Emperyalizm, diğer adıyla yayılmacılık bir anlamda sömürgecilik sonrası acımasızlıktır, sömürü biçimidir. Sömürgecilik gemiler dolusu kaçırılmış Afrikalı köledir. Gemilerde ölür, denize atılırlar. Satıldıkları çiftliklerde aralıksız çalıştırılırlar. Tecavüz edilirler. Zincire vurulur, öldürülürler. Hindistan, Çin, Ortadoğu toplumları Birleşik Krallık’ın, Avrupa’nın, abd’nin hammadde, emek kaynağıdır. Sanayileşme, makineleşme üretim fazlası yarattı. Yeni pazarlar, satacak yeni halklar gerekliydi. İşte bu saldırı koşulları emperyalizm dönemidir. Tam Birinci Dünya Savaşı’nın, paylaşım kapışmasının söndüğü aylarda, Türkiye’de işgal harekâtını başlattılar. Sevr Antlaşması her yanımıza asker çıkarılmasını buyuruyor, Türkleri tutsak ediyordu. Öyle de oldu ama Türk halkı tutsaklığa isyan etti. O halk ki altı yüz yirmi dört yıl savaştan savaşa sürülmüştü. Türk Bağımsızlık Savaşının zorunluluğunu anlamıştı. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün 19 Mayıs 1919’da, Bandırma vapuruyla Samsun’a çıkarak Bağımsızlık Savaşımızı başlatması insanlığın emperyalizme karşı başkaldırısında tarihsel değerdedir. Sevr’i diriltmeye çalışan kesimler ulus, insan düşmanıdır. Ciddi devlet kuranlar, devrimciler her işlerini kayda alırlar. Manda ret edildi. Ulus egemenliği, bağımsızlık için ant içildi. Havza, Amasya, Erzurum, Sivas, Hacıbektaş, Ankara. İsyan, bağımsızlık hattı. Büyük Millet Meclisi. İsyan Meclisi. Seçim yapıldığını kaç kişi bilir? Bir ulus böyle doğar. Hıyanetle, işbirlikçilikle, sultanseverlikle devletleşilmez. Ancak eşkiyalaşılır. İşgalciler padişahın konuklarıydı; öyle diyordu Efendi. Mustafa Kemal’in ve yoldaşlarının ardında idam fermanı.
Direniş örgütleri düzenli orduya dönüştürüldü. Ülkemin dört bir yanında savaşlar sürerken, İngiltere’nin Türkiye’ye çıkardığı Yunan ordusu yenildiği savaşların ardından (Birinci-İkinci İnönü Savaşı, Kütahya Eskişehir savaşı, Sakarya Meydan Muharebesi. 1921 yılı çok yoğundur, uzundur. Yunan ordusu bir biçimde ülke içine, Ankara önüne gelmiştir. Yunan askeri donanımına karşın bezgindir, amaçsızdır. Aylar geçer. Mustafa Kemal hazırlığını büyük gizlilik içinde sürdürdü. 26 Ağustos 1922 sabahıdır ki Türk ordusu düşman üzerine atıldı, Büyük Taarruz başladı. Büyük hızla İzmir’e ulaşıldı. Yunan, kaçtığı her yerde anlatılmaz kıyımlar yaptı. İzmir’i de yaktı…
19 Mayıs iyi anlaşılmalıdır; hem dost, hem düşman tarafından. Emperyalizm bugün de azgınca saldırıyor. Gerektiğinde işgallerle, sivillere de kıyarak, gerektiğinde propaganda yaparak…
Dünyaya örnek Türkiye Cumhuriyeti olmaktan, kaleşnikof kıyımcısı, kafa kesen komşuluğuna geldik. İyice bilinsin ki 19 Mayıs bilinci ölmez. Öldüreceklerini sananlar en büyük yitime uğrarlar.
YORUMLAR