Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Yayalar da geçiyor arabalar da…

Yıkılma Tehlikesi Var mı?

Yıkılma Tehlikesi Var mı?

Gaziantep’in tarihi altyapısı olarak bilinen, yer altı su tesisleri kasteller ile içme suyu şebekesi l Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü’nün (UNESCO) geçici listesine alınırken, Antakya, sahip olduklarının parmaklarının arasından kayıp gidişini izliyor, izlerken de ‘daha ne kadar bekleriz’ diye soruyor.

“Antakya’nın, İskenderun ve Dörtyol gibi sanayisiyle ya da Samandağ gibi narenciyesiyle ön plana çıkma şansı yok belki ama, sahip olduğu tarihi, kültürü ve binlerce yıllık geçmişi ile birkaç adım öne çıkma şansı hep var” diyenler haksız mı? Peki, ‘haklı’ dediğimiz noktaya eklediğimiz eski Roma dönemi ‘Su Kemerleri’ için ne yaptığımızı soralım mı? Binlerce yıllık bir tarihi emaneti önce ‘üzerinden araçların geçtiği bir köprüye, ardından da her yanını saran betona teslim ederken ‘ne düşündük’, bunu da soralım mı?
-ANTEP ÖRNEĞİ-
Antakya özelinde Hatay’ın sahip olduğu tarihi birikimi değil ama, hemen yanı başındaki başka bir şehrin, Gaziantep’in bu konuda attığı son adımı örnekleyelim mi? Gaziantep’in tarihi altyapısı olarak bilinen, yer altı su tesisleri kasteller ile içme suyu şebekesi livaslar için yapılan çalışmayı konuşalım. En çok da, bu çalışma ile beraber, kasteller ve livasların UNESCO geçici listesine alınma hikayesini…
Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin anlatsın bu süreci ve ardından aynayı kendimize tutalım, ne yapıp ne yapmadığımızı konuşalım!
-UZMAN HOCALARLA-
Şahin’in bu konudaki paylaşımı şöyle:
“Sıcak coğrafyada buharlaşmayı önlemek için yer altında büyük bir medeniyet gelişmiş. Biz bu farklılığı gördük ve bunu dünyaya tanıtmak için 2 yıldan beri çok önemli çalışmalar yaptık. Aynen gastronomide yaptığımız gibi, önce işin teorisini çalıştık. Raporlamalarını yaptık. Konusunda uzman hocalarla çalıştık. Tarih boyunca Roma, Hitit, Selçuklu, Osmanlı imparatorlukları döneminde su yönetimine ilişkin belgesel yaptık. Özellikle kültür yolu dediğimiz eski yerleşim yerlerinde Pişirici ve Kozluca kastelleri var. O dönemin su yönetiminde geldiği noktayı gösteren çok önemli örnekler bunlar. Hem kanalizasyon hattını, kirli suyu temiz sudan nasıl ayırdıklarını, nasıl çözümlemeler ürettiklerini hem de sıcak iklim olduğu için buharlaşmayı önlemek için neler yaptıklarını görebiliyoruz. Bunların hepsini raporladık ve UNESCO’nun geçici listesine girebilmek için başvurduk. 2 yılın sonunda aynen gastronomide olduğu gibi geçici listeye girmiş olduk.”
-VE BİZ!-
Tarih ve kültür konusunda yaşanan sıkıntılar konusunda devreye zamanında ve etkili giremeyen Hatay İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü için sık sık gündeme taşınan “yetersiz bütçe ve yetersiz personel” bir bahane olarak kabul edilebilir mi bilinmez ama, eldeki son örnek, Bakanlığın ilgisine fazlasıyla muhtaç! Roma İmparatoru Marcus Ulpius Nerva Traianus’un ismini taşıyan su kemerinin Harbiye’den Antakya içlerine uzanan kısmında yaşanan ‘dramatik tablo’yu izleyenler, kemeri oluşturan büyük kesme taşların ‘köprü’ denen kısımda ciddi şekilde yıprandığını işaret ederken, “Olası bir çökme ya da yıkılma için de kader mi diyeceğiz?” diye soruyor. Sorarken de, Gaziantep örneğindeki başarı için “Neden olmasın!” ifadesini kullanıyor.
Çünkü UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’ne Hatay’dan dahil olan Antakya’daki Saint Pierre Kilisesi ve Samandağ’daki Vespasianus-Titus Tüneli’nin ötesinde duran çok daha büyük bir kalabalık var, sahip çıkılmayı bekleyen, ‘buradayım’ diyen, direnen! Onları da fark etsek mi? -Tamer Yazar-