YAZINIMIZIN BÜYÜK USTASI YAŞAR KEMAL 100 YAŞINDA

Geçtiğimiz hafta, 2023 Nobel Edebiyat Ödülü sahibini buldu. 2023 Nobel Edebiyat Ödülü’nü “yenilikçi oyunları ve nesirleri” dolayısıyla Norveçli Norveçli yazar Jon Fosse kazandı. Edebiyat dünyasının en prestijli ödülü olarak gösterilen Nobel Edebiyat Ödülü’nde, bu yıl da her sene olduğu gibi son güne dek birçok yazarın adı öne çıktı. 2023’ün favori isimleri arasında ise Çinli yazar […]

Geçtiğimiz hafta, 2023 Nobel Edebiyat Ödülü sahibini buldu.
2023 Nobel Edebiyat Ödülü’nü “yenilikçi oyunları ve nesirleri” dolayısıyla Norveçli Norveçli yazar Jon Fosse kazandı.
Edebiyat dünyasının en prestijli ödülü olarak gösterilen Nobel Edebiyat Ödülü’nde, bu yıl da her sene olduğu gibi son güne dek birçok yazarın adı öne çıktı. 2023’ün favori isimleri arasında ise Çinli yazar Can Xue ilk sırada yer alırken ödülün sahibi olan Jon Fosse ikinci sıradaydı.
Geçtiğimiz hafta, daha önce Nobel Edebiyat Ödülü’ne aday gösterilen Çukurovalı yazar Yaşar Kemal’in 100. doğum yılıydı.
Sanatçı Livaneli, sosyal medya platformu X üzerinden yaptığı paylaşımda Kemal ile çekilen fotoğrafını, “Yaşar abi, her okurun, her ezilenin, her başkaldıran insanın soluğunda tekrar doğuyor. Ölmez otu gibi” notuyla paylaştı.
Livaneli’nin paylaşımına yüzlerce beğeni ve yorum gelirken, Livaneli’nin takipçilerinden biri, “Sizin kişisel olarak tanıdığınız Yaşar Kemal ölmüştür belki, bizim tanıdığımız Yaşar Kemal zaten ölümsüz” yazdı.
‘Yaşar abi’mizdi o bizim. İnsan hakları ihlallerinde sözünü sakınmayan, ülkesinin insanlarına ve doğasına duyduğu sevgiyi kitaplara sığdıramayan bu büyük yazarı tanıma onuruna eriştiğim için çok mutluyum.” diyor bir yazarımız
Yaşar Kemal’le ilk tanışmam ortaokul birinci sınıfta “İnce Memet”le oldu. Ardından, “Ortadirek”, “Yer Demir Gök Bakır”, “Ölmez Otu” ve diğerleri… O zamanlar Türkçe öğretmenimiz bir Yaşar Kemal hayranı idi ve korkmadan Yaşar Kemal dahil tüm çağdaş yazarlarımızın yapıtlarını önerirdi. Ortaokul üçüncü sınıfta iken Halk Oyuncuları’ndan “Teneke”yi izlemiştim. Sanırım izlediğimim ilk oyundu ve bu oyunla tiyatro ile tanışmıştım.
2014, Şubat ayında Almanya’nın Frankfurt kentine yolumuz düşmüştü. St. Paul Kilisesi’ni gezerken, kilisenin duvarına kazılmış isimler dikkatimi çekmişti. Onlarca isim arasında iki Türk yazarın adını görünce heyecanlanmıştım. Bu iki Yaşar Kemal ve Orhan Pamuk’tu.
Her ikisi de Alman Yayıncılar Birliği Barış Ödülü’nü almış ve Frankfurt Kitap Fuarı’nda ödüllerini almışlardı. Bu ödülü alan yazın ustalarının adları da kilise duvarına konuyordu.
Nobel’den sonra en büyük yazın ödülü olan bu ödül, 1950 yılından bu yana veriliyor ve tören bu kilisede gerçekleştiriliyor. Çünkü kilise Alman siyasi tarihinde önemli bir yere sahiptir: Frankfurt Ulusal Asamblesi, 1848 yılında bu kilisede toplanmıştı.
Yaşar Kemal, ödül töreninde, Frankfurt Belediye Başkanı Petra Roth ve ünlü Alman yazar Günter Grass’ın “övgü” dolu sözlerinden sonra yaptığı “teşekkür” konuşmasında, “Ben bir edebiyat adamıyım. Edebiyata başladığımdan bu yana insanlar için elimden ne geldiyse yapmaya çalıştım” dedi. Sık sık alkışlarla kesilen konuşmasına şöyle devam etti: “İnsanların içindeki yaşama sevinci ölümsüzdür. Ben ışığın, sevincin türkücüsü olmak istedim her zaman. İstedim ki benim romanlarımı okuyanlar sevgi dolu olsunlar, insana, kurda kuşa, börtü böceğe, tekmil doğaya. Ve bu görkemli kültür toprağının üstünde oturan ülkemin insanlarının böyle kalmayacaklarına, bu verimli kültürler toprağını yeniden yeşerteceklerine, gerçek bir demokrasiye er geç kavuşacağımıza ve dünyada demokrasi mücadelesi veren ülkelerin demokrat halklarına yardım edeceğimize inanıyorum.”
Doğrusu, bu topraklara aydınlığı katmış, bu topraklara sevgi ve barışı katmış, Yaşar Kemal gibi bir aydınımızın çağdaşı olmanın, onunla aynı coğrafyada yaşamının gururunu bir kez daha taşımıştım.
Yaşar Kemal, yazınımızın en büyük odaklarındandır. Onu anlamadan romanımızın, öykümüzün serüvenini anlamak oldukça zordur. Kısaca, yazınımıza ilgi duyanlar Yaşar Kemal’i kavramak zorundadırlar.
“Çukurova’yı yeniden yaratırken yeni bir dil de yaratmayı başaran sevgili Yaşar Kemal’in, antik çağların büyük filozof/bilim insanı Thales’den alıntıladığı sözcüklerle bitirelim: ‘Bir halkın türkülerini yakanlar, kanunlarını yapanlardan güçlüdür.”

Exit mobile version