Türkçenin yaşayan en önemli öykücü/şairi Murathan Çarboğa’yı bir hafta önce, sessiz sedasız, sonsuzluğa uğurladık.
Murathan Çarboğa, öykü ve şiirleriyle bugünden yarına kalacak ustalardan biri.
Ülkemiz şiiri/öyküsü her gün soluk alan bir yazın ustasından yoksun kalmanın hüznünü uzun zaman hissedecektir.
Murathan Çarboğa, 1974 Dörtyol doğumludur.
1991 yılında Adana İsmet İnönü Endüstri Meslek Lisesinden, 1997 yılında Mustafa Kemal Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı bölümünden mezun olmuştur.
Onu, bildim bileli kentimizde bir lisede görev yapmaktaydı.
Türk Şiirinin tarihçesinde, 1950 sonrası için “II. Yeni” diye söz edilir. “II. Yeni” şiirini kimileri, “çağdaş Türk şiirinde bir dönüşüm, kimileri, kapalı bir toplumun şiiri” olarak yorumladı. “Onlar Divan Şiiri’nin etkisinde kalarak, şiirin işçiliği ile ilgilendiler, biçim üzerine yoğunlaştılar, eski şiirimizin rüzgarını şiirlerinde hissettirdiler. Şiir dilimizin boyutlarını genişlettiler. Dil devriminin getirdiği yeni sözcükleri şiirsel yaratışın sınavından geçirdiler.”
1931 yılında Erzincan’da doğan Cemal Süreyya, (Bir iddiadan dolayı soyadındaki “y” nin birini kaybeder.) “II. Yeni”nin en önemli ozanıydı. Şiirlerindeki biçim, içerik ve anlatım özellikleri ile “II. Yeni” şiirine katılan ozan, bu akımın önde gelen ozanlarından biri oldu. Geleneğe karşı olmasına karşın geleneği şiirinde en güzel kullanan ozanlardan birisiydi. Kendine özgü söyleyiş biçimi ve şaşırtıcı buluşlarıyla, zengin birikimi ile, duyarlı, çarpıcı, yoğun, diri imgeleriyle “II. Yeni”şiirinin en başarılı örneklerini verdi.
9 Ocak 1990 tarihinde İstanbul’da yaşamını yitiren ozan Cemal Süreya anısına 1991 yılından beri “Cemal Süreya Şiir Ödülü” verilmektedir. 2001 yılından sonra 3 yıl ara verilen ödüller, 2004’den beri Cemal Süreyya Kültür ve Sanat Derneği tarafından devam ettirilmektedir. Yayımlanmış Kitap Ödülü ve Yayımlanmamış Dosya Ödülü olmak üzere iki dalda ödül verilen şiir ödülünü 2004 yılında, Yayımlanmış Kitap Ödülü dalında Haydar Ergülen, Yayımlanmamış Kitap Ödülü dalında ise Murathan Çarboğa almıştır.
Temsilciliğini yaptığım derneğin üyesi olduğu için onunla, ödülünü almak üzere İstanbul’a gitmiştim. Ödül töreninden sonra, iki gün sevgili şair arkadaşım Ayten Mutlu’nun iki gece konuğu olmuştuk. Bir iki şiir etkinliği dışında pek fazla tanımadığım Çarboğa’yı bu yolculuk sırasındaki sohbetimizde daha iyi tanımıştım.
İyi bir şair olmanın yanı sıra O, iyi bir eğitimci, iyi bir dost, iyi bir aile reisiydi.
Cemal Süreya Şiir Ödülü gibi bir ödüle layık görülen şiir dosyasının yayımlanmamasının hüznünü yaşadı hep. Murathan, parayla kitap bastırmaya karşı durdu, bir yayınevi çıkıp da “yayınlayalım” demedi. Bu durum da ona hep acı verdi.
Zaten yaşamı boyunca, biriktirdiği paralarla kitap bastıran insanlara hep kızdı.
Sendikamız/derneğimiz adına “Edebiyat Mutluluktur” adıyla bir şiir programı hazırlayan Şükran Koçak arkadaşımız, bir yıl önce onunla ilgili bir program hazırlamıştı. Bu, pandemi nedeniyle son program olmuştu. Çok geniş katılımlı etkinliğin sonunda sevgili Murathan’a, yazınımıza katkılarından dolayı bir plaket vermiştik. Çok duygulanmıştı ve “ yaşadığım kentten ilk kez bir ödül alıyorum” demişti.
Farklı yarışmalardan sanırım elliye yakın ödüle layık görülmüştür. Bilmem, bu kadar ödül alan başka yazarımız var mı?
Bu değerlerimize yaşarken sahip çıkmak en doğrusu.
Sanat dostu, halkımızın dostu Hatay Büyükşehir Belediye Başkanım sayın Doç. Dr. Lütfü Savaş’tan dileğim, bir park, sokak ya da caddeye Murathan’ın adının verilmesi. Murathan bunu fazlasıyla hak ediyor. Gerçekten Murathan gibi değerler kolay yetişmiyor.
Murathan’ın öykü ve şiiriyle ilgili çok sayıda yazı yazıldı. Yazılmaya da devam edilecek.
Güle güle sevgili Murathan! Sevgimiz ardın sıra yürüyecek ve seninle ilgili anlatacaklarımız hiç bitmeyecektir.