Söylenenler ve eleştiriler farklı!
TBMM Dijital Mecralar Komisyonu Başkanı, AK Parti Hatay Milletvekili Hüseyin Yayman, yapılacak sosyal medya düzenlemesinin bir yasaklama, sansür, ceza düzenlemesi olmayacağını söylese de, hukukçular ve konunun uzmanları farklı düşünüyor.
Yeni bir sansür girişimi mi? Ağların denetimini sağlama yöntemi mi? Bilgi akışının önüne, istenildiğinde set kurabilecek bir yapılanma mı?
TBMM’de kabul edilen yeni düzenleme, İnternet ortamında yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun’a bazı yenilikler getiriyor. Ancak düzenlemenin içeriği, tartışmaları da beraberinde getiriyor.
Bilindiği gibi, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, torunu Hamza Salih’in doğumu sonrasında kızı Esra Albayrak ve damadı Berat Albayrak’ı hedef alan sosyal medya yorumlarına tepki göstererek, sosyal medya mecralarının “kontrol edilmesini” istediklerini söylemişti. Erdoğan, “Bu düzenlemenin süratle hazırlanması ve yürürlüğe sokulması çağrısında bulunuyorum. Yasama dönemi bitmeden tamamen bu meseleyi halledeceğimizi umuyorum” demişti.
DW Türkçe’ye konuşan bilişim uzmanlarına göre, düzenleme, haber alma hakkının yanı sıra günlük hayatta sosyal ağlar üzerinden iletişimi de olumsuz etkileyecek, sosyal medya araçlarına denetim sıkılaşacak, bu ağlar ve kullanıcılar için sansür ve otosansür gündeme gelecek. Türkiye’de sosyal medya platformlarının habere ulaşmada kullanıldığına işaret eden uzmanlar, yapılacak düzenlemeyle, haberlerin yaygınlaşmadan engellenebileceğini, bunun da bağımsız gazetecilik ve alternatif medyayı tehdit ettiği görüşünde.
-TEHDİT NOKTASINDA!-
Bu konudaki en yetkili isimlerden biri olan, TBMM Dijital Mecralar Komisyonu Başkanı, AK Parti Hatay Milletvekili Hüseyin Yayman ise eleştirilerin yerinde olmadığını ifade ederken, sosyal medya şirketlerinin, ulus devletleri ve demokrasileri tehdit eder hale geldiğini söyledi. Yayman, bu tespitini paylaşırken de, “Sosyal medyada ortaya çıkan yalan haber, dezenformasyon, itibar suikasti, ırkçılık, şiddet, nefret dili, demokrasileri tehdit eder hal kazanmıştır” dedi.
Günümüzde sosyal ağların, kendilerini hükümetler üstü görür hale geldiğini ifade eden Yayman, bunun asla kabul edilebilir bir durum olmadığını vurguladı. Yayman, “Dünya, küresel dijital oligarklar tarafından bir dijital diktatörlüğe götürülmek istenmektedir. Sosyal ağların, demokrasileri tehdit etmesi, hukuk için tehdit oluşturması, mahkeme yerine geçerek sosyal medya mahkemesi kurulması, üzerinde düşünülmesi gereken bir durumdur” diye konuştu.
-YALAN HABER!-
Sosyal mecralar sorununun, hem bir özgürlük hem bir güvenlik sorunu haline geldiğini kaydeden, Yayman, “Ülkemizde son günlerde yaşanan yangın, sel, deprem felaketlerinde, bir taraftan olayın kendisiyle uğraşırken, diğer taraftan yaşanan doğal afetlerden daha büyük bir sosyal medya afetiyle karşı karşıya kaldığımız ortadadır. Bunun, iktidar muhalefet gerilimi ile ilişkisi yoktur. Sosyal medyanın, çağdaş normlara kavuşması gerekir. Burada, kişilerle ilgili bir düzenlemeden bahsetmiyoruz. Yalan haberin önüne geçmezsek, bu, demokrasimizi tehdit eder hale gelecektir” değerlendirmesini yaptı.
-SANSÜR YOK!-
Yapılacak sosyal medya düzenlemesinin bir yasaklama, sansür, ceza düzenlemesi olmayacağını belirten Yayman, bu düzenlemenin, yeni yasama döneminde TBMM’nin en öncelikli konulardan bir tanesi olacağını söyledi. Yayman, “Çağdaş ülkelerde, Avrupa’da hangi uygulamalar varsa, biz, Türkiye’de de aynısını olmasını istiyoruz. Çağdaş normlara uygun düzenlemeyi, iktidar ve muhalefet, hep birlikte inşallah sağlayacağız” ifadesini kullandı. -Tamer Yazar-