Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

YAP-BOZ’un memleketinde…

Son kararımız ne olur?

Son kararımız ne olur?

Yaklaşan Mart 2019 seçimleri noktasında ‘Adayım’ diyen ve bir adım öne çıkanların, yaşadıkları kentin tarihine, kültürüne, toplumsal ve ekonomik hayatına ne katacaklarını bilmek isteyenler ‘şu ana kadar hiçbir şey duymadık’ derken, adayları işaret ediyor. Biz de çağrı yapalım mı? En çok da, bu kentin bacasız sanayisinde tıkanan ‘bacaları’ temizleme işine talip olup olmadıklarını soralım ve eldekileri paylaşalım!

Atatürk Caddesi’nde oturan bir vatandaşın Antakya Gazetesi ile paylaştığı bir mesajla başlayalım bugüne ve o kelimelerin açtığı yolda, kent içinde adımlamaya devam edelim! Olur mu? O zaman, ‘Tek Yön’ hikayesinin yeniden ‘Çift Yön’e doğru ilerlediği Atatürk Caddesi’nden gelsin bugünün ilk kelimeleri…
“Anıt’ın orada, caddenin hemen girişindeki ağaçların bakımını yapıyorlar sandım önce! Meğerse ağaçları kaldırıyorlarmış… Sorunca, ‘yolu genişletiyoruz’ dedi bir tanesi. Sonrasında öğrendim ki, çift yön oluyormuş yine!
En çok neye üzülüyorum, biliyor musunuz? Ne bu ülkenin çok parası var, ne de bu kentin. Olan para da zaten senin, benim, onun vergileri ile toplananlar… Hayat zor, ki hepimiz farkındayız bunun. Kuruş hesabı yapıyoruz hepimiz. Pazar yerine gidince çantalarımızı öyle eskisi gibi doldurmuyoruz, dolduramıyoruz. Artık bir değil, iki kere, hatta 3 kere düşünüyoruz. O zaman bu rahatlık niye? İnsan olan merak ediyor… Bir cadde bu kadar mı kırılıp dökülür? Havuz yaptılar, çoğu doğru dürüst çalışmadı bile! Niye? Rüzgarı hesap etmediler! Fıskiyeleri bir açtılar, tüm su, sağa sola sıçradı, ki sonrasında ne o fıskiyeler doğru düzgün çalıştı ne de görselliklerine ek bir şey yapıldı. Şimdi çoğu enkaz halinde. Öyle duruyorlar, yıllardır durdukları gibi. Şimdilerde hepsi kaldırılacakmış, onu da duydum. Yerlerine ne gelecek, merak ediyor muyuz? İnanın hiç merak etmiyorum. Çünkü yıllardır oturduğum caddenin adeta içi…e ettiler! Esnafı kaçırdılar bir kere. Tek yön yapıp, buradaki insan kalabalığını başka yerlere transfer ettiler. Cıvıl cıvıldı, şimdilerde sadece apartmanlar kaldı. Detay biliyorsanız yazın bari! Ne yapacaklarmış? Bunları kaldırıp yerlerine ne koyacaklarmış? Caddemizi bu defa ne hale getireceklermiş?”

-KOLAY DEĞİL!-
Sokaktaki insanın beklentisi, yaşanabilir bir kent, ama en çok da ulaşılabilir bir kent! Bu haberi bu sayfaya taşıyan biri olarak, içinde yaşadığım toprakların her metrekaresinde adımlama çabasındayım ve bir araya geldiğim kent insanı ile ‘kelimelerimizi karşılıklı paylaşmayı’ çok seviyorum.
Her sabahın koşuşturmacası içerisinde ara ara karşılaştığım ‘görme engelli’ bir vatandaşın kelimeleri gelsin mi bu defa? O söylesin ‘nasıl bir kent’ istediğini…
“Hayat herkes için çok zor, ama biz engelliler için çok daha zor. Yolu, bir zaman sonra ezberliyorsunuz. Zorluklarınız kolaylaşmıyor, ama alışıyorsunuz. Ezberlediğiniz engellere çarpmamayı en çok da! Ama yapılanlar çok da yeterli değil tabi. Görme engelli bastonu kullanıyorum. Karşıdan karşıya geçmek zor, ama iyi insanlar hep var ve yardımcı oluyorlar. Kaldırımda ilerlemek ise hep zor. Çünkü rampalar zorlu! Görme engelli çizgiler ise yeterli değil. İstediğim şey, bu kentin daha ulaşılabilir olması. En çok da biz engelli bireyler için.”
-ADAYLAR-
Genelde Hatay ve özelde de; Antakya, Defne, Payas, Altınözü, Yayladağı, Samandağ, Kumlu, Reyhanlı, Kırıkhan, Belen, Hassa, Arsuz, Dörtyol, İskenderun ve Erzin’de… Yaklaşan yerel seçimler başlığında, adayların ‘daha yaşanabilir kentler’ içeriğine kattıkları ‘sloganlar’ içinde ‘çözüm başlıklarımız’ var mı peki?

Antakya adresli turların son dönemki kalabalığından memnun bir turizmci, sektörel beklentilerini özetlesin bu defa ve gözler, adayların cevaplarına çevrilsin!
İşte o beklentiler, en çok da eleştiriler!
“Geçen bir haberinizi okudum, İzmir’in Konak ilçesinde bulunan bir Roma buluntusu için ‘arkeopark’ çalışması olacakmış! En azından buna dair bir talep ortaya konmuş, o kentin yaşayanlarınca. Kıskandım mı? Kesinlikle kıskandım. Defne’de buna dair bir fırsat vardı, ama kullanılmadı. Ne bu kentin STK’ları ne de mesleki oluşumları kalkıp da ‘bu fırsat’ için bir tartışma başlığı açmadı. Aslında en basiti de şu… Geçen günlerde bir grup getirdim ve Kurtuluş Caddesi’nde yürüyoruz. Tabi, herkes soruyor, ‘burası ne, özelliği nedir’ diye! Cevap basit… ‘Dünyanın geceleri ışıklandırılmış ilk caddesi… Eski Roma döneminin görkemli caddesi…’ Bunu deyince, refleks olarak, gruptakiler etraflarına bakındılar. Görülenler mi? Apartmanlar… Trafiğin iç içe girdiği bir karmaşa… Tek tük eski evler… Hatta bir tanesinin ön cephesinde demirden bir aksam vardı! Bir tanesi ‘bu ne’ diye sordu ama, açıkçası ‘ne olduğunu ben de bilemedim…
Hikayenin özeti şu ki… Eldeki hikayenin ‘gerçeği’ yok ortada! Bu kente getirdiklerimize göstereceklerimiz yok! Bence, bu kente aday olanların; anlatması, söylemesi, paylaşması gereken şey de bu olmalı! Bu kentin tarihine ve kültürüne dair ‘projem şu’ demeli! Bu şehrin insanları da artık bu ana başlıktaki beklentilerini, yüz yüze geldikleri adaylara açık açık sormalı ve cevap da istemeli. Öyle, ‘yaparım, ederim’ olmamalı! Zira, diyenleri de gördük… Ne yapıldı, ne de edildi! Eldeki ise kaybetmeye devam etti.”

-BAŞKANLAR!
Şu an mevcut isimler; Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş, Arsuz Belediye Başkanı Nazım Culha, Hassa Belediye Başkanı Abdurrahman Demirel, Belen Belediye Başkanı Adnan Vurucu, Kırıkhan Belediye Başkanı Ayhan Yavuz, Payas Belediye Başkanı Bekir Altan, Kumlu Belediye Başkanı İbrahim Paç, Defne Belediye Başkanı İbrahim Yaman, Antakya Belediye Başkanı İsmail Kimyeci, Erzin Belediye Başkanı Kasım Şimşek, Reyhanlı Belediye Başkanı Mehmet Çüter, Yayladağı Belediye Başkanı Mehmet Kalkan, Samandağ Belediye Başkanı Mithat Nehir, Altınözü Belediye Başkanı Rifat Sarı, Dörtyol Belediye Başkanı Yaşar Toksoy ve İskenderun Belediye Başkanı Seyfi Dingil olarak sıralanıyor.
Eski isimlerden kaçı ‘yeniden aday’, henüz bilinmiyor! Ancak genel seçimler sürecinde eklenen klasik beklenti yerelde de değişmiyor! Vatandaş, adayları, ekranda ‘projeleri’ ile görmek istiyor ve sloganların değil, projelerin yarışmasını istiyor.
“Medeniyetler kenti Hatay” diye anlatılanın ise aslında “Antakya” olduğu gerçeğinin artık karıştırılmaması gerektiğinin altını özenle çiziyor. -Tamer Yazar-