AMAÇ İÇİN HER YOLU MUBAH GÖRMEK

Bir Rönesans dönemi düşünürü olan Niccolo Machiavelli (1469-1527), siyasal düşünce tarihinin en tartışmalı adlarından biri. Yüzyıllarca kâh lanetlenmiş kâh sahiplenilmiş, çok okunmuş, hakkında çok yazı yazılmış, adı kıtaları aşmış.   En ünlü yapıtı “Hükümdar”da başarılı bir yönetimin kurulabilmesi için hükümdarın sahip olması gereken özellikleri anlatan Machiavelli, hükümdara klasik siyasi ahlak öğretisini takip etmemesini tavsiye eder. […]

Bir Rönesans dönemi düşünürü olan Niccolo Machiavelli (1469-1527), siyasal düşünce tarihinin en tartışmalı adlarından biri. Yüzyıllarca kâh lanetlenmiş kâh sahiplenilmiş, çok okunmuş, hakkında çok yazı yazılmış, adı kıtaları aşmış.

 

En ünlü yapıtı “Hükümdar”da başarılı bir yönetimin kurulabilmesi için hükümdarın sahip olması gereken özellikleri anlatan Machiavelli, hükümdara klasik siyasi ahlak öğretisini takip etmemesini tavsiye eder. Kitlelerin erdemsiz, aç gözlü, dar görüşlü ve kendi kendilerini yönetmekten aciz olduğunu, halkı bir arada tutabilmek için kaba güç kullanımını ve hileyi iki önemli yol olarak gösterir.

 

Kimileri siyasal liderlere güç ve sahtekârlık aracılığıyla iktidarı nasıl elde edeceklerini öğrettiği için onun kötülüğün öğretmeni olmakla suçladı, kimileri ise sadece siyasal iktidar arayışındaki gerçeği ifade ettiğini belirterek, Machiavelli’yi modern devletin siyasal yapısını ve potansiyelini ilk kez gerçek anlamda kavrayan bir düşünür olarak alkışladı.

 

Adı “amaç için her yolu mubah gören” politikacının tutumunu anlatan suçlayıcı bir sıfat haline gelen Machiavelli hâlâ tartışılıyor ve düşünceleri yeni yorumlara yol açıyor.

 

“Machiavelli, Makyavelizm ve Modernite” adlı derlemenin  hareket noktası 2010 yılında İstanbul’da gerçekleştirilen “Makyavelizm ve Modernite Sorunu. Türkiye’de Machiavelli ve Makyavelizm” başlıklı uluslararası sempozyum. Kitap sempozyumda sunulan bildirilerden oluşuyor. Levent Yılmaz Machiavelli’nin şaka yapıp yapmadığını soruyor. Mark Youssim Makyavelisti Peresvetov’un eserlerindeki Fatih Sultan Mehmet’i araştırıyor. Luigi Mascilli Migliorini, Machiavelli’nin İslam dünyasındaki serüvenini anlatıyor. Ozan Erözden Machiavelli’yle Türkiye’nin darbeli siyasi gelişimini okuyor. Solmaz Zelyüt Makyavelyen “Virtù”ya açıklık kazandırıyor. Kaan Harun Ökten Machiavelli’yi Luther’le buluşturuyor. Silvio Suppa Montesquieu’deki Machiavelli etkisini gösteriyor. Türker Armaner, Fichte düşüncesi ile Machiavelli’nin “siyasi erdem”ini karşılaştırıyor. Tülin Bumin Arendt ve Lefort eşliğinde Machiavelli’yi ele alıyor.

 

Toronto Üniversitesi öğretim üyesi ve uluslararası düzlemde yetkin bir Machiavelli uzmanı olan Enzo Baldini, Machiavelli’yi  “siyasal modernite” açısından tartışıyor.

 

Makyavelizm teriminin, sınırlandırılabilmesi müşkül, yani ele avuca sığmaz bir terim olduğuna, Machiavelli’nin en umulmadık ortamlardaki uygunsuz kullanımına dikkat çeken yazar, Machiavelli’nin  moderniteye özgü sayılan özgül özelliklerin başlangıç anı sayıldığını ve yeni bir Makyavelizm biçimiyle karşı karşıya olduğumuzu belirtiyor. Ardından önemli bir saptamada bulunuyor:  “Günlük yaşamda, özellikle başkalarını ikna etmek, koşullandırmak veya yönetmek gerektiğine, kendini kurtarmak için bir Machiavelli yaratan sadece bizim zamanımız olmuştur.”  Ona göre, Machiavelli’nin eserlerinin büyük bölümünün zamanın siyasal kargaşasının içine atılmış ve onların izinden gidilmesiyle, zamanın siyasal iktidarlar, siyasi iktidarların hizmetinde olan edebiyatçılar, filozoflar ya da eylem adamları tarafından ya çok kesin tercihleri haklı göstermek ya başkasının yaptığını kınamak ya iktidarın seçkin kurumlarını düzene koymak ya da soylu veya öyle gösterilen girişimler karşısında ruhları tutuşturmak için kullanılan bir Machiavelli doğmuş, herkesin, kendi çıkarları ve kendi siyasi ve ideolojik amaçları doğrultusunda, Machiavelli’yi eğip bükmüş ve kullanmıştır.

 

Cemal Bâli Akal, Machiavelli’de “meşruiyet” sorununu irdeliyor, Hükümdar içinde yol alıyor ve şunları söylüyor: “Machiavelli Rousseau’nun iddia ettiği gibi ‘kızım sana söylüyorum’ demez; halka kötü hükümdarları ihbar etmez. Kimseye kötü olmayı da öğretmez; ne Hitler’e, ne Stalin’e. Çünkü hiçbir Hükümdar, Machiavelli’den önce de sonra da, onun tarihten verdiği örnekleri açıkça gösterdiği gibi, sütten çıkmış ak kaşık değildi. Hükümdar’da anlatılan ve bir türlü anlaşılmayan budur.”

 

Ülkemizde benzerine pek rastlanmayan bu çalışma Machiavelli düşüncesine bir “giriş” niteliği taşıyor. Machiavelli düşüncesinin Makyavelizmden ibaret olmadığını gösteriyor.

 

(Machiavelli, Makyavelizm ve Modernite,Hazırlayan: Cemal Bâli Akal, Dost Kitabevi )  

 

Exit mobile version