Ana Sayfa Arama Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

10 Şubat’ta imzalanan İstanbul Sözleşmesi’ne karşı çok sert üslup:

O Gün Güneş Tutulsaydı

O Gün Güneş Tutulsaydı da, İstanbul’un Üzerine Bu Leke Konmasaydı!

İlimizde bazı kuruluşlar ortak bir açıklama yaparak, 10 Şubat’ta imzalanan İstanbul Sözleşmesi’ne tepki gösterdiler. Ortak açıklamada, mesaj, “O gün güneş tutulsaydı da, İstanbul’un üzerine bu leke konmasaydı” oldu.
Eğitim Destek Platformu Başkanı Dr. Mehmet Onur, Yeniden Refah Partisi İl Başkanı Yusuf Metin, Diyanet Sen Hatay Şube Başkanı Hasan Urhan, Yaren Yardım Gönüllüleri İskenderun Şube Başkanı İlker Karagöz, Vatanını Sevenler Federasyonu İl Başkanı Hasip Aslanoğlu, Milat Kültür Eğitim Derneği Reyhanlı Şube Başkanı Emine Elçi, Hatim Der Hatay Şube Başkanı Mehmet Çolak ile Türkiye Aile Meclisi Hatay İl Başkanı Gülsüm Yılmaz’ın imzasını taşıyan ortak bildiride, İstanbul Sözleşmesi’nin, insan fıtratına aykırı maddeler içerdiği kaydedilerek şöyle denildi:
“10 Şubat, İstanbul Sözleşmesi’nin Bakanlar Kurulu’nun imzasına sunulduğu gündür. O gün güneş tutulsaydı da, İstanbul’un üzerine bu leke konmasaydı! AK Parti Genel Başkan vekili Prof. Dr. Numan Kurtulmuş’un dediği gibi, ‘İstanbul Sözleşmesi, nasıl gelmişse öyle de gitmelidir!’ Ülkemizin esaret kokan bu tür kıytırık sözleşmelerden kurtulmasını istiyoruz. Zinanın tekrardan suç olmasını istiyoruz.
Aile şiddetinin temelinde içki, kumar ve zina vardır. Sizi yaratan, sizi sizden iyi bilendir. İstanbul Sözleşmesi’nin 3.Maddesi’nin (f) fıkrası, babanın, kız çocuğuna nasihatini dahi suç sayılabilmektedir. Bu sözleşme, şiddet kavramını; Ekonomik, Psikolojik, Cinsel ve Fiziki şiddet olarak çeşitlendirip, neyin şiddet neyin olmadığı anlaşılır olmaktan çıkarmıştır.
Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Projesi’yle, kadını erkeğin, erkeği kadının hizasına getirmeyi, rollerinin değişmesini hedef edinen bu sözleşme, insanlığın yaratılış tarzına karşı isyan edilmektedir. Kur’an, erkeğin aile reisi olduğunu söylerken, kadının mehri de, kazancıda kadınındır. Ancak erkek öyle değil, bakmakla, geçindirmekle mükelleftir.
Kadını hem dışarıda, hem evde çalıştırmak zulümdür. Kadın, erkeğe, Allah’ın emanetidir. Hatta kadın çocuğunu dahi emzirmek istemediğinde, ona ücret karşılığında süt anne temin etmek zorundadır. Kadına böylesi haklar veren İslam karşısında İstanbul sözleşmesi nasıl kabul edilebilir. Tüm hanım kardeşlerime sesleniyoruz. Allah’ın bizlere tanıdığı hakları, hiç kimse hiç bir yasa, hiç bir sözleşme sağlayamaz.
Rus lideri Putin, bu sözleşmeyi reddetti. Macaristan Meclisi, alternatif bir paketle reddetti, Ermenistan halkı ‘uygulanmasın’ diye imza kampanyası açmışken, bizim ülkemize ne oluyor ki, biz bu sözleşmeye karşı bu kadar pasif kalıyoruz? Bu sözleşme baz alınarak, dolandırıcı evlilik çeteleri türedi.
Halk, 83 Milyonluk nüfusuyla dipdiri, ama sözleşme bir kenarda duruyor. Bu İstanbul Sözleşmesi’nin, tüm yetkililer tarafından reddedilmesi için ne gerekiyorsa yapılmasını istiyoruz. Bu sözleşme; camimize de, kitabınıza da, evimize de müdahale edip, hayatın tadını kaçırıyor. Tüm halkımızı, aile değerlerimizi yok eden İstanbul Sözleşmesinin fesh edilmesine karşı birlik olmaya davet ediyoruz.” -Cemil Yıldız-