Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Yakışıyor mu?

Ne makro bir mucize

Ne makro bir mucize yaratabildik ne mikro çözümlerimizle yeterli olabildik! Dünya’nın ilk ışıklandırılmış caddesinin alt tarafında biriken taş ve ahşap yapıları ‘aydınlatmayı’ bile beceremedik.

Burası, ahşap külahlı minaresi ile Antakya’nın çok dinli ve çok dilli şehir silueti içinde dikkat çeken camilerinden, Nakıp Camii. Ezan’ın Çan sesine karıştığı medeniyetler coğrafyasının doğu yakası… Yorgun evlerin dar sokaklar boyunca ilerlediği Antakya’nın belki de en keyif veren noktası. Eski yaşamları fısıldar halleriyle, komşuluk denene henüz yeterince beton karıştırmamış insanların ortak çatısı… Burası, dün. Bugünün kalabalığından uzakta. Ama ilgisinden de!
-SORUN DEĞİŞMİYOR-
Doğu yakasının Antakya’sı için söylenebilecek tek şey, ‘terkedilmişlik’… Aksini iddia eden, yalan söyler! Kurtarılan evler mi? Otel ya da kafe yapılanlar mı? Onlar, eldeki içine damlamaya devam edenler. Umudun toz hali. Ama rüzgâra da savrulan kısmı!
Sayfaya eklediğimiz fotoğraf gibi… Ahşap külahlı minaresiyle, Antakya’nın 3 semavi dinine binlerce yıldır ev sahipliği yapan gökyüzünün maviliğine uzanan Nakıp Camii girişine eklenen bu sokak lambası gibi… Hem kırık, hem dökük, hem eski, hem de utandıran ‘ilgisizlik’ için ne söylenmeli bilemedik, ki o yüzden sokaktan geçen yaşlı bir Antakyalı konuşsun istedik. ‘Yeni fark ettim’ dese de, derin bir iç çekti kelimeleri öncesi ve bakın neler söyledi:
“Hayat ne öğretiyor bize bilir misin oğlum? Şükret haline! Şükret bu da var! Ya o da olmasaydı? Doğru dememiş mi hayat? Demiş… Bu lambaya bakarken, sen kırık-dökük, belki de çalışmayan bir lamba görüyorsun. ‘Niye yenisini takmıyorlar’ diye de soruyorsun Haklısın, ama burada yaşamıyorsun! Bu evlerin, bu mahallenin barındırdığı kalabalığın halini yaşamıyorsun. Bu lambanın varlığı bile yetiyor buradakilere. O yüzden, ‘Şükür bu da var’ diyor çoğu. Şikayet bile etmiyor. Etmiyor,
çünkü şikayet etse elinden bu da gidecek, çok iyi biliyor. Yoksa haklısın. Baktığın zaman ne bu caminin girişine yakışıyor ne de eldeki bu tarihe. Lamba kısmı kırık, demirleri iyice paslanmış ve çürümüş, kabloları her yerden sarkmış. Sen yazınca değişecek mi peki? Değiştirecekler mi lambayı?”
-CEVAP MI?-
Vatandaşın sorusuna ‘Evet’ demek zor… Yazılan her soruna ‘çözüm’ bulduğumuzu söylemek de. O yüzden; Vakıflar Genel Müdürlüğü korumasındaki bir caminin girişini aydınlatan bu sokak lambasının ‘utandırması’ gereken bu ‘harabe’ halinden ‘rahatsız’ olması gereken ‘resmi’ kimlikliler arıyoruz. Aradığımızı bulur muyuz peki?
-Tamer Yazar-