Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Yeniden doğuş ama nefessiz

Antakya, deprem sonrası yaralarını sarmaya çalışırken büyük bir sorunla her

Antakya, deprem sonrası yaralarını sarmaya çalışırken büyük bir sorunla her geçen gün daha fazla boğuşuyor: toz, çamur ve hızla düşen hava kalitesi.

Şehrin dört bir yanında yükselen inşaat makinelerinin sesi artık alışıldık bir fon müziği. Ancak bu çalışmalar devam ederken ortaya çıkan yoğun toz, sokakları gri bir sis bulutuna çeviriyor. Fotoğrafta da görüldüğü gibi, hava adeta sisli bir akşammış gibi turuncuya çalıyor; oysa bunun sebebi pus değil, tozun güneş ışığını kırması.

Araçların farları gündüz vakti açık, yayalar nefes alırken yüzlerini kapatma ihtiyacı hissediyor, motor sürücüleri ise önlerini zor görüyor. Antakya’nın yeniden ayağa kalkması için yürütülen çalışmalar gerekli; ancak şehrin nefes alması için gerekli tedbirler alınmadıkça bu süreç, halkın sağlığını ciddi şekilde tehdit ediyor.

Uzmanların uyarılarına göre, deprem sonrası yıkım ve hafriyat taşımalarının denetimsiz yapılması; sulama yapılmadan enkaz taşınması; yolların haftalardır temizlenmemesi gibi faktörler, hava kalitesini tehlikeli seviyelere çekiyor. Tozun içindeki mikrop, ağır metal ve beton partikülleri özellikle çocuklar, yaşlılar ve solunum yolu hastaları için büyük risk oluşturuyor.

Buna rağmen şehirde maske dağıtımı, düzenli yol sulaması, hafriyat kamyonlarının kapalı taşınması gibi önlemlerin yeterince uygulanmadığı sahadan kolaylıkla gözlemleniyor. Belediyeler ve ilgili kurumların koordinasyonu ise hâlâ yetersiz.

Antakya halkı, bir yandan yıkımın acısıyla mücadele ederken diğer yandan soludukları havanın her gün daha da kötüleşmesiyle karşı karşıya. Yaşanan bu tablo, yeniden inşa sürecinin plansızlığını gözler önüne seriyor.

Bu şehir, yeniden doğmayı hak ediyor. Ancak bu doğuş, halkın nefesini keserek değil; onların sağlığını koruyan, bilimin rehberliğinde yürütülen, insan odaklı bir anlayışla gerçekleşmeli.

Antakya’nın geleceği, bugün alınacak doğru kararlarla şekillenecek.
Ve şu an ortada olan tek gerçek, insanların büyük bir toz bulutunun içinde yaşamaya mahkûm edilmemesi gerektiği.