Ülkemiz ekonomik, sosyal ve siyasal durum açısından sosyal demokrat anlayışta olan görüşlerin hızla taraftarlarının artmasını, sandıktan da bu görüşte olan siyasi partilerin başarıyla çıkmasını gerektirecek bir ortamdadır.
Biz yaklaşık 10 yılı aşkın bir süredir yazar, çizer ve söyleriz: Ülkenin içinde bulunduğu sorunların, ancak sosyal demokrat anlayış sahibi olan siyasiler tarafından demokrasinin kuralları içerisinde çözülmesi mümkün olabilir.
Bu nedenle de bu anlayışa sahip olan siyasi partilerin ülkenin içinde bulunduğu dar boğazdan en çok etkilenen kesimlere ulaşması, onlara sorunlarının ancak kendileri tarafından çözülebileceğini anlatması ve onları inandırması zorunludur.
Başka bir anlatımla; kendilerinin öteki olmadığını, onlardan biri olduklarını, onların içinden geldiklerini ve bu nedenle dar boğazın ancak bu görüşte olanların desteklenmesi suretiyle söz ve yetki sahibi olabilmeleri sonucu çözülebileceğini anlatmak gerekir.
Yıllar yılı bunları söyleye söyleye dilimizde tüy bitti, yaza yaza kalemimizde mürekkep kalmadı.
Son gelişmelerden bu uyarıların göz önüne alındığı ve özelikle sosyal demokratların bugüne kadar girmedikleri, gitmedikleri yörelere girmek ve gitmek suretiyle kendilerini anlattıkları, öteki olmadıklarına inandıkları anlaşılmaktadır.
Örnek mi istiyorsanız işte size en taze örnek: 31 Mart yerel yönetimler seçimlerinde alınan sonuçlar.
CHP’nin ve CHP ile birlikte millet ittifakını oluşturan partilerin kazandıkları belediyelere şöyle bir bakmak, bir kanaat edinmek için yeterde artar bile.
Hele hele YSK’nın bozması sonucu yenilenen, İstanbul büyükşehir belediye başkanlığı için yapılan 23 Haziran’daki seçim ve seçim sonuçları bunun en açık bir göstergesi olarak kabul edilmelidir.
Bir zamanlar CHP’nin hemen hemen hiç oy almadığı, ya da açık ara azınlıkta kaldığı yörelerde 23 Haziran’da yapılan seçimler sonucunda sandıktan çıkan oylara bir bakalım.
Bir zamanlar öteki olarak kabul edildikleri için seçmenden oy alamayan CHP’nin adayı, bu kez o yörelerden ezici bir çoğunlukla oy almış ve bunun sonucu olarakta 806 bin gibi açık ara bir farkla İstanbul büyükşehir belediye başkanlığını kazanmıştır.
Bu sonuç bile yıllar önce yaptığımız uyarıların ne denli doğru ve haklı olduğunu kanıtlamaya yeter de artar bile.
Artık sosyal demokrat anlayışta olan partilerin bu gerçeği görmesi ve politikalarını da bu gerçek doğrultusunda yeniden gözden geçirmeleri zorunludur.
Nasıl olsa bana oy vermezler, bu nedenle o yörelere gidipte boşuna zaman harcamaya gerek yoktur anlayışı ile kendini öteki olarak göstermekte ısrar eden anlayışın doğru olmadığı anlaşılmıştır.
Buna paralel olarakta içinde bulunulan zor durumun ve sorunların üstesinden gelebilecek anlayışın sosyal demokrat bir görüşe sahip olan partilerin yapacağı çalışmalar sonucu aşılacağı ve böylece düzlüğe çıkabileceği görüşü de bu anlayışa bugüne kadar oy vermemiş olan seçmen tarafından da görülmüş ve kabul edilmiştir.
Böylece seçmenler kendilerinin sorunları ile ilgilenecek, sıkıntılarını giderecek ve dertlerine derman olabilecek olan anlayışın ve bu anlayışa sahip olan siyasi partilerin, öteki olmadığının bilincine eriştikleri ve bu doğrultuda yapılan çalışmaların, girişimlerin, kendilerini ifade etme ve kabul etme anlayışının semere verdiği ve her geçen günde bunun daha güçlü bir hale geldiği son günlerdeki gelişmelerden açıkça anlaşılmaktadır.
Nitekim bu durumu gören ve bugüne kadar seçmenin önemli bir kesiminin oylarını elinde tutmakta başarılı olan siyasi görüşün içine girdiği telaş ve çırpınışta bunun açık kanıtı olsa gerek.
İşte bu gerçekleri görmek suretiyle çalışıldığı, öteki olunmadığına seçmen inandırıldığı takdirde, seçimlerden başarı ile çıkabilmenin, tek başına iktidar olabilmenin mümkün olacağı görülmektedir.
Yeter ki; bu doğrultuda sağlam, inandırıcı ve güven verici adımlar atılsın, izlenen doğru yoldan sapma gösterilmesin…
YORUMLAR