“Çiçeklerim Çocuğum Gibidir”
Gülen, çiçekleri yetiştirmeye başladığı ilk yıllardan itibaren onlara olan sevgisinin giderek arttığını belirtti. Çiçekleri sabahları ve akşamları düzenli olarak suladığını ve bakımını titizlikle yaptığını söyleyen Zübeyde Gülen, “Çiçeklerimden birinin bir dalı kırılsa anlarım ve çok üzülürüm. Onlara duyduğum sevgiyle, bahçemdeki her çiçek farklı bir yaşam alanı oluşturuyor. Çiçeklerim, çocuğum gibiler” diyerek çiçeklerine olan bağlılığını vurguladı.
“Çiçeklerim Sevgimi Anlıyor”
Gülen, bahçesinde yetiştirdiği çiçekleri çoğaltarak her geçen yıl daha fazla çeşidi bir arada bulundurmayı hedefliyor. “İnternetten görüp alıyorum, çiçeklere merakım devam ediyor” diyen Gülen, bahçesinde vagonya, çanta çiçeği, sardunya, kaktüsler gibi çok sayıda farklı türün bulunduğunu dile getirdi. Çiçekleri yetiştirirken ilaç kullanmadığını, bunun yerine doğal yöntemlere yöneldiğini belirten Gülen, hayvan gübresi kullanarak çevreye zarar vermeyen bir yöntemle bakımını yapıyor.
Eşiyle Ortaklaşa Emek
Çiçek bakımını yalnızca kendisi değil, eşi Vehbi Gülen de destekliyor. Başlangıçta Zübeyde Gülen’in çiçeklerle bu kadar zaman geçirmesini sorgulayan eşi, zamanla çiçeklere olan ilgisini paylaşmaya başlamış. Vehbi Gülen, “Çiçekler güzel olup herkes görmeye gelince ben de sevdim. Eşimle birlikte çiçekleri suluyoruz, gübreliyoruz, çoğaltıyoruz” diyerek bahçeye olan katkısını anlattı.
Misafirler Hayran Kalıyor
Gülen çiftinin çiçeklere olan sevgisi, yalnızca bahçelerinde değil, evlerinin ön kısmında da kendini gösteriyor. Zübeyde Gülen, “Evimizin önü çiçeklerle süslendiğinde, gelen misafirler hayran kalıyor” dedi. Bahçede 500’ün üzerinde çiçek çeşidi bulunduğunu ifade eden Vehbi Gülen, “Çiçeklerin fotoğraflarını çekiyorum ve yeni gördüğüm bir çiçeği alıp getiriyorum. Bu bahçeyi oluşturmak bizim için bir tutku haline geldi” diye ekledi.
Zübeyde Gülen’in bahçesindeki çiçeklerin tüm komşular tarafından ilgiyle izlendiği ve güllerin, sardunyaların, kaktüslerin harmanlandığı bu renkli bahçenin, sadece Gülen ailesinin değil, çevrenin de bir parçası haline geldiği ortada.