Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

“Yak, Yak” bağırtıları ve alkışlarla…

Sloganlar ve tekbir sesleri

Sloganlar ve tekbir sesleri eşliğinde…

Sivas’ta, Madımak Oteli’nin yakılarak 35 kişinin katledilmesinin üzerinden 28 yıl geçerken, Anayasa Mahkemesi, 7 yıl sonra gündemine aldığı Sivas Katliamı başvurusunun görüşülmesini gerekçesiz bir şekilde erteledi. Sürece işaret eden isim ise Hataylı Akademisyen/Hukukçu Neval Oğan Balkız oldu.

2 Temmuz 1993 tarihinde, Sivas’ta, Türkiye Cumhuriyeti’nin en karanlık katliamlarından biri yaşandı. Pir Sultan Abdal Şenlikleri kapsamında 1 Temmuz’da kente gelen şair, yazar, sanatçı ve halk ozanlarının arasında bulunduğu aydınların Madımak Oteli’nde uğradığı saldırı sonucunda, 2’si otel görevlisi, 33’ü aydın, 35 kişi yaşamını yitirdi.
Sürecin içinde biriken acılara ve acılara ekli adalet beklentisine işaret eden isim, Hataylı Akademisyen / Hukukçu Neval Oğan Balkız oldu. Balkız, Madımak Oteli’nin yakılması ve 35 kişinin alevler içerisinde can vermesine ilişkin olarak şu ifadeleri paylaştı:
“Laik cumhuriyeti hedef alan bu örgütlü kalkışmanın planlayıcıları ve uygulayıcıları, asker ve emniyet güçlerinin gözleri önünde ve tüm Türkiye halkının tanıklığında, sloganlar ve tekbir sesleri eşliğinde öğlen saatlerinde başlayıp, gün boyu kesintisiz süren saldırı ve kuşatma sonunda, akşam saat yedi civarında, ‘yak, yak’ bağırtıları ve alkışlarla oteli ateşe verdi! ‘Rüyalarında; kendi mezheplerinden olanlara cennet kapılarını açanlar (kinlerinin davasını güdenler!), yeryüzünde hep birlikte yaşamayı cennete yeğleyenleri’ yakarak öldürdü!
Yangından kurtulanlar, onulmaz acılarla hayatta kalabilme savaşı verdi. Yitirdiklerinin oluşturduğu boşluğa sarılanlar ise, o boşluğa düşmeden ve fakat ona alışmaya çalışarak var olmaya çabalıyor hala. Yangının isi, yıllardır, tüm ülkeyi içine alan kara bir delik gibi büyüdü. İnsan türünün, düşünsel ve eylemsel alanda bugüne dek biriktirdiği tüm değerlerin üstünü kaplayan kara bir leke olarak, tarihteki yerini aldı.” -Tamer Yazar-