10-16 Mayıs tarihleri arasında kutlanan ‘Engelliler Haftası’ için ardı ardına gelecek ‘resmi-özel’açıklamaların kentinde engelli bireylerin hangi şartlarda yaşadıklarını
biliyor muyuz?
Üzerinden otobüs durağı geçen ‘görme engelli’ kılavuz çizgiler, o çizgileri sık sık kesen ‘resmi’ kurumsal engeller, kaldırımların başına ve sonuna eklenen asfalttan bozma dik açılı rampalar… Unuttuğumuz başka bir şey var mı? Eksik kalan oldu mu?
10-16 Mayıs tarihleri arasında kutlanan Engelliler Haftası nedeniyle yaşanması muhtemel ‘açıklama’ trafiği içinde kendi gerçeklerine biraz daha fazla yer ayrılmasını isteyen engelli bireyler, ‘engelsiz’ bireylerin kent içindeki yaşam trafiğine katılmak istediklerini, ancak ‘engelleri’ kaldırmak üzere yapılanların yarattığı yeni ‘engeller’ yüzünden bu konuda ciddi sorunlar yaşadıklarına işaret ediyor. Peki; bedensel, duyusal ya da zihinsel güç ve kapasitelerinin bir kısmını kaybetmiş bireyler, yaşadıkları adına ortaya koydukları ‘gerçek’ noktasında haksızlar mı?
-DÜŞÜNÜN, BİR KEZ!-
Onlar adına söylenenler adına en net özeti paylaşalım mı?
“Düşünün, sabah evden çıkarken, hatta yataktan kalkarken gözleriniz bağlansa veya bir tekerlekli sandalyede güne başlasanız… Evden çıkmak, otobüse binmek için geçmeniz gereken yollarda kaldırımdaki engelleri aşmak, işyerinde bu şekilde çalışmak, işten çıkınca bir alışveriş merkezine gitmeye çalışmak… Alın size empati. Bunu yapmaya kaç kişi dayanabilir bilemiyorum. Onlar her gün bu durumu yaşıyorlar.
Türkiye’de engelliler için KPSS sınavı yapıldı. Sınav yapılan okul engelliler için uygun değildi. Tekerlekli sandalyeleri görevliler kucaklamak zorunda kaldılar.” Daha fazla söze gerek var mı?
-Tamer Yazar-