19’un 40.yıldönümü…

“Mesleğimize ve haklarımıza sahip çıkma irademizin en görkemli dışavurumu olan 19 Eylül İş Bırakma Eylemi’ni kırkıncı yıldönümünde bir kez daha selamlıyoruz.” Türkiye’de 100.000’den fazla mimar, mühendis ve şehir plancısının katılımıyla, tam 40 yıl önce, 19 Eylül 1979’da “İş bırakma eylemi” gerçekleştirildi. Antakya’daki Mühendis Odaları, 19 Eylül için, “Mesleğimize, haklarımıza sahip çıkma irademizin en görkemli dışavurumlarından” […]

“Mesleğimize ve haklarımıza sahip çıkma irademizin en görkemli dışavurumu olan 19 Eylül İş Bırakma Eylemi’ni kırkıncı yıldönümünde bir kez daha selamlıyoruz.”

Türkiye’de 100.000’den fazla mimar, mühendis ve şehir plancısının katılımıyla, tam 40 yıl önce, 19 Eylül 1979’da “İş bırakma eylemi” gerçekleştirildi. Antakya’daki Mühendis Odaları, 19 Eylül için, “Mesleğimize, haklarımıza sahip çıkma irademizin en görkemli dışavurumlarından” değerlendirmesi yaptı.

19 Eylül 2019 tarihi; Mimarlar, İnşaat ve Makine Mühendisleri, Harita Mühendisleri, Şehir Plancıları açısından çok önemli ve anlamlı bir gün. Bundan 40 yıl önce, yani 19 Eylül 1979 tarihinde, Türkiye genelinde sayıları 100.000’i bulan mühendis, işi bırakma eyleminde bulunmuştu.
Hatay’daki Mühendis Odaları Başkan ve Yönetimleri, 40. yılında 19 Eylül’ü selamladıkları mesajını verirken, önemli açıklamalarda da bulundu:
TMMOB Hatay İKK Dönem Sözcüsü Ufuk Akdeniz, Makine Mühendisleri Odası İKK Temsilcisi Cemil Baklacı, Elektrik Mühendisleri Odası Başkanı Cem Hüzmeli, Harita Mühendisleri Odası İKK Temsilcisi Kenan Kantarcı, Mimarlar Odası İKK Temsilcisi Esen Karaoğlan Çiler, Jeoloji Mühendisleri Odası İKK Temsilcisi Gökhan Altundağ, Maden Mühendisi Muharrem Duyma’nın katılımı ile gerçekleşen basın açıklamasında, 19 Eylül tarihi için, “Mesleğimize ve haklarımıza sahip çıkma irademizin en görkemli dışavurumu olan 19 Eylül İş Bırakma Eylemi’ni kırkıncı yıldönümünde bir kez daha selamlıyor, 19 Eylül’ün mirasını yaşatmak için ilan ettiğimiz ‘TMMOB Mühendis, Mimar ve Şehir Plancıları Dayanışma Günü’nü kutluyoruz” denildi.
ÜRETİMİN GÜCÜ-
Bundan tam kırk yıl önce, ekonomik kriz karşısında; mühendis, mimar ve şehir plancılarının yaşadığı hak kayıplarını ve ücret adaletsizliklerini protesto etmek için gerçekleştirilen iş bırakma eyleminin, teknik elemanların üretimden gelen gücünü en açık biçimiyle ortaya serdiğini belirten Mühendis Odaları ortak açıklamasında, 40 yıl öncesi eylem için, “TMMOB’nin çağrısıyla gerçekleştirilen eylem; maden ocaklarından enerji santrallerine, fabrikalardan şantiyelere, kamu kurumlarından limanlara kadar pek çok işyerinde üretimin durmasını sağlamış, teknik elemanların yaşadıkları sorunlara dikkat çekilmesi sağlanmıştır” denildi.
-DAYANIŞMA GÜNÜ-
Elektrik Mühendisleri Odası Başkanı Cem Hüzmeli tarafından okunan Tük Mimar Mühendisleri Hatay Koordinasyon Kurulu ortak açıklamasında, daha sonra şöyle denildi:
“Bizler için 19 Eylül İş Bırakma Eylemi, ülkesi için düşünen, planlayan, üreten mühendis, mimar ve şehir plancılarının kendi öz güçlerinin farkına vardığı tarihtir. Bu yüzden bu anlamlı gün, ‘TMMOB Mühendis, Mimar ve Şehir Plancıları Dayanışma Günü’ olarak kutlanmakta ve yeniden hatırlanmaktadır.
Aradan geçen uzun yıllara rağmen, bu ülkede emeğiyle geçinenlerin gündemleri neredeyse hiç değişmemiştir. İşsizlik, hayat pahalılığı, düşük ücretler, güvencesizlik, özlük hakları ve örgütlenme sorunları, ülkemizde çalışan mühendis, mimar ve şehir plancılarının öncelikli sorunları olmaya devam etmektedir. Neoliberal ekonomi politikaları, özelleştirme uygulamaları, sosyal devlet anlayışının terkedilmesi ve uluslararası sermaye çevrelerinin artan etkinlikleri nedeniyle, teknik elemanların ekonomik ve sosyal durumları giderek daha da kötüleşmektedir.
İçinde bulunduğumuz derin ekonomik kriz, tüm halkımızın olduğu gibi, emeğiyle geçinen mühendis, mimar ve şehir plancılarının da hayatlarını zorlaştırmaktadır. Kamusal yatırımların ortadan kalkması, kamusal çıkarın göz ardı edilmesi, rant hırsının bilim ve tekniğin önüne geçmesi, sermayenin ihtiyaçlarının halkın ihtiyaçlarının önünde tutulması nedeniyle mühendis, mimar ve şehir plancılığı yıllar geçtikçe sistematik olarak gerilemektedir.
Sınırsız yetkilerle donatılmış tek adam rejimi altında emeğimiz değersizleşirken, özlük haklarımız da giderek budanmaktadır. Gerek kamuda, gerek özel sektörde her türlü mühendislik, mimarlık ve şehir planlama hizmetlerini, planlama, projelendirme, uygulama ve denetleme işlerini yürüten tüm meslektaşlarımız krizden olumsuz biçimde etkilenmektedir. Meslektaşlarımız, ülkemizdeki kriz ortamının yarattığı pahalılık, geçim sıkıntısı ve borçlanma gibi ortak sorunlardan etkilendiği gibi, mesleğimize özgü sorunlarla da boğuşmak zorunda kalmaktadır.
Kamuda çalışanlarımız, siyasi baskı ve sürgün tehdidi altında, düşük ücret, kadro sorunu, özlük haklarının ihlal edilmesi, düşük ek göstergeler gibi birçok sorun ile yüz yüzedir. Güvencesiz-sözleşmeli istihdam modellerine yönelme, atamalarda liyakatin ortadan kalkması ve nihayet hukuksuz-keyfi ihraçlar gibi nedenlerle kamudaki teknik personelin iş yükü artarken, iş riski de giderek büyümektedir. Yandaş konfederasyonla imzalanan enflasyona endeksli toplu sözleşmeler, şaibeli enflasyon rakamlarıyla birleşince, kamu emekçilerinin her geçen gün daha da yoksullaşmasına neden olmaktadır.
Özel sektörde çalışan meslektaşlarımızın tamamına yakını; yatırımların durması, projelerin iptal edilmesi, reel sektörün tıkanması gibi sorunlardan etkilenmiştir. İşsizlik, esnek çalışma, güvencesizlik, sağlıksız çalışma koşulları ve reel ücret kaybı gibi sorunlar, özel sektörde çalışan tüm meslektaşlarımızı tehdit etmektedir. Birliğimiz ile SGK arasındaki yapılan asgari ücret protokolünün SGK tarafından tek taraflı olarak feshedilmesi, meslektaşlarımızın düşük ücretlerle sınırsız biçimde sömürülmesine zemin hazırlamaktadır.
Siyasal iktidarın karar ve uygulamaları, meslektaşlarımızı olduğu kadar, meslek alanımızı ve mesleki faaliyetlerimizden faydalanan halkımızı da olumsuz etkilemektedir. Bilime ve tekniğe aykırı olarak çıkarılan yasalar ve yapılan mevzuat değişiklikleri nedeniyle, halkın iyi ve güvenli mühendislik, mimarlık, şehir plancılığı hizmeti alması engellenmektedir. Bu durumun toplumumuza maliyeti; daha güvensiz yapılar, daha fazla yıkım ve daha çarpık bir kentleşmedir.
Mühendis, mimar ve şehir plancılarının mesleki hak ve çıkarlarını korumak aslında tüm toplumun geleceğini korumak demektir. Çünkü bizim meslek alanımız, toplumun ortak yaşamının üretimini ve devamlılığını sağlamaktadır. Bizler bu anlayışla, mesleğimize ve meslektaşlarımıza sahip çıkarken, ülkemizin ve toplumumuzun ortak geleceğine de sahip çıkıyoruz.
Meslek alanımızı, meslektaşlarımızı ve ülkemizin geleceğini hedef alan bu saldırılar karşısında sessiz kalmayacağız. Bizler, mesleğimizi bilimden, üretimden ve toplumdan yanan kullanan bir mücadele geleneğinin sürdürücüsüyüz. Bu anlayışla, TMMOB’nin bilim ve tekniği esas alan, kamu çıkarını savunan, eşitlik, özgürlük ve demokrasiden yana tavrını korumaya devam edeceğiz.”
-Cemil Yıldız-

Exit mobile version