8 Kasım Dünya Radyoloji Günü

Kutlama Yok, İsyan Var… Sağlıkta Dönüşüm, Ölüm Demek! Önceki gün, 8 Kasım Dünya Radyoloji Günü’ydü. Kısa adı SES olan, Sağlık Emekçileri Sendikası’nın Hatay Şubesi’nde toplanan üye sağlıkçı radyologlar, ‘kutlama değil isyan’ ettiklerini söyledi. Radyologlara göre “sağlıkta dönüşüm”, ölüm anlamı taşıyor. Radyoloji doktor teknisyenlerinin ortak açıklamasında şöyle denildi: “İktidar, önceki yıllarda günlük 5, haftalık 25 saat […]

Kutlama Yok, İsyan Var…

Sağlıkta Dönüşüm, Ölüm Demek!

Önceki gün, 8 Kasım Dünya Radyoloji Günü’ydü. Kısa adı SES olan, Sağlık Emekçileri Sendikası’nın Hatay Şubesi’nde toplanan üye sağlıkçı radyologlar, ‘kutlama değil isyan’ ettiklerini söyledi. Radyologlara göre “sağlıkta dönüşüm”, ölüm anlamı taşıyor.

Radyoloji doktor teknisyenlerinin ortak açıklamasında şöyle denildi:

“İktidar, önceki yıllarda günlük 5, haftalık 25 saat olan çalışma saatlerini günlük 7, haftalık 35 saate çıkarmış, yılda 90 günlük yıpranma payları ise 35 ila 45 güne düşürmüştü. Bu yıl radyoloji alanında emek veren sağlık çalışanlarının bir hakkına daha el koyarak, ölümcül hak kayıplarına bir yenisini ekledi. 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu’nda yer alan ‘radyoaktif ışınlarla çalışan personele, her yıl yıllık izinlerine ilaveten bir aylık sağlık izni verilir’ hükmü yok sayılarak, radyoloji teknikerlerine ve teknisyenlerine yasaların verdiği 30 günlük radyasyon izni hakkının yönetmelikle iptal edildiğini açıkladı. Aksi yönde kanuna rağmen, çıkarılan yönetmelikle izinler azaltılıyor ve bölünüyor. Radyoloji emekçileri, daha çok kâr için daha çok çalıştırılarak, sağlıkları ve hayatları riske atılıyor. 

Avrupa standartlarına göre düzenleme yaptığını söyleyen iktidar, sıra mesai içinde yapılan işlem sayısına gelince aynı standardı aramıyor. Dahası, yeterli personel alımı yapmayarak, ‘fazla mesai yapamaz’ hükmüne rağmen, personel eksikliği nedeniyle mesaiye kalmaya zorlanıyorlar. Diğer yandan, yoksulluk sınırının altında ve performansa dayalı ödeme yapılarak, sağlıklı yaşamaya yetecek bir gelir elde etmek için personelin ek mesaiyi bir tercih gibi görmesine yol açıyor.

Daha önce yıllık izinleri dışında kesintisiz tam bir ay radyasyon (şua) izni yapan radyoloji çalışanları, artık aldıkları diğer izinler düşüldükten sonra ve parçalı bir şekilde ‘şua izni’ kullanmaya zorlanıyor. Önceki yıldan kalan izinleri de kullandırılmayarak, ortalama 20 güne düşen izinlerine bile göz dikiliyor. Şua izni, bir hastalık izni olmasına rağmen, şua izni alan personelin teşvik ek ödemelerinden kesintiler yapılıyor.

Sözde denetim için, radyolojide çalışan emekçilerin maruz kaldığı radyasyonu ölçmek üzere taktıkları dozimetreler ise taşeron firmaların ellerine teslim edilmiş durumda ve ne hikmetse, çoğu zaman doz aşımı göstermiyor. Sonuç olarak, yoksulluk ve açlık ile kanser ve ölüm arasında seçime zorlanan radyoloji emekçileri, daha yoğun ve uzun mesai yapmaya, daha az izin kullanmaya zorlanırken, ölüme sürükleniyor. Sağlıkta Dönüşüm Programı adı altında, neoliberal sağlık politikaları nedeniyle, hastanelerde özelleştirilen radyoloji birimlerinde yetersiz personel sayısıyla da vatandaşlara gereksiz radyolojik tetkikler yapılmaktadır. Bu durumda hem sağlık emekçileri hem vatandaşlar gereksiz radyasyona maruz kalmakta ve toplum sağlığı tehdit edilmektedir.

Bir kere daha söylüyoruz… Sağlıkta Dönüşüm Programı ölüm demektir. Daha çok kar için sağlığın özelleştirilmesi, taşeronlaştırılması ve bu bağlamda faklı hizmet ve istihdam biçimleri ile kamu dışı hizmetlerin yaygınlaştırılması iyi hizmet değil, hastalık ve ölüm getirir. Sağlık emekçileri arasında ayrım yapılmaksızın, sağlık hizmetinin bütüncül bir yaklaşımla sunulması gerekmektedir.

Bütün sağlık ve sosyal hizmet emekçilerinin olduğu gibi, radyoloji emekçilerinin de sağlıklı koşullarda nitelikli hizmet vermesi, güvenli ve güvenceli çalışma koşullarına sahip olması, yoksulluk sınırının üstünde emekliliğe yansıyan temel ücrete ulaşması için, dayanışma azmimizle, Radyoloji emekçilerinin gününü kutluyoruz.” -Haber/Cemil Yıldız-

Exit mobile version