Mardin’deki Uluköy Mağarası’nda yapılan kazılarda Paleolitik Çağ’a ait yeni obsidyen aletler ve hayvan kemikleri bulundu. 400 bin yıla uzanan geçmişiyle mağara, en az dört farklı insan türünün yaşam izlerini barındırıyor.
Mardin’in Dargeçit ilçesi yakınlarındaki Uluköy Mağarası, arkeoloji dünyasında heyecan yaratmaya devam ediyor. Yaklaşık üç yıl önce bir yüzey araştırması sırasında tespit edilen ve o tarihten bu yana titizlikle kazılan mağarada, Paleolitik Çağ’a ait çok sayıda yeni buluntuya ulaşıldı. Bu sezonki çalışmalarda mağaranın daha derin katmanlarına inilerek, tarihin karanlık dönemlerine ışık tutacak izlere ulaşıldı.
“Obsidyen aletler neden bu kadar önemli?”
Kazı ekibinin ulaştığı en dikkat çekici keşiflerden biri, ilk kez tespit edilen obsidyen (volkanik cam) aletler oldu. Daha önce bu tür malzemelerin Geç Paleolitik Dönem’de kullanıldığı düşünülürken, Uluköy Mağarası’nda ortaya çıkarılan obsidyen parçalarının yaklaşık 200 bin yıl öncesine işaret etmesi, tüm bu bilgileri yeniden değerlendirme gerekliliğini ortaya koydu.
Kazının bilimsel danışmanı Doç. Dr. Ergül Kodaş, obsidyenin Anadolu’da bu denli erken bir dönemde dolaşımda olduğuna dair ilk somut kanıtların bulunmasının, yakın doğudaki insan hareketliliği ve tarih öncesi ticaret yolları hakkında çarpıcı ipuçları verdiğini vurguladı.
“Mağarada hangi taş aletler ve izler bulundu?”
Bu yılki kazılarla birlikte mağarada çok sayıda yontma taş alet, kazıyıcı, delici ve av silahları gün yüzüne çıkarıldı. Aynı zamanda insanların tükettiği hayvanlara ait kemik kalıntıları da bulundu. Buluntuların analizleri Mardin Müzesi’ne bağlı laboratuvarlarda sürdürülüyor.
Kodaş, bu materyallerin hem dönemin yaşam biçimini hem de çevresel koşulları anlamak açısından oldukça değerli olduğunu belirtti. Özellikle kemikler, Orta Paleolitik dönemin faunası ve iklim koşulları hakkında önemli bilgiler sunuyor.
“Uluköy Mağarası’nın tarihi önemi nedir?”
Uluköy Mağarası, sadece Mardin’in değil, tüm Kuzey Mezopotamya’nın arkeolojik tarihinde özel bir yere sahip. Bölgedeki ilk ve şu ana kadar tek mağara kazısı olan bu alan, Güneydoğu Anadolu’da Paleolitik Çağ’a dair yapılan az sayıdaki çalışmadan biri.
Kazılar sonucunda elde edilen bulguların sadece yerel değil, küresel arkeolojik literatürde de yankı bulması bekleniyor. Doç. Dr. Kodaş, bu mağaranın, insan türlerinin göç güzergahları üzerinde kritik bir kavşak noktası olduğunu ve bu nedenle insanlık tarihinin yeniden yazılmasına katkı sağlayabileceğini söyledi.
“Kaç farklı insan türü Uluköy Mağarası’nda yaşamış olabilir?”
Uluköy Mağarası’nda yapılan çalışmalar, mağarada en az dört farklı insan türünün izlerine ulaşıldığını ortaya koydu. Bu türler arasında Homo Erectus, Arkaik Homo Sapiens, Neandertaller ve modern Homo Sapiens yer alıyor. Araştırmalara göre bu insanlar mağarada yaklaşık 400 bin yıl boyunca kesintili olarak yaşamış.
Bu veri, mağaranın yalnızca bir geçiş noktası değil, aynı zamanda uzun süreli yerleşim alanı olduğunu gösteriyor. Mağaranın Afrika’dan çıkan ilk insan topluluklarının yakın doğu üzerinden dünyaya yayılmasında oynadığı rol, bilimsel çevrelerde büyük yankı uyandıracak gibi görünüyor. Uluköy Mağarası’nda yürütülen kazılar, Mardin Müze Müdürlüğü başkanlığında ve çeşitli üniversitelerden akademisyenlerin katılımıyla sürdürülecek. Elde edilen verilerle birlikte, mağaranın farklı tabakalarında daha da eski izlere ulaşılması ihtimali oldukça yüksek.