkin bir değerlendirme yapan, Hatay merkezli turlar yapan bir turizmci, şunları söyledi:
“Bu konudaki cevabım net! Değişmiyoruz! Bu sorun ne bugün başladı ne de bir iki hafta önce! Hep vardı. Yarın da olacak. Çünkü her şeyi biliyor modundayız ya… Bilmiyoruz! En çok da marka yönetmeyi! Bir kere marka yönetmek, ekip işi. Anlayacağınız, gerçekten de bu işi bilenlerden oluşan bir ekiple, ya bu işi yapar ya da bizdeki gibi yapar gibi görünürsünüz. Bugün, şunun fark edilmesi gerekirdi aslında… Herkes evde! Milyonlarca insan evde. Onların, şu an en çok odaklandıkları şey, ekranlar. Televizyon ekranları, bilgisayar ekranları, cep telefonlarının ekranları! İşte bu anı yakalamak gerek! O yüzden de, marka adına eldeki hesapları aktif, canlı, hareketli ve renkli tutmak gerek.
Elinizdeki bu hesaplar (web sitesi ya da twitter), birer davetiye aslında. ‘Gelin ve bizi ziyaret edin’ diyen birer davtiye!
Bunu yapmayan bir kent yönetimi, sonrasında turizm toplantıları yapıp yapıp hedef belirliyor ya, en çok da buna gülüyorum, kızmasınlar. Hatta herkes birbirini öylesine bir coşkuyla alkışlıyor ki, en çok da buna şaşıyorum.” -Tamer Yazar-