Ayvalıklı aydınlar, yazarlar bugünlerde çok nen öğrendiğim bir kitap yayımladılar: Cumhuriyetimizin Yüzüncü Yılında Geçmişten Günümüze Ayvalık’ta Zeytin Hasadı. Görkemli bir kitap. Zaten zeytin ağacına hayrandım, hayranlığım sevdaya dönüştü. Kitap Cumhuriyetimizin ilk yıllarındaki zeytinyağı üreticilerine armağan edilmiş. Halil Genç’in yönetmenliğini yaptığı Zeytin Hasadı’nda Prof. Dr. Abdullah Soykan, Ahmet Topçu, Arzu Acurol, Prof. Dr. Ayhan Gökdeniz, Aylin Baydar, Aylin Onart, Aysun Kara, Prof. Dr. Ayten Ferahbaş Kesikoğlu, Azize Tan, Bahar Alan, Baruhan Sarıcan, Prof. Dr. Bedri Karayağmurlar, Gr. Berrin Akın Akbüber, Bilge Yılmaz, Burcu Yaroğlu, Bülent Güldal, ceren Atasoy, cevat Çaban, Derya Sönmez, Erkal Coşkun, Esme Aras, Feyza hepçilingirler, Gül Gürsoy, Gültekin Emre, Günsu Başer, hakan Dinç, halil Genç, halil Sucu, prof. Dr. Hasan Kazdağlı, Hümeyra Gücük, Leylâ Çapan, Mehmet Cavlı, Melek şahin Kayaş, Mevlüt Asar, prof. Dr. Murat Eriç, M. Müjdat Soylu, Nihan Taştekin, Nilgün Kaya, Onur Çalı, Ozan Sağdıç, Ömer Madra, Pelin Özer, Pınar Tekin, Reyhan Yaman, Salih Madra, Prof. Dr. Sedat Aybar, Serkan Aziz Ceyhan, Suat, Kaçak, Şebnem Ocak Kahraman, Şefik Kaynar, Taylan Köken, Turgay Fişekçi, Turgut Baygın, Uğur Dündar, Prof. Dr. Ülgen Zeki Ok, Zeynep Kazancıgil yazmışlar. Öyküler, şiirler, anılar, araştırmalar, denemeler… sanatçıların çektiği fotoğraflar ayrı güzellik. Bakıyor, bakıyorsunuz; geçemiyorsunuz.
Ölmez Ağacı da denilen zeytin ağacının Anadolu’ya da dünyaya da yayılım yeri Antakya. Ayvalık’ta 81 tane boyutsal anıtsal zeytin ağacı belirlenmiş. Ayvalık’ta, Urfa’da… 1100 yaşında, 2000 yaşında zeytinler var. Müthiş bir güzellik. Çevresi 8 metreye yaklaşan zeytin ağacı… Zeytin hasadı bir noktadan sonra şenliktir. Hasat ekim ayında başlar, marta kadar sürer. Dönemin soğuk olması epey zorluktur. Ateş yakılır, zaman zaman ısınılır. Son onyıllarda ağacın altına yaygı serilir. Çırpıcılar sırıklarla vura vura zeytinleri düşürürler. Zeytin kendiliğinden düşmeden çırpılarak toplanır. Bu denli mi yararlı ve uzun ömürlü bir ağaç olur?.. Dilleri olsa da o çağları anlatsalar. Zaten sesten başka eksikleri yoktur. Dilleri olsa da… Zeytinyağı “sıvı altın”dir. Diyabetten kansere, ülsere, yaşlılığa, bağlı bilinç bozukluğuna… yarar sağlamadığı dert yok. Zeytinyağı işletmeleri zeytinin olmazsa olmazı. Çekirdekleri öğütülerek yine sağlık amaçlı kullanılır. Çekirdekler ayrıca sıkıştırılarak yakıt olarak değerlendirilir. Küspesinden sabun, yem yapılır. Budanan ağaç parçaları ev eşyaları yapımında değerlendirilir. Anlatmakla bitecek gibi değil. Sabahattin Ali’den Nâzım Hikmet’e ölmez ağacını işleyen yapıtlar yazınımızın varsıllığı.
Böyle de anamalcılık (kapitalizm) bu eşsiz varsıllığı baltalamaktan geri durmuyor. Bugün heveslisinin kalmadığı yazlıklar için sayısız zeytin ağacına kıyıldı. Durdu mu? Hayır, başka adlar altında hâlâ kıyım sürüyor.
Genelde tarımda, özelde ise zeytin tarımında planlama vazgeçilmez zorunluluktur. Planlama olmadan ne pilav yiyebilirsin, ne zeytin yiyebilirsin. Kooperatifleşme oranımız yerlerde sürünür durumda. Avrupa ülkelerinde kooperatif üyelerinin nüfusa oranı %70’e dek çıkarken, Türkiye en iyimser veriye göre %10’larda. Buradan ne çıkar? Lütfen siz söyleyin.
Hiçbir temel gereksinimin fiyatına yetişilemediği gibi, zeytin ve zeytinyağı da artık üst gelir kesiminin tüketebileceği ürün oldu. Oysa kuşaklar boyu sağlıklı yaşamın gereğidir zeytin ve zeytinyağı. Tersi, sayrılıkların artması, beslenme sorunları, anlak (zekâ) sorunları demektir. Aynı zamanda zeytincilik bir kültürdür. Güzel bir bilgi birikimi, insan değerlerinin gelişimi dizgesidir, zinciridir. Zincirdeki olası kopuş toplumsal yaşamı altüst eder. Bunu az hasarla atlatılması gibi bir seçenek yoktur.
Bu kalıcı yapıtı yayımlayan yazarları, Alakarga yayınları-Parma Kitap çalışanlarını yürekten kutlarım.