Milleyha’dan Ceylanlara…

Hatay’ın 2021 Çevre Dosyası Hatay’daki çevreciler, doğanın korunması konusunda 2021’de önemli adımların atıldığını, ancak bunun yeterli olmadığını belirtiyor. Bunun en büyük örneği olarak da, Samandağ’da, doğa fotoğrafçısı Emin Yoğurtcuoğlu’nun tespitleriyle ülke gündemine taşınan Milleyha Sulak Alanı’nı gösteriyor. Peki, bir kısmı Yaban Hayatı Geliştirme Sahası’ndan çıkartılan dağ ceylanları yaşam alanının, bir taş ocağı için küçültülmesi kararını […]

Hatay’ın 2021 Çevre Dosyası

Hatay’daki çevreciler, doğanın korunması konusunda 2021’de önemli adımların atıldığını, ancak bunun yeterli olmadığını belirtiyor. Bunun en büyük örneği olarak da, Samandağ’da, doğa fotoğrafçısı Emin Yoğurtcuoğlu’nun tespitleriyle ülke gündemine taşınan Milleyha Sulak Alanı’nı gösteriyor. Peki, bir kısmı Yaban Hayatı Geliştirme Sahası’ndan çıkartılan dağ ceylanları yaşam alanının, bir taş ocağı için küçültülmesi kararını unuttuk mu?

Her sene Asi Nehri ile denize kadar taşınan plastikler, çöpler, atıklar… Nesli tükenmekte olan dağ ceylanlarının yaşadığı, Hatay’ın Kırıkhan ve Reyhanlı ilçelerini kapsayan bölgenin, son Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi kapsamında Yaban Hayatı Geliştirme Sahası’ndan çıkarılarak, taş ocağı için küçültülmesi kararı… Son dönem; kenarına açılan bir su kanalı, atılan çöpler, biriktirilen molozlar ve yaşadığı sıkıntılarla, ardından Ankara’nın devreye girmesiyle de tescilli kimliğiyle kent gündemine taşınan Samandağ Milleyha Sulak Alanı… Hatay’ın Samandağ sahil şeridinde, Yeşil Deniz Kaplumbağaları ve Caretta Carettalar ile ilgili üreme alanlarında yaşanan problemler… En çok da kaçak avcılar!

O zaman, ara başlıklar halinde, eldekinde ilerleyelim mi? Neye sahibiz, sahip olduklarımıza nasıl davranıyoruz, bakalım… Son halimizin bir fotoğrafını çekelim!

-MİLLEYHA!-

AK Parti Hatay Milletvekili Hüseyin Yayman’ın, “Asi Nehri’nin Akdeniz’e döküldüğü yer olan, Milleyha Kuş Cenneti dediğimiz yer, tabiat adına kalan son parçadır. Sahip çıkılmazsa, burası da yok olup gidecek ve betona teslim olacaktı. Milleyha, göçmen kuşların göç yolu üzerinde olan eşsiz bir tabiat harikası. Milleyha’da, tam 282 farklı kuş türü kayıt altına alınmış. Bu, inanılmaz bir sayı. Milleyha’nın bu kadar kuş türüne ev sahipliği yapması dahi, buranın ne kadar önemli bir lokasyon olduğunu ortaya koyuyor” tespitiyle yaşadığı sorunları geride bırakması planlanan yer, Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü kararıyla, artık tescilli bir “Sulak Alan”!

Bölge, ‘Kuş Dedektifi’ olarak bilinen ve çevre hassasiyeti ile paylaştığı fotoğraflarla da Samandağ Milleyha Sulak Alanı’nı ülke gündemine taşıyan Emin Yoğurtcuoğlu sayesinde, yaşanan denetimsizliği ülke gündemine taşınmış, Ankara ve tescil süreçli yol haritası da bu yönde yapılan haberlerle netleşmişti.

Şimdilerde, ara ara kaçak avcılar nedeniyle haber olan Milleyha, 2022’ye, Ankara koruması altında girdi. Hatay Büyükşehir Belediyesi ile Samandağ Belediyesi’nin de gereken hassasiyeti gösterdiği bu özel üreme alanı, artık Doğa Koruma Milli Parklar bünyesinde.

Ancak, ‘Bu da yetmez’ diyenler de yok değil! Bu konuda konuşan ve Milleyha’nın ‘Ekoloji Parkı’ yapılarak eko-turizme kazandırılması gerektiğini söyleyen, Antakya Doğa Sanat ve Turizm Derneği’nin ( DOST ) Yönetim Kurulu üyesi, aynı zamanda Samandağ Belediyesi Meclis üyesi Sinem Kayıkçı, o isimlerden biri.

-CEYLANLAR!-

İnsanlığın, doğayla uyum içinde yaşadığı bir geleceğin kurulması için çalışan WWF-Türkiye (Doğal Hayatı Koruma Vakfı), Hatay coğrafyasının en önemli ve en özel hayvan populasyon alanlarından birinde hayata geçirilmesi planlanan taş ocağı için harekete geçen önemli çevre örgütlerinden biri.

“Dünya Doğayı Koruma Birliği Kırmızı Listesi’ne göre, nesli tehlike altındaki dağ ceylanlarının Türkiye’de yaşadığı tek alan, taş ocağı olmasın!” diyen WWF-Türkiye’nin çağrısı, Hatay’ın Kırıkhan ve Reyhanlı ilçelerini kapsayan bölge için… Bu çağrı; Dağ Ceylanlarının yaşam alanı, aynı zamanda çizgili sırtlan, uzun kulaklı çöl kirpisi, kayalık gerbili, saz kedisi, kuyruksüren, oklu kirpi türlerinin de yaşam alanını daraltan son Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi için…

Bahse konu alan, 135 km²’lik taşlık bir alanda yayılış gösteriyor. Korkulansa, Ankara eliyle alınan kararla küçültülen alanda yapılacak faaliyetlerin, şimdilik belirlenen 8 kilometrekarelik kısım içinde kalmaması, zaman içinde genişlemesi, hatta yaratacağı zararla da olası riskleri büyütmesi.

2021’de bu konuda harekete geçen kurumsal kimliklerden biri de Hatay Tabiatı Koruma Derneği olmuş ve “Dağ ceylanlarının Türkiye’de yaşadığı tek alan, Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile Yaban Hayatı Geliştirme Sahası’ndan çıkarılarak taş ocağı için küçültüldü” denilerek, bir imza kampanyası başlatılmıştı.

Bir tarafta “var olanı koruma mücadelesi” yaşanırken, diğer tarafta, Ankara’da, Tarım ve Orman Bakanlığı’nın “Yeni Bir Metodoloji Kapsamında, Türkiye’nin Nesli Tehlike Altında Türleri İçin Tür Eylem Planları Hazırlanması, Uygulanması ve İzlenmesi Projesi”, Türkiye’de nesli tehlike altında olan türlerin korunması adına hayata geçiriliyor! Bu durumu değerlendiren doğaseverler ise “Ne yapıyoruz, ne yapmak istiyoruz?” sorularında duruyor, Ankara bağlamında yaşanan ikileme işaret ediyor!

2021’in bu en ciddi çevre tartışmasında Hatay adına çekincelerini ortaya koyanların 2022 beklentisi ise ‘net’ bir çözüme ulaşılması noktasında. Çünkü… “Hatay dağ ceylanları, 135 km²’lik taşlık bir alanda yayılış gösteriyor. Küçültülen alanda yapılacak faaliyetler, sadece bu 8 kilometrekarelik alan içinde kalmayacak! Bölgede dinamit patlatılacak! Toz çıkacak ve hayvanlar o bölgeye artık yaklaşamayacak. Dağ ceylanlarının kullanamayacağı alan, sadece 8 kilometrekare ile sınırlı kalmayacak. Daha önce Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile koruma altına alınan bir alan, yine Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile küçültülüyorsa; üçüncü, dördüncü, beşinci kararnamelerle benzeri şekilde benzer ocaklara izin verilebilir.” İşte asıl korku da bu!

-DENİZE ÇAĞRI!

Hatay’ın çevre başlığındaki haberlerinde sık sık karşımıza çıkan bir cümledir; “Samandağ ilçesinde yumurtalarından çıkan Carretta Caretta ve Yeşil Deniz Kaplumbağalarının denize yolculuğu başladı!” Samandağ, bu anlamda Türkiye’de çok özel bir üreme alanı. Öyle ki, sadece 2021 yılı içinde, Samandağ deniz kaplumbağaları alan koruma çalışmaları sonucunda 1500’ün üzerinde yuva tespiti yapıldı. Bunun anlamı, 150-200 bin arasında yumurtanın kuluçka olması! Yani 100-120 bin arasında yavru çıkışı! Ancak bu özel alanların daha fazla korunmaya ihtiyaçları var.

2021 geride kalırken, bu konudaki sorunu en net ortaya koyan isim, Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Suşehri Timur Karabal Meslek Yüksekokulu Öğretim Üyesi Doç. Dr. Bektaş Sönmez oldu. 2000’li yılların başından itibaren, özellikle yeşil deniz kaplumbağalarının önemli yuvalama alanlarından Samandağ sahilinde alan koruma çalışmaları yürüttüğünü söyleyen Sönmez’in çağrısı, aslında daha çok yerel idarecilere yönelik:

“Sokak köpekleri, yuvalara ve yumurta bırakan anaç kaplumbağalarına ciddi zarar veriyor. 2021’de bayağı bir anaç kaplumbağamıza zarar verildi.”

-NE YAPILABİLİR?-

Yaşanan sorunların 2021 tablosunda duranlar, Hatay’da ‘eko-turizm’ başlığına bu anlamda daha fazla odaklanılması gerektiğini söylerken; kuş gözlemciliği, yayla turizmi, yaban hayatı gözlemleme, botanik turizmi,

foto safari, atlı doğa yürüyüşü, akarsu turizmi, dağcılık, tırmanma, su altı dalış turizmi, yamaç paraşütü, balon turizmi, trekking, sportif olta balıkçılığı, mağara turizmi, bisiklet turizmi, tarım ve çiftlik turizmi, eko-gastronomi, kamp ve karavan turizmi, hava sporları turizmi gibi başlıklarda genişletilebilecek alanlarda atılacak adımlarla, mevcut alanların hem korunup gündemde tutulabileceğini ve hem de kent ekonomisine ciddi katkı sunan başlıklar haline getirilebileceğini ifade ediyor. Tamer Yazar

Exit mobile version