Dış güçlerin amaçlarını gerçekleştirebilmek için hazırladıkları mizansen doğrultusunda Suriye’de başlatılan iç savaşın ülkemize faturası giderek ağırlaşıyor.
Yaklaşık 4 milyon civarında Suriyeli ülkemizde bulunuyorlar. Bunların 1 milyonuna yakın bir kısmının, ülkelerindeki iç savaşa müdahale edebilecek, ülkelerinde dış güçlerin emellerini gerçekleştirebilmelerine karşı çıkabilecek yaşlarda olduğu kabul edildiğinde, ülkemizin Suriye’nin birlik ve bütünlüğünün sağlanması için neden bu denli ağır yükün altına girdiğinin, hele hele başlatılan Fırat Kalkanı operasyonu ile birlikte sayıları gittikçe artan şehit ve yaralı haberlerinin artmasının savunulması oldukça güç bir durum arz etmeye başlamıştır.
Elbette ki ülkemizin yararı için, gerekirse her türlü iç ve dış güçlere karşı mücadele verilebilecek, bunun için komşu ülkelere de operasyonlar yapılabilecektir. Ancak kamuoyu şu soruya bir türlü tatmin edici yanıt bulamamaktadır: “Yaklaşık 1 milyon civarındaki Suriyeli neden ülkelerinin korunması için mücadele etmiyor, ülkelerinden kaçıyorlar da onların yerine başkaları mücadele ediyor, savaşıyor. Bu arada bizden de şehitler veriliyor?…”
İşte bu sorular sorulup yanıtları aranırken, geçtiğimiz günlerde “El bab” tan yeni şehit haberleri geldi. Bu sefer işbirliği içinde bulunduğumuz Rusya’nın savaş uçakları tarafından yapılan bir bombardımanda şehitler verildiği anlaşıldı.
Rusya tarafından yapılan açıklamada askerlerimizin bulunduğu binanın yanlışlıkla vurulduğu, kendilerine verilen koordinatlarda askerlerimizin orada bulunmaması gerektiği açıklaması yapılarak yanlışlık oldu denilir Türkiye’den “özür dilendi”.
TSK tarafından yapılan açıklamada ise koordinatların daha önceden Rusya’ya bildirildiği ve orada Türk askerinin bulunduğunun böylece bilindiği ifade edilmiştir.
Yapılan bu açıklamalarda birbirine tezat görüşlerin yer aldığı anlaşılmaktadır.
Koordinatların bildirilip bildirilmemesi, doğru ya da yanlış olması tartışıla dursun, bu bombardıman sonucu yaralanan1 askerimizi de daha sonra kaybetmemiz nedeniyle 4 askerimiz şehit olmuş 9 askerimiz de yaralanmıştır.
Bu bombalama olayı üzerine medyada çeşitli teoriler üretilmeye başlanmıştır.
Deniliyor ki; Rusya askerlerimizin bulunduğu yeri yanlışlıkla bombalamamıştır. Zira koordinatlar daha önce kendilerine verilmiştir. Teknolojinin böylesine geliştiği bir ortamda milimetrik ölçümlerle atışların yapılacağı ve herhangi bir yanılmanın meydana gelmeyeceği açıktır. Acaba Rusya, geçtiğimiz yıllarda sınırımızda düşürülen uçağın ve bu uçakta ölen pilotların intikamını mı almak istedi?. Bu ve buna benzer sorular üretilmeye ve yanıtları aranmaya başlanmıştır.
El bab’taki bombalama olayından sonra Türk ve Rus yetkililer hemen karşılıklı iletişime geçmişler, Rusya tarafı üst düzeyde özür dilemiş, iki ülke arasında koordinasyonun eksiksiz sağlanıp uygulanabilmesi için yeni görüşmeler yapılması gerektiği sonucuna varılmış ve bu doğrultuda temaslar başlamıştır.
Elbette ki bu tür olaylarda soğukkanlılığı muhafaza etmek, sağduyu ile hareket etmek, olayın artısı ve eksisi değerlendirildikten sonra bir harekat tarzı belirlemek en doğru olan yoldur.
Bunlar yapıla dursun, yaklaşık 6 yıldır batı dünyasının emellerini gerçekleştirebilmek için başlatılan yanlış Suriye politikasının ülkemiz açısından nelere mal olduğunu bir kez daha hatırlamak ve yanlıştan dönme zamanının gelipte geçmekte olduğunu unutmamak gerekir.
Suriye’de bir yandan ABD ve ona destek veren Batı dünyası, öte yandan Suriye üzerinden Akdeniz’e açılma hesapları ve hayalleri olan Rusya’nın plan ve projelerini gerçekleştirmek amacıyla yapılanları iyice analiz etmek ve bu analiz sonucu ülkemiz yararına olacak olan en doğru yolu bulmak gerekir.
Son zamanlarda “yanıldık, yanlışlık oldu, özür dileriz, pardon” demek bir adet halini aldı. Yanlış yapılıyor ondan sonra “pardon” deniliyor.
Geçtiğimiz hafta pardon denilerek özür dilenen bombalama eylemi sonucu verdiğimiz 4 şehide Allahtan rahmet, kederli aileleri ile ulusumuza ise sabır ve başsağlığı, yaralılarımıza ise acil şifalar diliyoruz.
Temenni ediyoruz ki bu tür üzücü, derinden yaralayıcı, ocakları söndürücü, yürekleri dağlayıcı haberlerin gelmesinin sonu alınır. Ülkemizin yararı, birlik ve bütünlüğümüz için doğru olan yol seçilir ve böylece acı haberlerle bir daha karşılaşılmaz ve bir kez daha “yanlışlık oldu, pardon” denilerek şehitler vermemize neden olacak olan eylemler olmaz ve yaşanmaz…
[email protected]
YORUMLAR