16.08.2017’de haberleştirdik!

02.01.2020 ve hala bekliyoruz! 3 yıl 3 ay 16 gün olmuş! Defne ilçesi Uğur Mumcu Alanı’nda, bir altyapı çalışması sırasında bulunan sayısız mozaik ve eski Roma mimarisi için tam 1204 gün olmuş. Bulunanların; paylaşılmadan depolara kaldırıldığı, ne olduğunun bilinmediği, ama bizlerin bir şekilde ulaştığı ve fotoğraflamayı başardığı halleriyle, kadim toprakların hikayesindeyiz bugün. “Defne ilçesi Uğur […]

02.01.2020 ve hala bekliyoruz!

3 yıl 3 ay 16 gün olmuş! Defne ilçesi Uğur Mumcu Alanı’nda, bir altyapı çalışması sırasında bulunan sayısız mozaik ve eski Roma mimarisi için tam 1204 gün olmuş. Bulunanların; paylaşılmadan depolara kaldırıldığı, ne olduğunun bilinmediği, ama bizlerin bir şekilde ulaştığı ve fotoğraflamayı başardığı halleriyle, kadim toprakların hikayesindeyiz bugün.

“Defne ilçesi Uğur Mumcu Meydanı’nda, etrafı yüksek metal duvarlarla çevrili alanda çalışmalar devam ediyor. ‘Bulduk’ denilenlerin üzeri ise ‘itinayla’ örtülüyor. Üzeri örtülenler, ardından sessiz sakin taşınıyor. Taşındığı yerde biriktiriliyor ve Müze’deki sergi alanları öncesinde, onlara dokunacak parmakların hassasiyetinde taşları noktasında restore edilmeyi bekliyor. Peki, neler var o bulunanlar arasında?
Annesinin yanında resmedilen bir at figürü, ki çıkan mozaikler arasında hayvan desenleri dikkat çekiyor, özellikle de kuşlar. Ağaç ve çiçekler de… Ancak bulunan mozaiklerde ortak bir kısım var! Hepsinde ciddi bir yıpranmışlık var, hatta kırılmalar, ezilmeler…
Şu ana kadar cevap verilmemiş olsa da, geçmiş dönemde gerçekleşen bir belediye altyapı çalışmasının, bu mozaiklerin bu hale gelişinde ciddi etken olduğu söyleniyor.”
2017 senesinin kelimelerinde, bunları anlatmıştık. Bulunanların ‘gizlendiği’ bir süreçte, toprak altından çıkan eski Roma kenti Antakya’nın ‘dün’ hikayesinde durmuş ve ‘saklananları’ sorgulamıştık.
-EXPO!-
Mozaikleriyle ünlü bir kentin dünyaca ünlü müzesinde sergilenen mozaiklere ciddi katkısı olabilecek bir tarihi keşfin neden saklandığı, hatta bulunmasına dair neden hiçbir resmi-kurumsal bir açıklama yapılmadığı, bu konudaki söz hakkının neden ‘bu alanda altyapı çalışması yapan’ bir belediyeye verildiği, konuşması gerekenlerin neden sustuğu ve geri planda kaldığı hiç bilinmedi. Haber sayfamızda bir kez daha yayınladığımız ‘bulunan mozaikler’ için ‘EXPO alanında sergileyeceğiz’ açıklamasında bulunan yerel idarenin, Müze yanı sıra İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü kontrolünde olması gereken mozaik ve diğer eserlerin üzerinde nasıl olup da bu denli söz hakkının olması da!
-SORU AYNI!-
Mozaiklerin bulunduğu süreçte sorduğumuz, ancak cevabını alamadığımız sorumuz bugün de geçerliliğini koruyor.
“Giderek daha karmaşık bir hale geldiği gözlenen eldeki tabloya ekli haberleri yapan bizlere ulaşan son bilgi, oldukça dikkat çekici. Zira gelen bilgi, Adana Anıtlar Yüksek Kurulu tarafından ‘çok değerli’ olduğunun altı çizilen ve ‘çıkartılmasının uygun olmadığı’ özellikle belirtilen mozaiklerin, geçmiş dönemli bir ‘belediye’ çalışması nedeniyle ciddi anlamda zarar gördüğü yönünde! Söz konusu zararın hangi yılda gerçekleşen bir belediye çalışmasına karşılık geldiği bilinmiyor. Ancak zarar gördüğü ifade edilen mozaiklerin bu ‘parçalanmışlık’ içinde nasıl taşındığı (ve restore edileceği) merak konusu. Asıl soru mu? Zararın boyutu nedir?”
-CEVAP!-
Hatay Arkeoloji Müzesi Yönetimi’nin ya da İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü’nün bugüne kadar eldeki soruyu ve bulunanlar adına biriken tüm diğer soruları neden bugüne kadar cevapsız bıraktığı bilinmiyor. Mozaiklerin, Antakya Gazetesi sayfaları arasında yayınlandığı günden bugüne geçen 3 yıl 3 ay 16 günde neden bir basın açıklaması yapılmadığı da! Eski Roma’ya ait bir keşfin, bir kentin turizminde yaratacağı sinerji için neden bu kadar beklendiği de! EXPO fuar alanında sergileneceği söylenen mozaikler için neden Müze’nin kullanılmadığı da!
-AÇIKLAMA!-
Konuşması gereken kurumsal kimliklerin konuşmadığı, ama bu konuda ‘konuşma’ ve ‘bulunanları kullanma’ yetkisinin yerel bir idareye verildiği tartışmalı süreçte, düne eklenen açıklama, eldeki tek açıklama…
“Bu işe başlarken, oranın bir sit alanı olmamasını göz önünde bulundurarak, bir katlı kavşak yapmayı ve mevcut trafiği rahatlatmayı düşündük. Fakat süreç içerisinde önce bir HAMAM DUVARI ardından MOZAİKLER, KİLİSE, MEZARLIK ve TARİHİ ESERLER çıktı. Hal böyle olunca, işin içine Kültür Bakanlığı ve onun buradaki birimleri girdi, ortak çalışmaya başladık. Kurtarma kazıları başlatan Bakanlığa, Hatay Büyükşehir Belediyesi olarak işçi ve arkeolog temin ettik. Kazı çalışmalarını en kısa sürede bitirebilmek için temin ettiğimiz işçi sayımızı 40’tan 60’a, arkeolog sayısını da 2’den 4’e çıkardık. Kültür Müdürlüğümüz, raporunu tuttu ve ardından Adana’daki Anıtlar Kurulu’na gittik. Uzun süren görüşmeler sonrasında, ilk olarak mozaiklerin taşınması kararını çıkarttık. Fakat Kurul, daha sonra, mozaiklerin ÇOK DEĞERLİ olduğunu ve ÇIKARTILMASININ UYGUN OLMADIĞINI, ayrıca Hatay Büyükşehir Belediyesi olarak bizim bir üst geçit yapmamız gerektiğini söyledi.
Biz de o dönemi iyi bilen bir sanat tarihçisinin yeniden rapor hazırlaması için bir karar çıkarttık. Sanat tarihçisi, hazırladığı raporda, Hatay’da bulunan mozaiğin çok değerli olduğunu ve dünyada 4 veya 5 tane olduğunu ifade etti.
Yeni rapor ile Kurul’a yeniden başvurduk. İlk etapta, mozaiklerin çıkması ve ardından tarihi yapıların kaldırılması kararı verildi. Bugünlerde eserler taşınmaya başlandı. Ağustos ayının sonunda doğru da Battı Çıktı Projesi’ni tamamlamış olacağız.”
-RAPOR!-
Eldeki tek açıklama, yerel idare açıklaması. Ancak açıklama içinde geçen “Kültür Müdürlüğümüz, raporunu tuttu…” ifadesindeki ‘Rapor’un ne olduğu bugün bile merak konusu ve bu Rapor’un neyi içerdiği de! Bu konudaki soru ise net… Adana’daki Anıtlar Kurulu’nun, mozaiklerin çok değerli olduğu ve çıkartılmasının uygun olmadığı ifadelerine, Kültür Müdürlüğü Raporu destek mi verdi, yoksa aksi bir görüş mü bildirdi? Tamer Yazar

Exit mobile version