Yazı Devrimi Neden Gerekliydi?

24 Temmuz 2020 tarihinde Ayasofya Camii’nin İbadete Açılış Töreni, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımıyla gerçekleştirilmiştir. Gerçi cami ibadete açıktı. Birçok yazar, Ayasofya’nın açılacağı tarih ile ilgili çarpıcı Lozan detayına işaret ettiler. Danıştay’ın kararının ardından cumhurbaşkanlığı onayıyla Ayasofya, cami statüsüne çevrilirken, açıklamalarda bulunan Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan’ın ilk namaz için 24 Temmuz Cuma gününü işaret etmesi, […]

24 Temmuz 2020 tarihinde Ayasofya Camii’nin İbadete Açılış Töreni, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımıyla gerçekleştirilmiştir. Gerçi cami ibadete açıktı.

Birçok yazar, Ayasofya’nın açılacağı tarih ile ilgili çarpıcı Lozan detayına işaret ettiler. Danıştay’ın kararının ardından cumhurbaşkanlığı onayıyla Ayasofya, cami statüsüne çevrilirken, açıklamalarda bulunan Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan’ın ilk namaz için 24 Temmuz Cuma gününü işaret etmesi, akıllara 24 Temmuz 1923 yılında imzalanan Lozan Anlaşmasını getirdi.

Açılışın ardından tartışmaların da sonu gelmedi. Diyanet İşleri Başkanı Sayın Ali Erbaş’ın talihsiz konuşması hala tartışılıyor.

Sonrasında, Açılışa katılan bazı grupların gövde gösterisi ürkütücüydü.

Tartışmalara Sayın Bilal Erdoğan Harf Devrimini hedef alarak katıldı.

Harf Devrimi’ni hedef alan Sayın Bilal Erdoğan’a Tarihçi Sinan Meydan ve çok sayıda aydın karşı çıktı.

Şunu bilelim, Yunan alfabesi Yunan diline, Çin harf sistemi Çin diline uygundu; ama Osmanlı’nın kullandığı Arap harfleri Türk diline uygun değildi, Türkçeye tamamen yabancıydı.

Harf Devrimi yapılırken Türkiye’de okur-yazar oranı yüzde 10’un bile altındaydı. Osmanlı aydınları 1800’lerden beri alfabe değişimini sürekli tartıştı.

Atatürk, İstanbul Sarayburnu’nda yazı devrimini müjdeleyen konuşmasını 09 Ağustos 1928’ de yapmıştı. Yani Harf devriminden 20 gün önce.

“Arkadaşlar! Güzel dilimizi ifade etmek için yeni Türk harflerini kabul ediyoruz. Bizim güzel, ahengi zengin lisanımız yeni Türk harfleriyle kendini gösterecektir. Yüzyıllardan beri kafalarımızı demir çerçeve içinde bulunduran, anlaşılmayan ve anlamadığımız işaretlerden kendimizi kurtarmak mecburiyetindeyiz…

Yeni Türk harflerini çabuk öğreniniz. Bütün millete, köylüye, çobana, hamala, sandalcıya öğretiniz. Bunu vatanperverlik vazifesi biliniz. Bu vazifeyi yaparken düşününüz ki bir milletin, bir içtimai heyetin yüzde sekseni okuma yazma bilmez. Bu ayıptır. Bundan insan olarak utanmak lazımdır. Bu millet utanmak için yaratılmış bir millet değildir; iftihar etmek için yaratılmış ve iftiharla tarihini doldurmuş bir millettir…”

Mustafa Kemal 1 Kasım 1928’de Harf İnkılabını gerçekleştirmiştir. Atatürk’ün gerekçeleri, Sarayburnu konuşmasında net bir şekilde ifade edilmiş.

Harf Devrimiyle birlikte, Türk dilinin gelişmesi sağlandı ve çağdaşlaşma yolunda önemli bir adım atılmış oldu. Okuma yazma oranı kısa zamanda arttı.

Atatürk’ün yeniden vatan yaptığı topraklarda, Atatürk’ü, Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyeti ve devrimlerini şiddetle savunuyoruz ve savunmaya devam edeceğiz.

Exit mobile version