Türkiye’de Cumhurbaşkanı Seçimi hakkındaki ilk düzenleme, 29 Ekim 1923’te yapıldı. 29 Ekim 1923 Pazartesi günü saat 20.30’da bir çekimser, 158 oyla Anayasa Değişikliği onaylandı. “Yaşasın Cumhuriyet” nidaları ve alkışları ile Cumhuriyet kabul edildi. 15 dakika sonra, oylamaya katılan 158 üyenin oybirliği ile Ankara Milletvekili Gazi Mustafa Kemal Paşa Cumhurbaşkanı seçildi. 1927, 1931 ve 1935 yılında, Gazi Mustafa Kemal Atatürk Büyük Millet Meclisi’nde oybirliği ile yeniden Cumhurbaşkanı oldu.
***
10 Kasım 1938’de, Atatürk’ün sonsuzluğa uğurlanışından bir gün sonra, 11 Kasım 1938 günü saat 9.30’da Parti Grubu toplantısında Başbakan Celal Bayar; “Bugünkü parti toplantımız cumhur reisi için aday seçmek içindir. Herkes serbestçe istediği bir ismi aday olarak yazsın. En çok oy alanlar, saat 11.00’de yapılacak genel kurul toplantısında aday olarak gösterilecektir.” diyerek adayları belirler. Gizli olarak yapılan oy verme işlemi sonucunda, toplantıda bulunan 323 kişiden 322 oy İsmet İnönü için kullanılmış, bir oy Celal Bayar’a verilmiştir. Kurucu Lider Atatürk’ten sonra, Türk İstiklal Savaşı’nın Batı Cephesi Komutanı ve 14 yıl Başbakanlık yapmış olan İsmet İnönü, “İkinci Adam” olarak Cumhurbaşkanı seçilir. 1938’de Atatürk’ün vefatından sonra cumhurbaşkanının hemen ertesi günü seçilebilmesi yaklaşan İkinci Dünya Savaşı ortamında, Türk Parlamentosu’nun bir kriz anında gösterdiği büyük bir başarıdır.
***
14 Mayıs 1950 günü yapılan milletvekili seçimlerinde ezici bir parlamento çoğunluğu elde eden Demokrat Parti, Cumhurbaşkanı adayını belirlemek için Meclis Grubu’nda oylama yaptı. Oylamada, Celal Bayar’ın cumhurbaşkanı olması için 345 oy, parti başkanlığında kalması yönünde 31 oy çıktı. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin (TBMM) 22 Mayıs 1950’de yapılan toplantısında kullanılan 453 oydan 387’sini alan Celal Bayar, üçüncü Cumhurbaşkanı olarak seçildi. Parlamento; 11 Kasım 1938’de olduğu gibi, Atatürk’ün Başbakanlığını yapmış, genel seçimden zaferle çıkmış bir siyasi lideri, bir krize meydan vermeden Cumhurbaşkanı olarak seçmeyi yine başardı. Celal Bayar’ın cumhurbaşkanı seçilmesinin ardından, Demokrat Parti Hükümeti 6 Haziran 1950’de Türk Silahlı Kuvvetleri’nde emeklilik operasyonu yaptı. İnönü ve CHP yanlısı oldukları gerekçesiyle ordunun komuta kademesiyle, 15 general ve 150 albay emekli edilmek üzere görevden uzaklaştırıldı.
27 Mayıs 1960’ta parlamentoyu kapatan subayların oluşturduğu Milli Birlik Komitesi, fiili olarak yasama görevini üstlenerek devleti yönetti. 26 Ekim 1961’de TBMM’de baskı altında yapılan oylamada, tek aday olan Cemal Gürsel 607 üyeden 434’ünün kabul oyuyla dördüncü cumhurbaşkanı oldu.
***
1965’te Adalet Partisi zaferle seçimden çıktı. 28 Mart 1966 günü TBMM oturumuna katılan 532 milletvekilinden 461 oy alan Cevdet Sunay Cumhurbaşkanı seçildi. Beşinci Cumhurbaşkanı olarak yemin eden Cevdet Sunay, Anayasa’da yer alan yemin metnine, “Allah’tan bana yardımcı olmasını dilerim” şeklinde bir ek yapmış, bu yüzden bazı milletvekilleri ve senatörler de gözyaşını tutamamıştır. İktidar çoğunluğunu elde bulunduran Adalet Partisi ve genç lideri Süleyman Demirel ile muhalefetteki Cumhuriyet Halk Partisi ve deneyimli lideri İsmet İnönü’nün, Cevdet Sunay üzerinde gösterdikleri tarihi uzlaşma, Türk siyasi tarihi yönünden örnek bir sağduyu örneğidir.
6 Nisan 1973 günü Emekli Deniz Kuvvetleri Komutanı Fahri Korutürk, Adalet Partisi lideri Süleyman Demirel ile Cumhuriyet Halk Partisi lideri Bülent Ecevit’in uzlaşmaları sonucunda, altıncı Cumhurbaşkanı olarak seçildi. İki lider, demokratik bir yöntemle Fahri Korutürk üzerinde çözüm bulmayı başardı.
***
Fahri Korutürk’ün yerine geçecek yedinci cumhurbaşkanlığı seçimi kördüğüme dönüştü. 1980 yılında, Cumhurbaşkanı seçimi için aday belirlenmesinde kriz yaşanmış, derinleşen kriz aşılamamış ve 115’inci turda bile Meclis Cumhurbaşkanı seçememiştir. 12 Eylül 1980’den 6 Kasım 1983 Milletvekili genel seçimlerine kadarki süre, “Türk Silahlı Kuvvetlerinin Fiili İktidarı” dönemidir. Kasım 1982 yılında yeni Anayasa için yapılan referandumla, Orgeneral Kenan Evren Cumhurbaşkanı seçildi.
1989 yılında, Anavatan Partisi (ANAP)’nin oyları yerel seçimlerde %21’e kadar düştü. Süleyman Demirel, “ANAP, Meclis’te çoğunlukta olsa bile, bu sayı ile cumhurbaşkanı seçemez. Turgut Özal seçilirse, kendisini indiririz.” sözlerini iki yıl boyunca tekrar etti. Buna rağmen, mecliste çoğunluğu elde bulunduran iktidar partisi ANAP, lideri Turgut Özal’ı 1989’da Cumhurbaşkanı seçti.
Turgut Özal’ın 17 Nisan 1993 tarihinde vefat etmesi üzerine, Başbakan Süleyman Demirel, 16 Mayıs 1993’te koalisyon ortağı Erdal İnönü’nün de desteğiyle üçüncü turda cumhurbaşkanlığına seçildi. 1989’da Başbakan Turgut Özal, 1993’te Koalisyon Başbakanı Süleyman Demirel, cumhurbaşkanlığı seçiminde muhalefetle uzlaşma yolunu aramadılar. Milletvekilleri, anayasaya göre son turda “zorunlu” olarak parlamento seçimlerinin yenilenmesi riskine karşı, cumhurbaşkanlığı için aday olan lidere oy vermek durumunda kaldılar.
Bir sonraki yazımızda, Cumhurbaşkanlığı seçimlerini incelemeye devam edeceğiz.
Özet Kaynakça:
1. İsmet İnönü, Hatıralar 2, Bilgi Yayınevi, Ankara, 1987.
2. Hasan Rıza Soyak, Atatürk’ten Hatıralar, yapı ve Kredi Bankası Yayını, İstanbul, 1973.
3. Tarık Zafer Tunaya, Türkiye’de Siyasal Gelişmeler (1876-1938), 2.Kitap, Bilgi Üniversitesi Yayını, 2. Baskı, İstanbul, 2003.
4. Hikmet Özdemir, Atatürk’ten Günümüze Cumhurbaşkanı Seçimleri, Remzi Kitabevi, İstanbul, 2007.