Peki Ya Araç Güvenliği?
‘Sinkholes’ denilen yer çöküntüleri dünyanın bir çok noktasında sıklıkla karşılaşılan bir olgu, ki çoğunlukla da aniden oluyor ve ciddi kazalara neden olabiliyor. Asi Nehri yan duvarında içe doğru oluşan ve giderek tehlikeli bir hal alan göçüğün buna neden olma ihtimali var mı? Alınan önlemler yeterli mi?
2007 Şubat ayında, Guatemala’nın başkenti Guetamala City sakinleri yer altından gelen gürültülere uyanmışlar. Gürültüler haftalarca sürmüş. Derken bir gün, sokak ortasında, nerdeyse tam bir çember şeklinde bir toprak parçası üstündeki her şeyle beraber çökmüş. Çöküntü, 30 katlı bir bina derinliğindeymiş. Olayda iki kişi hayatını kaybetmiş. 1000 kadar insan ise evlerini boşaltmak zorunda kalmış. Oluşan bu çökme, yaşananlar arasında en büyükler arasında yer alıyor. Ancak bugüne kadar ulaşmış örnekleri de yok değil. Öyle ki, yerleşim birimlerinde ya da ‘yol ortasında açılan -anlık-çukurlar’ oldukça sık rastlanan ve herkesin korktuğu bir fenomen haline gelmiş durumda.
Asi Nehri’nin, Palladium alışveriş merkezinin olduğu yerde oluşturduğu risk de buna benzer bir risk mi, merak ediliyor. Çünkü çok uzun zamandır devam eden ‘durum’ en sonunda yerel idarelerin de dikkatini çekmiş olmalı, ki en sonunda beklenen ve istenen tedbir (!) alınmış görünüyor. Ancak alınan tedbirin sadece ‘yayalar’ noktasına sıkışmış olması, bu defa ‘araç’ sahipleri tarafından eleştiriliyor.
-YOLA ETKİSİ-
Asi Nehri iç duvarında yaşanan ciddi göçmenin ve oluşan oyuğun olası bir yol çökmesine neden olabileceğine işaret eden bir vatandaşın uyarısı da bu yönde:
“Buna benzer mi bilmiyorum ama, farklı ülkelerde, birden bire oluşan bu tür göçmeler var. Tabi bizimki o da değil! Göz göre göre yaşanan bir çökme var. Yeni de değil. Çok uzun zamandır bu halde. Aylarca mı? Belki yılı geçmiştir. Ama başımıza bir şey gelmeden yayalar için kaldırımı kapatmışlar en sonunda. Teşekkür mü edelim? Peki, bugüne kadar neredeydiler, bunu da soralım mı? Sahi, şimdiye kadar başımıza bir şey gelmemesine şükredelim mi? Bunu mu istiyorlar? Aslında haklılar! Şükretmek gerek. Şu ana kadar başımıza bir şey gelmediyse, Allah’ın sevdiği kullarıymışız, dememiz gerekiyor.”
-BİZ VE JAPONYA –
Uzun zamandır devam eden bu tehlikenin ‘ne oldu’ da -uyarı- noktasına taşındığı henüz bilinmiyor. Ancak, aylardır ve hatta daha uzun bir zamandır devam eden bu çökme halinin ne zaman tamir edileceği şimdilerde herkesin merak konusu.
Antakya örneğinde yaşanan ve ‘yılan’ hikayesine dönen ‘tamirat’ ve ‘uyarı’ karmaşasına bir Japonya örneği ekleyelim mi? Bu örnek, her iki ülkedeki yerel idare algısını da ortaya koysun ama…
Japonya’nın güneybatısındaki Fukuoka kentinde 2016 senesinde yaşanan benzer bir çökme hadisesinde, cadde ortasında yaklaşık 30 metre genişliğinde ve 15 metre derinliğinde bir çukur açılmasına sebep olmuş, şans eseri kimsenin yaralanmadığı olayda kanalizasyon şebekesi hasar görmüş, kentte 800 haneye bir süre su ve doğalgaz verilememişti. Ancak olayın yaşanmasının ardından, oluşan çukur, sadece bir gün sonra başlatılan bir çalışma ile beraber yerden 3 metre derinliğe kadar özel bir çimento karışımıyla doldurulmuş ve zarar gören kanalizasyon boruları da bu çalışma kapsamında onarılmıştı.
Tüm çalışmaların sonlandırılıp yolun trafiğe açılması ise toplam 8 gün içinde gerçekleşmişti. Yolun artık eskisinden 30 kat daha sağlam olduğunu söyleyen Fukuoka Belediye Başkanı Soiçiro Takaşima’nın mesajı mı? ‘Çok sayıda insana rahatsızlık veren bu olaydan ötürü özür dilerim…’
-TAMİRAT MI?-
Bizde mi? Asi iç duvarında oluşan derin ve tehlikeli çökme çok uzun zamandır bu halde. Yüzlerce yaya, kaderine terk edilen bu alanı tehlikeyi fark etmeden kullandı, diğer bir deyişle bu şartlarda kullanılmasına izin verildi. Ancak bu süre içinde ne uyaran oldu ne de bu alanı trafiğe kapatan. Aylar sonra gelen bu uyarı (!) tabelasının yerini ne zaman tamirata bırakacağı ise soru işareti. Peki, bugün alınan önlem için teşekkür bekleyenler, bugüne kadar alınmayan önlem için Japonya örneğini takip edip ‘özür’ diler mi? -Tamer Yazar-