Suriye ve Türkiye askeri birliklerini karşı karşıya getiren son çatışma ve 5 askerin Şehit olması ardından yükselen tansiyon, gözleri bir kez daha İdlib noktasına odaklarken, konuya ilişkin konuşan son isim, Welthungehilfe’nin Suriye’deki Projelerinden Sorumlu Koordinatörü Halil Kurt oldu.
Suriye ordusunun, muhaliflerin son kalesi olan İdlib vilayetindeki operasyonu devam ederken, Türkiye tarafından Suriye’nin İdlib bölgesine gönderilen takviye unsurlara Suriye hükümet güçleri tarafından açılan topçu ateşi, bölgedeki tansiyonu hiç olmadığı kadar yükseltti. 5 Askerin şehit olması ile sonuçlanan topçu ateşi ardından, söz konusu saldırıya karşılık verildiği, Ankara tarafından açıklandı. Bilindiği gibi Türkiye’nin İdlib’te 12 tane gözlem noktası bulunuyor. Sınır hattına asker ve mühimmat takviyesi ise Hatay ağırlıklı olarak sürüyor.
-NE OLUR?-
Suriye’de muhaliflerin son kalesi olarak ifade edilen İdlib’de çatışmalar şiddetlenirken, bölgedeki siviller, Suriye ordusunun operasyonları başladığından bu yana bölgeyi terk etmeyi sürdürüyor. Hatırlanacağı gibi, ABD Suriye Özel Temsilcisi James Jeffrey, İdlib’deki gelişmeler nedeniyle, Suriye’den 700 bin kişinin Türkiye sınırına doğru ilerlediğini açıklamıştı. Alman yardım kuruluşu Dünya Açlık Yardımı (Welthungerhilfe) da, bölgeyi terk eden sivillerin sayısının arttığına dikkat çekti. Örgütün, Suriye’deki Projelerinden Sorumlu Koordinatörü Halil Kurt, bölgedeki sivillerin durumuna dair DW Türkçe’nin sorularını yanıtlarken, Hatay kamuoyunun yakından izlediği bölgeye dair tablonun da fotoğraflarını paylaştı.
Welthungerhilfe’nin, Suriye’nin kuzeybatısında yardım ettiği sivillerin durumu nasıl?
Welthungerhilfe’nin, kuzeybatı Suriye’de yardım ettiği insanların durumu şu anda çok kötü bir şekil alıyor. Bunun başlıca sebebi, hava bombardımanından dolayı birçok insanın yerinden edilmiş olması. İnsanlar, güneydoğu İdlib ve kuzeydoğu Halep tarafından bu taraflara göç ettiği için, yardıma ihtiyacı olan insan sayısı her gün daha da fazlalaşıyor.
Mülteci kamplarında kaç sığınmacı var? Durumları nasıl?
Yerlerinden ve yurtlarından edilen insanların toplam sayısı, 1 Aralık’tan 29 Ocak’a kadar, Welthungerhilfe kaynakları ve Birleşmiş Milletler kaynaklarına göre yaklaşık 520 bin. Bu insanlar nerelere gidiyorlar? Genellikle Dana bölgesine çok büyük bir akım oluyor. Salqin bölgesine gidiyorlar. Ayrıca Azez ve Afrin tarafındaki kamplara gittikleri görülüyor. Bu insanların ilk tercihi kamplar değil. İlk önce bir tanıdıklarının yanında kalmaya çalışıyorlar. Kampları tercih edenler, sadece yüzde 21. Yüzde 14 civarı insan, ev kiralamaya çalışıyor. Ağır kış şartları ve ev arzının artmamasından dolayı kiralar çok yükseliyor. İnsanlar, dolayısıyla ev tutmak yerine, bazen yıkılmış binalarda konaklamayı da tercih ediyorlar. Ocak 2019 itibariyle kamplarda 460 bin kişi kalırken, Aralık 2019 itibariyle bu sayı iki kattan fazla arttı. Yaklaşık 1 milyon kişi kamplarda ikamet ediyor. Kamplarda bu kadar yoğunluğun olması, birçok insani hizmetin insanlar tarafından alınmasını engelliyor. Haliyle temel insan hakkı olan gıda, temizlik, su gibi ihtiyaçlar karşılanamıyor. Yerinden yurdundan edilmiş bu insanların hemen hemen hepsinin gıda dışında yardımlara ihtiyacı var. Soba, battaniye, mutfak seti bunlar arasında. Yüzde 87’sinin bir yerde kalmaya ihtiyacı var. Yüzde 78’i nakit paraya ihtiyaç duymakta. Yüzde 73’ü ise acil gıda yardımına ihtiyaç duyuyor.
İdlib’den kaçan sığınmacılar nerelere kaçıyor?
İdlib’den kaçan, yerinden yurdundan edilmiş bu insanlar, genellikle Türkiye sınırına yakın olan Salqin, Harim, Dana tarafına ya da Türkiye tarafından kontrolü sağlanan Afrin, Azez tarafına gidiyor. Türkiye sınırı resmi olarak kapalı olduğu için, insanların geçiş izni bulunmuyor. Onun dışında insanlar, ağırlıklı olarak daha güvenli olduğunu düşündüğü için Türkiye sınırına yakın olan bölgelere akın ediyorlar. Bu alan git gide küçülüyor. Haliyle bu bölgede çok yoğun insan yaşamakta.
Sığınmacıların psikolojik durumu nasıl? Neler anlatıyorlar?
Durumları şu anda çok kötü. Çünkü insanlar, ummadıkları anda bombalama ve hava bombardımanına tabi oldukları için, yerlerinden ve yurtlarından bir anda gitmek zorunda kaldılar. Hiçbir şey yanlarına alamadılar ve sadece canlarını kurtarmaya çalıştılar. Psikolojik olarak çok kötü durumda olduklarını söyleyebilirim. Çoğu, yakınlarını bu eylemlerde kaybetti. Bu insanların tek isteği, sakin ve sükunetli bir hayat sürmek. Ancak bu, onlar için şu ana kadar mümkün olmadı. Bu insanlar, ayrıca dünyanın bu dramı izlemesine karşın hiçbir şey yapmamasından dolayı ihanete uğradıklarını, kimsenin kendilerine önem vermediğini düşünüyor. Haliyle bu dışlanmışlık, onlar için ayrı bir psikolojik baskı oluşturuyor.
Welthungerhilfe bu insanlara nasıl yardımlar yapıyor?
Welthungerhilfe olarak bu insanlara birçok değişik aktivite ile yardımcı olmaya çalışıyoruz. 1 Aralık’tan itibaren yerlerinden yurdundan edilen bu insanlara, ağır kış şartları sebebiyle, öncelikle 6 bin 200 aileye yakıt yardımında bulunduk. Özellikle kamp bölgesi olan Dana’da bulunan insanları hedef aldık. Ayrıca aktivitelerimiz kapsamında, bin 350 aileye nakit yardımında bulunduk ve 15 bin aileye Dana kampı ve çevresinde bulunan bölgelere bedava ekmek yardımında bulunduk ve bulunuyoruz. Ekmek arzını artırmak için, Halep’te bir fırını yeniden aktive etmeye çalıştık. Ancak bölgedeki ağır çatışmalar, bu aktiviteye üç-dört hafta ara vermemize sebep oldu. Ayrıca yine kuzeybatı Halep’te yaptığımız gıda kuponu dağıtımına da aynı şekilde güvenlik sebebiyle üç-dört hafta ara vermek durumunda kaldık. Ancak her ne kadar biz toplam 23 bin aileye yardımda bulunsak da, bu, toplam ihtiyacın çok küçük bir kısmını karşılıyor. Bunun başlıca sebebi, bizim şu anda kısıtlı finansal yardımda bulunabilme kapasitemiz. Dolayısıyla, sadece küçük bir bölümünde katkımız oldu. -Tamer Yazar-