Hafta içinde, 5 Ekim Dünya Öğretmenler Günü’nü kutladık.
ILO/UNESCO ortak çalışmasıyla, farklı ülkelerde de olsalar öğretmenlerin ortak sorunları bulunduğu olgusundan hareketle, “Öğretmenlerin Statüsü Tavsiyesi” ortak belgesi 1966 yılında, 5 Ekim günü oy birliğiyle kabul edilmiştir.
Öğretmenlik mesleği açısından çok önemli olan ÖSTK belgesinin kabul edildiği “5 Ekim” tarihi, 1994 yılında (tavsiyesinden 28 yıl sonra) UNESCO’nun aldığı bir kararla “Dünya Öğretmenler Günü” olarak kabul edilmiştir ve 1995 yılından beri ülkemizde ve 100’den fazla ülkede her yıl kutlanmaktadır.
Bu bağlamda, “Ülkemizdeki tüm öğretmenler, tüm öğretmen meslek örgütleri, tüm eğitim sendikaları ve tüm eğitim kurumları 5 Ekim Dünya Öğretmenler Günü’ne sahip çıkmalıdır.
12 Eylülcüler bunu kabul etmeyip Atatürk’ün doğumunun 100. yılı olan 1981 yılında 24 Kasım’ı Öğretmenler Günü olarak ilan ettiler. Bu tarihin belirlenmesinin sebebi, Başöğretmen Mustafa Kemal Atatürk’ün Millet Mektepleri’nin Başöğretmenliği görevini kabul ettiği tarihin 24 Kasım 1928 oluşudur.
5 Ekim günü, Birleşmiş Milletler tarafından “Dünya Öğretmenler Günü” olarak belirlenmesine rağmen, 12 Eylül’cüler 24 Kasım’ı ‘Öğretmenler Günü’ olarak ilan etti lakin 24 Kasım, Öğretmenlerin kendi iradeleriyle belirlediği bir gün değildir. Bir taraftan Töb-Der kapatılıyor, binlerce öğretmen yerinden yurdundan koparılıp sürgüne maruz bırakılıyor, binlerce aile bölünüyor, diğer taraftan 24 Kasım, Öğretmenler Günü olarak ilan ediliyor. Bu çelişki gözden kaçırılmamalı.
24 Kasım tarihinin Cumhuriyet ve eğitim tarihimiz açısından ne denli önemli olduğu da unutulmamalıdır. Çünkü 24 Kasım tarihinin temelinde, “ATATÜRK adında simgeleşen Cumhuriyet değerleri” vardır.
Daha da önemlisi, ulusal eğitim tarihimizde önemli yerleri olan “24 Kasım, 16 Mart, 17 Nisan” tarihleri ile evrensel değerler açısından önemli olan “5 Ekim” tarihlerinin hepsi bir bütünlük içinde kucaklanabilmelidir… Unutmayalım ki, “24 Kasım” ile “5 Ekim” birbirinin karşıtı değil, tamamlayıcısıdır…”
Mustafa Kemal Atatürk, “Eğitimdir ki bir milleti ya özgür, bağımsız, şanlı, yüksek bir topluluk halinde yaşatır; ya da esaret ve sefalete terk eder” derken eğitimin ne kadar önemli olduğu gerçeğini yıllar önce böyle dile getirirken uygulamalarıyla yalnız kendi toplumuna değil geri kalmış tüm toplumlara örnek olmuştur.
Öğretmenlerimiz, günden güne zorlaşan ekonomik, demokratik ve mesleki sorunların ağırlığı altında, “5 Ekim Dünya Öğretmenler Günü”nü kutladılar.
OECD’nin yayınladığı bir rapora göre, ülkemizde eğitim emekçileri, Avrupa Birliği Üyesi ülkelerindeki meslektaşlarına göre daha fazla çalışmakta, fakat onlardan çok daha az maaş almaktadırlar.
Eğitimin en önemli öğelerinden birisi olan öğretmenlerimiz yoksulluk sınırı, memur ve hizmetliler ise açlık sınırı sorunlarına çözümler üretileceği yerde, sorunlar her yıl katlanmaktadır.
Tüm Eğitim emekçilerinin “5 Ekim Dünya Öğretmenler Günü” kutlu olsun..