Yer yer alçılamışız… Ve beton eklemişiz…

Dört cepheli hali, üzerindeki süslemeleri ve 100 seneden fazla geçmişi ile dikkat çeken Meydan Çeşmesi, yıllar içindeki bakımsızlığının hesabını soruyor, çarşı kalabalığı içindeki kaybolmuşluğunda…   Antakya Uzun Çarşı içinde, baharatçıların ve aktarların olduğu yerden biraz yürüyüp geniş bir alana ulaştığınızda, karşınıza, dükkanların orta yerinde yükselen taş bir çeşme çıkıyor. Kimi 100 yaşında dese de, çoğunluk […]

Dört cepheli hali, üzerindeki süslemeleri ve 100 seneden fazla geçmişi ile dikkat çeken Meydan Çeşmesi, yıllar içindeki bakımsızlığının hesabını soruyor, çarşı kalabalığı içindeki kaybolmuşluğunda…

 

Antakya Uzun Çarşı içinde, baharatçıların ve aktarların olduğu yerden biraz yürüyüp geniş bir alana ulaştığınızda, karşınıza, dükkanların orta yerinde yükselen taş bir çeşme çıkıyor. Kimi 100 yaşında dese de, çoğunluk ‘100’den çok fazla’ konusunda ısrarcı. Ama yorgun bedenine dair yaş tartışmasına sizi asıl sokan şey, çeşmeye dair gördükleriniz.

-Alçılı-çimentolu-

Meydan Çeşmesi olarak da bilinen ve 1914 tarihine uzanan geçmişiyle sizi karşılayan bu taş yapı, dört cepheli ender çeşmelerden bir tanesi. Üzerindeki motiflerin estetiğine yakından bakmak için yaklaştığınızda, o ‘ender’ halinin aslında ‘acınası’ bir halde olduğunu fark ediyorsunuz. Çeşmenin dört bir köşesinde, yukarıdan aşağıya doğru inen sütunların kırık-dökük hali buna dair. Ama en çok da, o kırık-dökük halin yamasında kullanılan alçılar, hatta çimento karışımları. Tamiratı kim yapmış bilinmiyor ama, yapılanın oldukça amatör biri tarafından hayata geçirildiği kesin. Çünkü kırılan parçalar yerine oturtulmamış, aksine yüksek bırakılmış. Bu ise, bu eski çeşmenin ne kadar kaderine teslim edildiğinin bir karşılığı olmuş.

-Kültür müdürlüğü mü?-

Aslında asıl soru da bu! Diğer sorular mı? Sahi, Kültür ve Turizm İl Müdürlüğü bu konuda ne yapıyor? Şu ana kadar ne yaptı? Ne kadarını yaptı? Bundan sonra ne yapacak? Ama ne zaman yapacak? Peki, marka kent Hatay’ın koordinasyonundan sorumlu Hatay Valiliği… Onlar, eldekinin bakımsızlığında dururken, bu denetimin ne tarafında duruyorlar? Gecikmenin maliyetinden kimi sorumlu tutuyorlar? Yapılan tamiratın aslına uymaması konusunda kimi ‘suçlu’ ilan ediyorlar?

Tamer Yazar

Exit mobile version