Nazım Hikmet’i An(la)mak!

  Nâzım grevci dok işçilerini gördüm vinçler direkler şiirler arasında çuvallar sandıklar güller arasında ve büyük geminin yanında bekleyen iki mavi ışık demir almak üzereydi gemi (Kimbilir hangi yolculuğa?) kavgaydı bu sevdaydı bu ve sen Nâzım kaptanıydın sınırlardan öteye yönelen bu yolculuğun.                              YANNİS RİTSOS Ülkemizde her yıl ocak ayı boyunca Nâzım Hikmet’in yaşamı, yapıtları […]

  Nâzım

grevci dok işçilerini gördüm

vinçler direkler şiirler arasında

çuvallar sandıklar güller arasında

ve büyük geminin yanında

bekleyen iki mavi ışık

demir almak üzereydi gemi

(Kimbilir hangi yolculuğa?)

kavgaydı bu

sevdaydı bu

ve sen Nâzım kaptanıydın

sınırlardan öteye yönelen

bu yolculuğun.

                             YANNİS RİTSOS

Ülkemizde her yıl ocak ayı boyunca Nâzım Hikmet’in yaşamı, yapıtları ve mücadelesi çok çeşitli etkinliklerle anılır. Şiirden müziğe, resimden fotoğraf sergilerine, sinemadan tiyatroya kadar, Nazım Hikmet rüzgarı eser!, “Öyle sanıyorum ki hakkında en çok kitap yazılan ilk kişi M. Kemal ise, ikinci kişi de Nazım Hikmet’tir. Hakkında yüzden fazla kitap yazılmış ve her kitapta da, başka başka yönleri anlatılmış olmasına karşın, Nazım Hikmet’i tam olarak anlamak çok zordur” diyor. Bu saptamadan yola çıkarsak, Nazım’ı tam olarak anlayabilmenin zorluğu yanında, az bilinen yönlerini anlatmak hem daha kolay, hem daha ilginç, hem de daha keyifli olacak!

Dünya çapında bir büyük şair Nâzım Hikmet. Ama asla unutulmaması gereken bir özelliği daha var: Mücadelesi. İşçi sınıfının, ezilen halkların, dünya barışının yanında aldığı ödünsüz tavır. Nâzım Hikmet’i anmak bu mücadeleyi de anmaktır aynı zamanda.

“Mavi Gözlü Dev” olarak anılan Nazım Hikmet Ran, döneminin çok ilerisinde şair ve yazarları arasında yer alıyordu. Şiirleri ve yazıları ile dikkatleri çeken Ran, uzun süre tutukluluk süreci geçirmiştir. Eserlerinin yanı sıra aşkları ile de bugün bile en çok konuşulanlar arasında yer alıyor.

3 Haziran 1963 yılında Rusya’nın Moskova kentinde geçirdiği kalp krizi sonucunda o masmavi gözlerini hayata ebediyen yumdu.

 Nazım Hikmet’in “Ben bir ceviz ağacıyım Gülhane parkında” adlı şiirinin hikayesini, hadi hep birlikte okuyalım.

Nazım Hikmet Gülhane parkındaki bir ceviz ağacının altında sevgilisi ile buluşmak üzere randevulaşır. Buluşacakları gün Gülhane parkına gider ve ceviz ağacının altında beklemeye başlar. Tam bu sırada polisler de orada devriyeye çıkmıştır. O dönemlerde Nazım Hikmet arananlar listesinde olduğu için polislerden gizlenmek durumunda kalır ve bu ceviz ağacına çıkar. Ağacın tepesindeyken sevdiceği gelip her şeyden habersiz ceviz ağacının altında beklemeye baslar. Polislerden dolayı aşağıya seslenemez ve çaresizce çıkarır kalemi kağıdı ceviz ağacının tepesinde bu şiiri yazar; “Ben bir ceviz ağacıyım Gülhane parkında. Ne sen bunun farkındasın, ne de polis farkında…

Bu haftaki kitap tavsiyem: NAZAN ARISOY ” PİRAYE’DE NAZIM OLMAK”

Exit mobile version