Ülkenin içinde bulunduğu olumsuz tablonun bir an önce düzelmesini isteyenlerin…
16 Nisan referandumundan sonra partili bir cumhurbaşkanı tarafından yönetilmeyi demokrasi ile bağdaştıramayanların…
Türk usulü Başkanlık sisteminin ülke geleceği açısından yararlı sonuçlar vermeyeceğine inananların…
Sayıları giderek artmakta ve ülke genelinde ezici bir çoğunluğun oluşmasına doğru hızla yol alınmaktadır.
Bu konuda başta anamuhalefet partisi CHP olmak üzere , ülke geleceği açısından oluşabilecek tehlikeleri görenlerin, bir araya gelebilmeleri ve aynı amaç doğrultusunda birlikte hareket edebilmeleri için ortak bir akla ihtiyaç olduğu ,gün geçtikçe kendini daha fazla hissettirmektedir.
İşte bu bağlamda en büyük görev anamuhalefet partisi olan CHP’ye düşmektedir. Zira CHP sadece bir ana muhalefet partisi değil, bunun üstünde genç Türkiye cumhuriyeti devletinin kuruluşunda, Atatürk ilke ve devrimlerinin yaşama geçirilişinde, Cumhuriyetin sağlam temeller üzerine oturtulmasında büyük görevler üstlenen bir partidir. Tek kelime ile CHP , Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu bir partidir. Bu nedenle bu partiye ve onun sadece ülke yararı göz önünde tutulmak suretiyle belirleyeceği yola ve atacağı adımlara da büyük bir gereksinim bulunmaktadır.
Daha yalın bir anlatımla umutsuzluk içerisinde bulunan yurttaşlarımızın kurtarıcısı olarak CHP’ye ve oluşan oluşuma büyük bir ihtiyaç bulunmaktadır.
Son aylarda CHP’nin atmış olduğu adımların, almış olduğu kararların bu birlik ve beraberliği sağlayacak nitelikte olduğu açıkça görülmektedir.
Şöyle bir sıralamaya kalkarsak: Ankara’dan İstanbul’a yapılan ve Maltepe mitingi ile sonlandırılan “adalet yürüyüşü…”
Bunu izleyen günlerde Çanakkale’de yapılan ve dört gün süren “Adalet kurultayı…”
Ve son olarak tasarlanan “Adalet tırları…”
Bunların hepsi ayrı ayrı bir önem taşımaktadır.
Yapılamaz, başarılamaz denilen adalet yürüyüşü yaklaşık 2-3 milyon kişinin katıldığı muhteşem bir miting ile sona erdi. Bu yürüyüş hiç bir partiye ve siyasal hiçbir görüşe mal edilmedi.Sadece ülke yararı göz önünde tutularak adaletin aranıp bulunması ve hiçbir siyasi etki altında kalmadan uygulamaya konulması için oluşan ortak görüş sahiplerinin desteği sonucu bu birliktelik oluştu.
Hemen arkasından gerçekleştirilen adalet kurultayı, tıpkı “adalet yürüyüşü” gibi büyük bir ses getirdi. Yine toplumun büyük bir çoğunluğu bu adalet kurultayına da desteğini esirgemedi.
Dört gün süren kurultayda ülkenin çeşitli sorunları gündeme taşındı. Katılımcıların görüşleri dinlendi. Sonucu da bir bildirge ile kamuoyuna açıklandı. Sonuç bildirgesi, tıpkı adalet yürüyüşü sonunda yapılan mitingdeki varılan ortak görüşün açıklamasında olduğu gibi kamuoyundan büyük bir destek gördü, ses getirdi.
Böylece 16 Nisan referandumu ile ortaya çıkan bu yeni oluşumun giderek daha güçlendiği, her kesimden, her görüşten yurttaşları bünyesinde toplamak suretiyle ülkenin kötü gidişine dur diyecek boyutu çoktan aştığı görülüp anlaşıldı.
Buna rağmen büyümeye, güçlenmeye devam edildi. Ülkenin üzerindeki kara bulutların bir an evvel dağılmasını sağlayacak çoğunluğun elde edilmesine rağmen arayışa nokta konulmadı. Bu kez “adalet tırları” vasıtasıyla yurdun dört bir yanına ulaşmak,ülkenin içinde bulunduğu durumu gözler önüne sermek, öteki olunmadığını kanıtlamak için yeni bir hamleye girişildi.
İnanıyoruz ki; sadece ülke yararı göz önüne tutularak bir araya gelme isteği ortaya konulduğunda, güç daha da artacak, umut güneşinin ülkemizi aydınlatacağı günlerin çok yakın olduğuna herkes inanacaktır.
Yeter ki bu olumlu adımlardan vazgeçilmesin, yeter ki kişisel beklentiler ve hesaplar ön plana çıkmasın….
YORUMLAR