Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Ziad Rahbani: Sanatın, direnişin ve halkın sesi sonsuzluğa uğurlandı

Lübnan’ın yetiştirdiği en sıra dışı sanatçılardan Ziad Rahbani, hem politik

Lübnan’ın yetiştirdiği en sıra dışı sanatçılardan Ziad Rahbani, hem politik duruşuyla hem de müziğiyle hafızalara kazındı. Feyruz’un oğlu, sadece bir besteci ya da tiyatrocu değil; halkın sesi, eşitsizliğin karşısındaki bir vicdan oldu. Bu dünyadan 69 yaşında göçerken geride unutulmaz bir miras bıraktı.

“Ziad Rahbani kimdir?” sorusu artık cevabıyla efsaneleşti

Ziad Rahbani, yalnızca Lübnan’ın değil, tüm Ortadoğu’nun vicdanı, sesi ve isyanıydı. 1956 yılında Feyruz ve Assi Rahbani’nin çocuğu olarak dünyaya gelen Ziad, küçük yaşlardan itibaren sanatın içinde büyüdü. Ancak onun yolculuğu, ailesinden devraldığı mirası birebir kopyalamak yerine, onu yeniden yorumlamakla başladı. Her zaman sistemin karşısında durdu, halkın yanında yer aldı.

“Feyruz’un Ziad’a olan sevgisi sanatla bütünleşti”

Feyruz, oğlu Ziad için sadece bir anne değildi; aynı zamanda onun yaratıcı dünyasının en derin tanığıydı. Feyruz’un “O, sanatın ruh bulmuş hâliydi” sözleri, bu ilişkinin özeti gibiydi. Ziad Rahbani, müziğinde yalnızca notaları değil, halkın acılarını, öfkesini ve umudunu da işledi.

“Sistemle çatışan bir sanatçı: Ziad’ın mücadelesi”

Ziad Rahbani, Lübnan solunun en güçlü seslerinden biri olarak adaletsizlik, eşitsizlik ve mezhepçiliğe karşı hiç susmadı. El-Ahbar gazetesi için yıllarca kaleme aldığı yazılar ve sahnelediği politik tiyatrolar, onun duruşunun en net yansımalarıydı.

“Filistin’in özgürlüğü mümkündür. Çünkü yalnızca doğru olan doğrudur.” diyen Ziad, Filistin direnişine olan desteğini de açıkça gösterdi. O, sanatını yalnızca eğlence için değil, halkı bilinçlendirmek ve harekete geçirmek için kullandı.

“Ziad Rahbani’nin politik uyanışı nasıl başladı?”

Ziad’ın politik kimliği, 1976’daki Tel el-Zater kuşatması sırasında şekillenmeye başladı. Aile evinde yapılan gizli toplantılara şahit oldu. Suriye istihbarat yetkilileri ile Ketaib Partisi arasında geçen konuşmaları gizlice kaydederek Filistin Halk Kurtuluş Cephesi’ne (FHKC) ulaştırdı.

Ziad, siyasi sahnede ilk adımlarını FHKC ve Arap Sosyalist Eylem Partisi ile attı. Daha sonra Lübnan Komünist Partisi’ne katıldı ve inandığı değerleri hayatının her alanına taşıdı.

“Ziad’ın sözlerinde yankılanan halk gerçeği”

Ziad’ın sözleri, yalnızca sahnede ya da sayfalarda değil, halkın kalbinde yankı buldu. “Ben kâfir değilim, ama açlık kâfir” cümlesiyle sınıfsal adaletsizliği çarpıcı biçimde dile getirdi.

Şarkılarında mizahı, acıyı ve başkaldırıyı harmanladı. “Shou Hal Ayyam” (Ne Günlere Kaldık) eserinde şu satırları yazdı:

“Diyorlar ki, zengin fakire yardım ediyormuş!
Sanki para kendi kendine yağmış gibi…
Diyorlar ki: ‘Bu parayı alnının teriyle kazanmış.’
Tamam da, bu milyonlar nereden geliyor?”

“Ziad’ın yoldaşları onu nasıl andı?”

Filistin Halk Kurtuluş Cephesi, Ziad’ın ölümünün ardından şu sözlerle onu andı:
“Ziad Rahbani yalnızca bir sanatçı değildi. O, halkının direnişçisiydi.”

Lübnan Komünist Partisi ise onun marksist kimliğine, sol duruşuna ve insani değerlere olan bağlılığına vurgu yaptı:
“Ziad, değerlerini yalnızca savunmadı; onları müziğine, tiyatrosuna, hayatına işledi. Onun sesi, mücadelemize ışık tutmaya devam edecek.”