8’ini çalıştırdık…

Kaldı 2 Tane! Yeni yıl yaklaşırken, ana caddelere özel ışıklandırmalar yaptık ve geceleri ışıl ışıl yanan lambaların eşliğinde 2018 dileklerimizi paylaştık… Ama Atatürk Anıtı’nın aydınlatma direğinin trajikomik haline hala bir çözüm getiremedik. Ama en azından 10 lambanın 8’ini en sonunda çalıştırabildik! Kırık-dökük hallerimizin kent merkezindeki en net fotoğrafını veren, Antakya Cumhuriyet Anıtı’ndaki aydınlatma direğindeki toplam […]

Kaldı 2 Tane!

Yeni yıl yaklaşırken, ana caddelere özel ışıklandırmalar yaptık ve geceleri ışıl ışıl yanan lambaların eşliğinde 2018 dileklerimizi paylaştık… Ama Atatürk Anıtı’nın aydınlatma direğinin trajikomik haline hala bir çözüm getiremedik. Ama en azından 10 lambanın 8’ini en sonunda çalıştırabildik!

Kırık-dökük hallerimizin kent merkezindeki en net fotoğrafını veren, Antakya Cumhuriyet Anıtı’ndaki aydınlatma direğindeki toplam 10 lambanın dünden bugüne devam eden ‘utandıran’ hikayesi; ‘medeniyetler kenti’ – ‘gastronomi şehri’ – ‘expo’ – ‘marka’ gibi söylemlerle ulusal ve uluslararası arenada kendisine yer aralamaya çalışan Antakya adına da bu kentin idarecileri adına da çok şey söylüyor, çok şey anlatıyor.
-SORUN NE?-
Vatandaşın da, haber yapan bizlerin de merakı tek bir noktada toplanıyor. O nedenle, sorulan da sorgulanan da oldukça net! Sahi, uzun zamandır şikayet konusu olan ve özellikle gece saatlerinde yarattığı haliyle ‘kent imajından’ çok şey götüren aydınlatma (!) direğinin bakımını, onarımını ve yenilemesini yapması gereken ‘kurum’ hangisi? Peki, ‘sorumlu’ kurum ya da kurumları kontrol eden, etmesi gereken kent idaresinin en tepesindeki isimlerin eldekine eklemekten imtina ettiği ‘denetimin’ bugün dönüştüğü hale sebep olan şey neyin nesi?
-ÜZÜCÜ!-
Bu konuda konuşan bir turizmcinin yorumu şöyle:
“Adamlar yapmamakta ısrarlı anlaşılan… Siz de haber yapmakta! Peki, değişti mi bir şey? Anlaşılan 10 lambadan 8’ini çalışır hale getirmişler. Bu da bir şey… Neredeyse hepsi sönüktü geçenlerde. Belki diğer ikisi de yılbaşı öncesi çalıştırılır! 2018 Sürprizi!
Bildiğim kadarıyla bu aydınlatma direğinin tepesindeki lambaların oturduğu sistem otomatik olarak indirilebilir şekilde yapılmış. Tamam da durum madem bu, neden tamir edilmiyor? Ne var biliyor musunuz? Deveye ‘belin niye eğri’ diye sormuşlar! Cevabı biliyorsunuz… ‘Nerem doğru ki…’ diye cevap vermiş! Durum da bu! Neremiz doğru? Elinizi attığınız her şey elinizde kalıyor.
Merak ediyorum, Cumhuriyet Anıtı’na baktığınızda gördüğünüz ne, söyler misiniz? Ben ne gördüğümü size söyleyeyim mi? Atatürk Heykeli, saksılar, ağaçlar, bakımsız bir DUVAR, arkasında ‘alandan koparılmış’ başka bir yer ve bir belediye logosu, ki onun da ışıklandırması gitmiş!
Burası, Hatay’ın amiral gemisi olan Antakya’nın bir kent meydanı, ana noktası. Oysaki öyle bir halde olmalıydı ki, insanlar buraya baktıklarında bu kentin kendisini görmeliydi. Görmeleri de yetmez… Dünün heybetli hikâyesini okumalıydı, bugünün mücadelesinde ortaya çıkan kentin hikayesini de es geçmemeliydi. Peki, öyle mi? Bakın şu Anıt noktasına! Bakın ve gördükleriniz sizi mutlu ediyor mu, söyleyin. Tek derdimiz lamba mı? O, görünen komedinin trajik karesi… ”
Haksız mı? -Tamer Yazar-

Exit mobile version