Yaklaşan seçimlerdeyiz…

Peki, Seçmenler Kimler? Yüksek Seçim Kurulu Başkanı Muharrem Akkaya, 466 bin 105 Suriyeli seçmen bulunduğu iddiasının gerçek olmadığını ifade etti. İçişleri Bakanlığı Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü, Suriyeli seçmen sayısının 466 bin 105 değil, 163 bin 44 kişi olduğunu açıkladı. Hatay, İstanbul, Gaziantep ve Şanlıurfa, Türkiye’de en fazla Suriyeli sığınmacının olduğu kentler olarak sıralanıyor.  […]

Peki, Seçmenler Kimler?

Yüksek Seçim Kurulu Başkanı Muharrem Akkaya, 466 bin 105 Suriyeli seçmen bulunduğu iddiasının gerçek olmadığını ifade etti. İçişleri Bakanlığı Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü, Suriyeli seçmen sayısının 466 bin 105 değil, 163 bin 44 kişi olduğunu açıkladı.

Hatay, İstanbul, Gaziantep ve Şanlıurfa, Türkiye’de en fazla Suriyeli sığınmacının olduğu kentler olarak sıralanıyor.  Bu kentlerde yoğunlaşan Suriyeli sığınmacıların ne kadarının seçmen kimliği taşıdığı ise tartışmanın göbeğinde sık sık tartışma konusu oluyor.

Bu konuda konuşan, ancak ismini vermek istemeyen, T.C. Vatandaşlığı aldığını söyleyen bir Suriyeli şunları söyledi:

“Bu durum dünyanın her yerinde yaşanıyor. Göçmenler, gittikleri ülkelerde kalmaya karar verdiğinde, yeni bir hayat kuruyor. İşe giriyor, iş kuruyor, evi oluyor. Diğerleri gibi! Ama daha fazlası için de vatandaşlık sahibi olmak istiyor. Ben de onlardan biriyim. Ama seçimlerde oy kullanma düşüncem hiç olmadı. Kullanabilir miyim, bunu bile bilmiyorum. Kullanırsam da kime oy veririm, bunu da! Benim, Avusturalya’da ve Amerika’da kuzenlerim var. Amerikan vatandaşı! Onlar da oy kullanıyor. Göçmen olarak gittikleri ülkelerde, yaşadıkları ülkelerin kaderlerine ortak oldular. Tabi bu ülkeler, göçmenlerle büyüyen ülkeler ve Türkiye bu anlamda daha farklı. Ama bizleri de burada farklı bir boyuta taşıyorlar ne yazık ki! Ne siyaseten bir yerlere gelme hayalimiz var ne de başkalarının sahip olduklarında gözümüz var. Sadece yaşamak istiyoruz. Güvende, huzur içinde, aç-açıkta kalmadan. Bu! Fazlası değil!”

-RAKAMLAR!-

Suriyeli bir T.C. vatandaşının da ifade ettiği konuda duran bir diğer isim, Anadolu Ajansı’na (AA) konuşan Yüksek Seçim Kurulu Başkanı Muharrem Akkaya oldu. Geçtiğimiz günlerde bu konuda detaylı bir açıklama yapan Akkaya, tartışmalara sebep olan seçmen listesi iddialarıyla ilgili konuştu. Yaptığı açıklamada, YSK tarafından hazırlanan raporda, 466 bin Suriyeli seçmen bulunduğu iddiasının gerçek olmadığını ifade etti. Akkaya, yaptığı açıklamada, YSK’nın böyle bir rapor hazırlamadığını, seçmenlerin doğum yerine göre kategorilendirildiği herhangi bir çalışmanın da bulunmadığını söyledi.  Akkaya, “Seçmen kütükleri, sürekli bilgi toplanarak, her seçim döneminde güncelleniyor. Yapılan incelemelerin ardından, listeler, ‘Sandık Bölgesi Askı Listesi’ haline getiriliyor. İtiraz ve incelemelerin de tamamlamasıyla, seçmen kütüğü listesi kesinleştirilerek, sandık seçmen listesi son halini alıyor” ifadelerini kullandı.

-163 BİN 44!-

Konuyla ilgili olarak, İçişleri Bakanlığı Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü de yazılı bir açıklama yaptı. Sosyal medyada Suriyeli seçmenlerle ilgili ortaya atılan seçmen sayısının 466 bin 105 değil, 163 bin 44 olduğu belirtildi.

Açıklamada, “Bilindiği üzere, bir kişinin doğum yerinin yurt dışı olması o kişinin yabancı olduğu anlamına gelmediği gibi, Türk vatandaşlığını kazandığı anlamına da gelmemektedir. Yani vatandaşlık kazananların dışında kalan bu kişiler, yurt dışında doğan, anne ve/veya babası Türk vatandaşı olan (doğumla Türk vatandaşı olan) vatandaşlarımızdır. Günümüz itibariyle, 125 bin 563’ü 18 yaş ve üzeri, 96 bin 108’i çocuk olmak üzere 221 bin 671 Suriyeli, Türk vatandaşlığını kazanmıştır. Bu kapsamda nüfus kütüklerinde kayıtlı (vatandaşlık kazananlar dahil) doğum yeri Suriye olan 18 yaş ve üzeri 163 bin 44 kişi bulunmaktadır” ifadelerine yer verildi.

-SOKAĞIN NABZI!-

Hatay özelinde Antakya Gazetesi’ne konuşan vatandaşlar ise tartışmanın içeriğine ve oluşan tepkilere işaret ediyor:

J.Ö. >> Açıkçası, herkesin bu kadar farklı kimlikten geldiği bir kentte, savaştan kaçanların bu şekilde bir tehdit unsuru gibi gösterilip, birini diğerine hedef yapmaya çalışmak, bence çok tehlikeli bir şey.

H.P. >> Oy kullansalar ne olur? Seçilseler ne olur? Almanya’da yaşayan akrabalarım var. Yanlarında, Türk’ten çok Alman çalışıyor. Bu durum, Almanlar için aşağılayıcı mı? Tehdit mi? Herkesin, vatandaşlık kimliğine saygı çerçevesinde yaşadığı bir ülkede kurallar işliyorsa, bundan kim, neden korksun ki? Bizler için de aynı durum geçerli. Bence bu kentte yaşayan, üreten herkes, bu toprakları zenginleştiriyor. Aksi düşünmemek gerekiyor.

Ç.Z. >> Zafer Partisi lideri gelmişti en son. Elinde mayın! Daha neler göreceğiz, bakalım! Bu toplumun en büyük tehdidi de aslında siyasetin radikal söylemleri. Hele ki bizim gibi kadim bir kentte. Müslüman’ı, Hristiyan’ı, Musevi’si yüzyıllardır bir arada yaşayan, onca kültürün iç içe geçtiği, kardeş olduğu bir kentte! Bizlerin bu söylemlere ortak cevabı, ‘susun’ demek olmalı! Dinlemek değil!

İ.V. >> Korona illetinden bizi kurtaran, Alman vatandaşı olmuş, Hataylı, Türkiyeli bir göçmen çocuğu oldu. Uğur Şahin, hepimize, bu dünyada hayatlar arasına sınır konulmaması gerektiğinin en güzel örneğini verdi. Bence, onu ve onun gibilerinin hayatlarımıza ne kattığına daha yakından, daha iyi bakmalıyız. O yüzden, bırakın vatandaş olmuş Suriyeliler de oy kullansın. Korkmayın! Çünkü asıl korkutucu olan onlar değil, bizi birbirimize hedef gösterenler. Tamer Yazar / AA

Exit mobile version