Birleşmiş Milletler’de silahlanmanın denetim altına alınması görüşmelerinden haberdar olan insanlar, yıllardır büyük güçlerin silahlarını söküp attıkları masalıyla uyutuldular. ABD Silahlı Kuvvetleri, ortalıkta düşman kalmamış olmasına rağmen, askeri üstünlük amacını tehlikeli bir biçimde gütmeye devam ediyor ve uzayı yeni bir savaş alanına çevirmeye çalışıyor. Başkan Ronald Reagan’ın Stratejik Savunma Girişimi’ne verilen yaygın adla Yıldız Savaşları gündemden düşmedi. Son derece güçlü destekçileri sayesinde, gelişiyor ve kendine özgü bir ivme kazanıyor. Her yıl, milyarlarca dolar, ABD’nin bu projesine aktarılıyor. ABD, şu anda, 1967 de imzalanan ve uzayın sadece barışçıl amaçlarla kullanılmasını gerektiren uluslararası Dış Uzay Anlaşması’nın ruhunu da ihlal ediyor. Oysa, savaşı uzaya taşımamayı amaçlayan bu mükemmel öngörülü anlaşmanın hazırlanmasında ABD öncü bir rol oynamış ve anlaşma 123 ülke tarafından imzalanmıştı. Anlaşmanın son hali şu hükmü içeriyordu: “Anlaşma’ya taraf Devletler, nükleer silahları ve her türlü kitle imha silahını Dünya çevresinde yörüngeye oturtmamayı, bu tür silahları gök cisimlerine monte etmeyi ve bu silahları hiçbir şekilde uzaya konuşlandırmamayı taahhüt ederler.”
ABD’nin uzay savaş planlarının bilincinde olan dünyanın diğer ülkeleri, 1 Kasım 1999’da New York’ta toplanan Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda, Dış Uzay Anlaşması’nın ve özellikle de uzayın “barışçıl amaçlar” için korunması hükmünün tekrar vurgulanmasını oylamaya sundular. Yaklaşık 160 ülke “Dış Uzayda Silahlanma Yarışının Engellenmesi” başlıklı karar taslağı için olumlu oy kullandı. Taslak, “dış uzayın barışçıl amaçlar için keşif kullanımından tüm insanlığın ortak çıkarı” olduğunu vurguluyor ve uzayın kullanımının “barışçıl amaçlar için olacağını… tüm ülkelerin yararı ve çıkarı için yapılacağını” tekrarlıyor, “dış uzayda bir silahlanma yarışının engellenmesi, uluslar arası barış ve güvenliğe yönelik çok önemli bir tehlikeyi önleyecektir” diyordu.
Taslağı desteklemeyi sadece iki ülke reddetti: ABD ve İsrail. İkisi de çekimser oy kullanmıştı…
Karl Grossman, “Yıldız Savaşları” adlı kitabında, ABD’nin Soğuk Savaş döneminde uzaya silah yerleştirme projelerini nasıl yavaş yavaş hayata geçirdiğini anlatıyor ve uzaydan savaş yapma planlarını belgeler ışığında gözler önüne seriyor. Yazar, bu hazırlıkların savunmayla ilgili olmadığını, amacın büyük oranla saldırı ile ilgili olduğunu söylüyor. ABD’nin “uzayı kontrol etmeye” ve uzaydan yeryüzüne “egemen olmaya” çalışmasından söz eden askeri belgeleri bir bir açıklıyor.
ABD’nin savaş planları, ABD Uzay Komutanlığının 2020 İçin Öngörüler adlı raporu dahil, birçok belgede açık açık ortaya konduğunu belirten yazar, kitabında, Uzun Vadeli Plan’dan şu alıntıya yer veriyor : “ABD daima küresel bir güç olarak kalacak ve küresel liderliğini dayatacaktır… ABD’nin 2020’ye dek kendisiyle eşit güçte bir küresel askeri rakiple karşılaşması muhtemel değildir… ABD’nin güçlerini sınırötesi üslerle konuşlandırabilmesi her zaman mümkün olmayacaktır… Yaygın iletişim olanakları; kaynaklar ve yaşam kalitesi alanlarındaki eşitsizliklerin daha fazla göze batmasına yol açacak ve gelişmekte olan ülkelerdeki huzursuzluğa katkıda bulunacaktır… Küresel ekonomi daha da karşılıklı bağımlı hale gelmeye devam edecektir…ABD, gücünü küresel olarak dayatabilen tek ulus olarak kalacaktır…Uzaydaki platformların uzun süredir bilinen ve kabul edilen avantajlarından biri de, bir ülkenin uzayda üzerinden geçmek için hiçbir kısıtlama ya da ülke hava sahasının olmamamsıdır. Bu avantajın kalıcı olmasını bekliyoruz…Çatışmalar sırasında uzayda üstünlüğü ele geçirmenin, savaş alanında ABD’nin başarısı açısından kilit önemi olacaktır.”
Belgeler, ABD’nin savaşı ve iktidarını uzaya taşıdığını gösteriyor. Şu anda “Uzay Temelli Lazer”i inşa etmek için sürmekte olan milyarlarca dolarlık bir projeye ilişkin ayrıntılı bilgiler veren yazar, yıldız savaşlarının arkasındaki asıl unsurun, küreselleşme süreci üzerinde kontrol sahibi olmak ve küreselleşmeyi destekleyenlerin bunu bir gereklilik olarak görmeleri olduğunu söylüyor ve şunları ekliyor: “Dünya üzerinde politik, ekonomik ve askeri egemenlik sahibi olmak, ülkenin “iktidar güçleri” için çok büyük önem taşıyor… Bu iktidar güçleri, ülkenin siyasi sağ kanadından da daha kesin bir şekilde, askeri açıdan ezici ve rakip tanımaz ölçüde güçlü bir ABD’nin küreselleşme için gerekli olduğuna inanıyor… ABD Silahlı Kuvvetleri, çıkarlarının, Amerikan uzay askeri doktrininin hazırlanmasında rolü olduğunu kabul etmekle kalmıyor, bunu gururla ilan ediyor.”
Karl Grossman, uzay silahlarının gerçek anlamına ve uzayda silahlanmanın yarattığı büyük tehlikeye dikkat çekerken, dünya barışı için çok önemli bir araştırmaya imza atıyor.
Orhan Tüleylioğlu
YORUMLAR