95 yıl önce , 95 yıl sonra…..

Yarın Başkumandanlık meydan muharebesinin, Zafer bayramımızın 95. yıldönümünü gururla idrak edeceğiz. Bundan 95 yıl önce, 26 Ağustos 1922 tarihinde Gazi Mustafa Kemal’in önderliğinde büyük taarruz başlatılmış idi. 95 yıl önce, silkinişin, uyanışın, birlik ve bütünlüğümüzün, bağımsızlığımızın tüm dünyaya kabul ettirilebilmesi için büyük taarruz başlatılmak suretiyle, öldü, bitti, yok oldu, parçalandı denilen, ülkesinin her köşesi işgal […]

Yarın Başkumandanlık meydan muharebesinin, Zafer bayramımızın 95. yıldönümünü gururla idrak edeceğiz.

Bundan 95 yıl önce, 26 Ağustos 1922 tarihinde Gazi Mustafa Kemal’in önderliğinde büyük taarruz başlatılmış idi.

95 yıl önce, silkinişin, uyanışın, birlik ve bütünlüğümüzün, bağımsızlığımızın tüm dünyaya kabul ettirilebilmesi için büyük taarruz başlatılmak suretiyle, öldü, bitti, yok oldu, parçalandı denilen, ülkesinin her köşesi işgal edilen bir devletin, dimdik ayakta olduğu ve hiçbir şekilde kendisine yakıştırılmak istenen olumsuz sıfatları kabul etmeyeceğini tüm dünyaya haykırdığı ve onları da bu gerçeği kabul etmek zorunda bırakan dirilişin ilk adımları atılmış idi.

Bu nedenledir ki 26 Ağustos’un Türk kurtuluş mücadelesinde önemli bir yeri vardır.

Bilinmelidir ki 26 Ağustos bağımsızlığa kavuşabilmemizin, şanlı bayrağımızın dünya durdukça yurdumuzun üzerinde dalgalanmasını sağlayacak ve sonsuza dek var olacak olan ulus devletin temellerinin atıldığı ve hızla sağlamlaştırma yolunda üstün bir gayretin sarf edilmeye başlandığı bir gündür.

Başta işgal kuvvetleri olan Yunanlılar olmak üzere onlara destek veren emperyalist güçlerin ciddiye bile almadıkları, bir gösteriden ibaret saydıkları büyük taarruz, onları hüsrana uğratmış, olmaz, olamaz, mümkün değil diyerek hayret bakışları arasında gelişmeleri izleyen yabancı devletleri de Türk harikası önünde şapka çıkartmaya mecbur bırakmıştır.

26 Ağustos’ta başlayan büyük taarruz, 30 Ağustos meydan muharebesi ile Türkün ezici zaferiyle sonuçlanmış, düşman kuvvetleri kendilerine kaçacak yer ve delik aramak zorunda kalmıştır.

“Bu savaşın kazanılması, 30 Ağustos zafer bayramının idrak edilebilmesi, çok sesliliğe, Cumhuriyete, demokrasiye, milli iradeye ,bağımsızlığa, birlik ve beraberliğe, ulus devlet olma kararlılığına olan inancın bir başarısıdır. ”

Bu başarı Gazi Mustafa kemal ve dava arkadaşlarının hiçbir şekilde ödün vermedikleri ilke ve kararlılıkları sonucu başarıya ulaşmıştır.

Bu başarıda Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ve dava arkadaşlarının aldıkları tüm kararların, attıkları tüm adımların, hedefledikleri tüm amaçlara ulaşabilme yolundaki tüm mücadelenin, milli iradeyi temsil eden TBMM’nin bilgisi ve kararı dahilinde yapılmış olmasının çok büyük payının olduğunu unutmamak gerekir.

Ülke işgal altında iken, var oluş mücadelesi verilirken bile Gazi Mustafa Kemal ve dava arkadaşları, parlamentonun çalışmasını sağlamışlar, onu hiçbir şekilde engelleme yoluna gitmemişler, aksine parlamentonun görüşünü almak, dinlemek, atılacak adımlarda ne düşündüklerini öğrenmek ve olurları doğrultusunda hareket etmek suretiyle başarıya ulaşmışlardır.

Bu başarının sırrı, tek başına hareket etmeme, tek başına karar vermeme, her türlü görüşü dinleme, parlamentonun aldığı kararlar doğrultusunda hareket etmek suretiyle birlik ve bütünlüğü sağlama,Cumhuriyete,demokrasiye,çoğulculuğa olan inanç ve kararlılıkta yatmaktadır.

Aradan 95 yıl geçti. Bugün 95 yıl öncesi gibi, O’nun düşünceleri, ilkeleri, attığı adımlar, yapılmasını istediği hareketler, bağımsızlık yolunda alınmasını istediği kararlara yönelik düşünceleri hala tüm tazeliği ve canlılığı ile dimdik ayakta durmaktadır.

O’nun için; asrın yetiştirdiği en büyük insan sözünü boşuna kullanmamışlar.

Yarın Zafer Bayramımızın 95. yılını gururla kutlayacağız. Bugünlere nasıl gelindiğini, hangi engellerin aşıldığını, genç Türkiye Cumhuriyeti devletinin yoktan var edilişi için neler yapıldığını, bu konuda hangi bedellerin ödendiğini bir kez daha anımsamak ve belleklerimizi tazelemek gerektiğini hatırlatmakta yarar görüyoruz.

95 yıl önce 95 yıl sonra…Aradan geçen bu süre içerisinde neler olduğunun , nereden nerelere gelindiğinin ve şuan hangi konumda bulunduğumuzun muhasebesini yapmayı sizlere bırakıyoruz.

Bu duygularla,Zafer Bayramımız tüm ulusumuza kutlu ve mutlu olsun diyoruz. Bize bu büyük bayramı kazandıranlara, başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere tüm dava arkadaşlarına şükran ve minnet duygularımızı bir kez daha yineliyor, onları özlemle aradığımızı ve andığımızı yüksek sesle haykırıyoruz…

nabiinal@hotmail.com

Exit mobile version