Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Av. Nabi İNAL

Yurtta Sulh Cihanda Sulh…

     Cumhuriyet rejimini kuran gazi Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşları, Cumhuriyetin sağlam temeller üzerine oturabilmesi için bazı ilkeleri de yaşama geçirmişlerdir.

                Böylece içte birlik ve bütünlüğümüz sağlanmış, ulus olma bilinci ile yurttaşlık kavramı yaşama geçirilmiş, dışta ise dünyanın sözüne güvenilen, sorunların dostluk anlayışı içerisinde çözülmesi yolunda adımlar atmasını bilen saygın devletler arasında yer alması bilinmiştir.

                Bu ilkelerden birisi de yurtta sulh cihanda sulh ilkesidir.

                Yurtta sulh cihanda sulh ilkesine sımsıkı sarılarak, içte birlik ve bütünlüğümüz sağlanmış, ulus olunmuş, mutlu ve huzurlu bir yaşama kavuşulmuştur.

                Dış siyasette ise, başta komşularımız olmak üzere dünya devletleri ile kavga etmeden, barış anlayışı içerisinde kalınarak adımlar atılmıştır.

                Böylece dünyanın etkin ve saygın devletleri arasında yer alma olanağı elde edilmiştir.

                Cumhuriyetin ilanından bu yana geçen süreç içerisinde, bu ilkelere sadık kalındığı, bu ilkeler doğrultusunda hareket edildiği ve bu ilkelerden herhangi bir sapma yoluna gidilen adımlar atılmadığında başarıya ulaşılmış, etkinliğimiz ve saygınlığımız giderek artmıştır.

                İşte bu nedenle yurtta sulh cihanda sulh ilkesine sımsıkı sarılmak gerekliliğinin bilincine varılarak hareket edildiği, adımlar atıldığı takdirde içte ve dışta huzurlu bir ortamın sağlanabileceğinden şüphe etmemek gerektiği de kendini net bir şekilde göstermiştir.

                Bu ilkenin başta komşular olmak üzere dış ilişkilerde uygulanabilmesi içinde, o ülkenin iç işlerine müdahale etmemek, egemenlik haklarını tanımak, birlik ve bütünlüğünün bozulması yolunda adımlar atılmasına ön ayak olmamak gerektiği de hatırdan uzak tutulmamıştır.

                Şimdi şöyle bir komşularımızla olan ülkelerden başlamak üzere dünya devletleri ile olan ilişkilerimize bakalım.

                Hangi ülke olursa olsun, onun iç işlerine karışılmadığı, birlik ve bütünlüğüne karşı bir müdahale yapılmadığı takdirde, sözü dinlenen, güvenilen, inanılan ve zaman içinde kendisinden destek istenen bir devlet olunabildiği hatırdan uzak tutulmalıdır.

                Bu nedenle yurtta sulh cihanda sulh ilkesini hatırdan uzak tutmayarak, tüm dış ilişkilerimizde de ödünsüz uygulanması yoluna gitmenin zorunlu ve aynı zamanda yararlı olacağı inancındayız.

                En uzun sınırımızın olduğu Suriye ve daha sonra Irak, İran Yunanistan, Bulgaristan gibi ülkeler dahil olmak üzere tüm dünya devletleri ile dostluk içinde ilişki kurmak suretiyle, içimizde de mutlu ve huzurlu bir yaşam sürebilmenin daha kuvvetli bir şekilde mümkün olabileceği bilinmelidir.

                Eğer biz yabancı devletlerin iç işlerine karışır, ya da o devletin birlik ve bütünlüğünün sonlandırılması yolunda atılan adımlara, uygulanan plan ve projelere şu veya bu şekilde destek verir isek, gün gelir o ülkenin yöneticileri de bizim iç işlerimize karışmaya kalkışabilirler, huzurumuzu bozabilirler.

                Bu nedenle Cumhuriyeti kuran Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşları yurtta sulh cihanda sulh ilkesine sımsıkı sarılmışlar, bu ilkeden herhangi bir sapma göstermemişler ve dünya durdukça duracak olan Genç Türkiye Cumhuriyetinin temellerini de bu inanış içerisinde atmışlardır.

                Bizimde bu ilkeye sımsıkı sarılmak, huzurumuzu,  saygınlığımızı, birlik ve bütünlüğümüzü sağlayabilmek için hareket etmek ve adımlar atmak suretiyle bize Cumhuriyet rejimini kazandıranlara minnet ve şükran duygularımızı yerine getirmemiz gerekliliğinde olduğumuzu hatırlatıyoruz…

[email protected]

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

SON HABERLER