Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Yapılan artış hiçbir şey ifade etmiyor

KESK dönem Sözcüsü Ezer, toplu sözleşme sürecini eleştiri yağmuruna tuttu

KESK dönem Sözcüsü Ezer, toplu sözleşme sürecini eleştiri yağmuruna tuttu

Hatay KESK Dönem Sözcüsü Deniz Ezer, Toplu Sözleşme sürecini eleştiri yağmuruna tuttu, evrensel değerlere uygun gerçek bir toplu pazarlık süreci yürütmekten çok uzak, kapalı kapılar ardında kirli pazarlıklarla bir sürecin işlediğini bildirdi. Ezer, vergi dilimi adaletsizliğinin sürdüğü, hedeflenen ve gerçekleşen enflasyon arasındaki farkın açıldığı, geçmiş kayıpların hiçbir şekilde karşılanmadığı bir 24ortamda yapılan artışın hiçbir şey ifade etmediğini vurguladı.
Memur-Sen’in kendilerini şaşırtmadığını, 2018’in ilk altı ayı için %0,5’lik artışa anında ceketini ilikleyen Memur Sen Başkanının, öngörülerini bir kez daha haklı çıkardığını söyleyen Ezer, “Merak ediyoruz: %10’luk zam talep ederken, hükümetin %4 + %3.5 teklifine evet diyerek masadan ‘zaferle ayrıldık’ demek nasıl bir sendikacılıktır. Bu kazanımlar arasında 4/B’liler,4 /C’liler, kamuda asli işleri yapan taşeron firma çalışanları başta olmak üzere güvencesiz çalışanların kadroya geçirilmesi var mıdır? Ek ödemelerin emekliliğe ve emekli aylığına yansıtılması var mıdır? İş güvencesiyle ilgili ortaya konulan bir madde var mıdır? Vergi dilimi ve ek gösterge adaletsizliklerini ortadan kaldıran tek bir cümle dahi var mıdır? Yoksa geçmiş dönemde yaptığınız gibi, 258 sayısına amaç, kapsam, taraflar, ‘üzerinde çalışma yapılacak konular’ gibi maddeleri de ekleyerek mi ulaştınız? Rakamlarla arasının çok iyi olmadığı anlaşılan yandaş konfederasyon yönetimi kümülatif yalanlar söylemeye devam etmektedir. 2018 yılı için %4+%3,5 artışı kümülatif %7.64; 2019 yılı için %4+%5 artışı ise kümülatif %9,20 olarak göstererek emekçilerin aklıyla dalga geçmeye devam etmektedir. Fakat bizler biliyoruz ki altı aylık dilimler halinde yapılan artışlar, bu artışın bir kerede / kümülatif olarak yapıldığı durumda cebimize girecek artışın büyük bir bölümünü daha cebimize girmeden çalmak anlamına gelmektedir. Üstelik ilk teklife göre %50 artış muştulayan yandaş konfederasyon kendi teklifini dahi baz almamakta, hükümetin teklifine referansla konuşmaktadır. Emekçilerin haklarının kayıplarla iktidara peşkeş çekildiği çok açıktır.
4/C’liler ve 4/B’liler başta olmak üzere güvencesiz çalışanların kadroya geçirilmesi talebi şöyle dursun, adeta bu istihdam biçimini kabul edercesine, meşru görerek 4/C lilere geçen dönem verilen 150 TL üzerine konulan kısmi rakamlardan ‘kazanım’ diye bahsedilmektedir. Oysa bilindiği üzere 4/C’lilerin davayla kazandıkları 450-500 TL ek ödemeleri geçtiğimiz toplu sözleşme ile 150 TL’ye sabitleyen yandaş konfederasyon yönetimidir.

Emekçiler öfkeli …

‘5 milyon kamu çalışanı, emeklisi olmak üzere 20 milyon kişi bu süreçten mutlu ayrıldı’ diyen yandaş konfederasyon başkanı yanılıyor. Kendisi iktidarı memnun ettiği için mutlu olabilir. Fakat emekçiler öfkeli, emekçiler haklarının gasp edilmesine, sefalet ücretine mahkum edilmeye, güvencesiz çalışma dayatmalarına karşı oldukça öfkeli.
Bu süreç, KESK olarak en başından beri karşı çıktığımız, gerçek evrensel toplu sözleşme sistemi ile uzaktan yakından ilgisi olmayan, tekli sendikal rejimin ve siyasal iktidarın son sözü söylemesinin dayatıldığı ‘Türkiye Tipi Toplu Sözleşme Sisteminin’ iflas ettiğini bir kez daha ispatlamıştır. Emekçiler haklarını, OHAL ve KHK rejimine sırtını dayamış, emekçilerin hakkını gasp etmek için bu rejimi kullanan, bütçe fazlalarından sadece emekliye pay ayırmayan, iş güvencesini tamamen ortadan kaldıran iktidarın önünde ceketini ilikleyenlerle değil, gerçek bir sendikayla alabilirler.
Bu ülkenin kamu emekçileri, emeklileri sadaka değil, emeğinin karşılığında onurlu bir ücret, onurlu bir yaşam talep etmektedir. Ve bunu fazlasıyla hak etmektedir. Yoksulluk sınırına uzak, açlık sınırına yakın bir yaşam mücadelesi sürdürmeye terk edilen kamu emekçileri ve emekliler kimseden sadaka ya da fedakarlık değil, hakkı olanı istemektedir” dedi.
KESK olarak sendikalı – sendikasız tüm kamu emekçilerini insanca yaşamaya yetecek ücret, güvenceli çalışma ve güvenli gelecek için verilecek mücadelede yan yana omuz omuza olmaya çağırdıklarını bildiren Ezer, açıklamasının sonunda şunlara değindi: “Tüm kamu emekçilerini, insanca yaşanacak ücret, herkes için iş güvencesi, OHAL ve KHK rejiminin kaldırılması, tüm ihraçların aynı kadro ve unvanları ile göreve iadesi, emeğin özgürleşmesi için verilecek mücadelede emeğin gerçek tarafında yer almaya çağırıyoruz.”
-Mehmet ÖZGÜN-