Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

2018-2023 tamam da!

2012-2015’ten ne kaldı? 2018-2023

2012-2015’ten ne kaldı?

2018-2023 İl Turizm Stratejisi ve Eylem Planı Çalıştayı’nı geride bırakanlar, paylaşılan başlıklardan dolayı umutlandı! Peki, 2012-2015 yıllarını kapsayan Hatay ili Turizm Stratejisi ve Eylem Planı ile ne yaptığımızı hatırlıyor muyuz? Orada sıralanan başlıklara eklenen umutlardan ne kadarına çözüm bulduğumuzu en çok da…

“Geride kalan Çalıştay için… ‘şehrimizin turizm potansiyeli açısından, bugününün ve yarınının genel değerlendirmesi; ekonomik, sosyal, kültürel durumun istişaresi ve yol haritasının belirlenmesi amacıyla, Hatay İl Kültür Turizm Müdürlüğü ve DOĞAKA koordinasyonunda düzenlenen…’ ifadesine yer verdik. Eldeki ifade ile de, 2018-2023 İl Turizm Stratejisi ve Eylem Planı Çalıştayı’na, ‘belki bu defa…’ diye umut bağladık!”
Bu sözler, bu kentin turizm sektörü içinde çalışan birinden! Bu tür toplantıların çokluğundan bahseden, ama sonuç kısmında tıkanan hallerine çokça şahitlik ettiğini ifade eden bir kent insanından! Peki, durum bu mu, bakalım mı? Geride kalan Çalıştay öncesinde yaşanan benzerlerine biraz yaklaşalım mı? Özellikle de, 2012-2015 yıllarını kapsayan Hatay ili Turizm Stratejisi ve Eylem Planı’na!
-HAYATA GEÇMEDİ!-
Hatay İli Turizm Stratejisi ve Eylem Planı – HİTSEP (2012-2015) – adıyla paylaşılan Rapor, eldeki en yakın örnek. Peki, elde edilen başarı mı? İşte Rapor’dan yansıyanlar, ‘yaşanan başarısızlığı’ resmeden resmi ifadeler:
“HİTSEP’te (2012-2015), 5 adet arz ve 3 adet talep başlığı kapsamında, 35 hedef ve bu hedeflere ulaşılabilmesini teminen 146 tedbir alınması benimsenmiştir. HİTSEP’te (2012-2015) belirlenen bu146 tedbir ile ilişkili olarak, 36 sorumlu yerel yönetim ve kamu kurumu tarafından toplam 247 faaliyet yapılması öngörülmüştür. Bu faaliyetlerin 191’inin (%77’sinin) yerel yönetimlerce (belediyelerce); 56’sının (%23’ünün) ise kamu kurumlarınca yapılması planlanmıştır.
Faaliyetlerin tamamı için yaklaşık olarak 164.972.300 TL bütçe ihtiyacı öngörülmüş olup, bütçe yetersizliği ve bazı uygulama işlerinin (kamulaştırma vb.) yasal koşullarının sağlanamaması nedeniyle, tüm faaliyetlerin ancak 72’si (%29’u) tamamlanabilmiştir. Bununla birlikte, toplam faaliyetlerin 129’u (%52’si) yarım kalmış veya tamamlanamamıştır. Buna karşılık, 46 faaliyete (%19’una) hiç başlanılamamıştır.
Faaliyetleri başlatma genel oranı % 81 olarak hesaplanmaktadır. Yerel yönetimlerde bu oran % 86, kamu kurumlarında % 64 olarak hesaplanmıştır. Bu durum, yerel yönetimlerin, faaliyetlere girişim yapmakta daha atak olduklarını göstermektedir. Buna karşılık, başlatılan faaliyetlerin gerçekleşme oranlarına bakıldığında, yerel yönetimlerin daha yüksek oranda (% 65) yarım kalan/tamamlanamayan faaliyetleri olduğu anlaşılmaktadır.”
-LİSTEDEKİLER!-
Geride kalan, Hatay İl Turizm Stratejisi ve Eylem Planı – HİTSEP (2012-2015), bugünkü Çalıştay gibi oldukça dikkati çeken öncelikleri bir adım öne taşımış ve bazı başlıkları da ‘çözümlenmeli’ noktasında kamuoyuna servis etmişti. İşte o başlıklardan bir kaçı:
Antakya Uzun Çarşı’nın restore edilmesi ihtiyacı (Bu konuda Ankara merkezli birçok proje paylaşılmış olsa da, geleneksel çarşı, verilen sözlerin kalabalığında benzer bir karmaşayı yaşamaya bugün de devam ediyor!)… Yaşlı turistlerin turizm değerlerine ulaşma konusundaki engellerinin aşılmasına yönelik çalışmalara ihtiyaç vardır (Buna dair en net örnek, Samandağ Titus Tüneli’ne gelen ziyaretçiler olurken, birçok turist, zeminin izin vermemesi nedeniyle Tünel içinde biraz ilerledikten sonra geri dönmek zorunda kalıyor!)… Hatay Arkeoloji Müzesi’nin bitmemesi sorun yaratmaktadır (Müze, bugün son etabı ile tamamiyle bitmiş görünse de, sergileme salonlarında hala ciddi sunum hataları nedeniyle istenen ve beklenen performansından uzak bir görüntü veriyor!)… Turizm değerleri ile ilgili kitabe ve bilgi levhalarının öne çıkarılmasına, -ışıklandırılması vb.- ihtiyaç var (Antakya kent merkezinde yer alan eski Roma’dan kalma su kemerleri, buna dair ifade edilen en net örnek olsa da, sorun yıllardır çözüme ulaştırılamadı!)… Hatay genelinde çevre kirliliği söz konusudur… Şehir içi yollar, kenarları ve parklar kirli, pis, bakımsız görünmektedir… Temizlik hizmetleri ihmal edilmiş, kentsel hijyen yetersizdir… Turistlerin de sıklıkla bulunduğu çarşıların temizliği yetersizdir… Şehrin merkezi yerlerinde, turistik bölgelerinde, tarihi yapılarında uygun fonksiyonlandırmalar ve görsel iyileştirmeler yapılmasına ihtiyaç duyulmaktadır… Eski Antakya (Kurtuluş) bölgesinde yayalaştırma ve doğal dokuya uygun malzeme kullanılarak yapılacak restorasyona ihtiyaç var…
-SORALIM!-
Bunlar, bazı tespitler ve öne çıkan bazı sorunlar. Peki, Hatay İl Turizm Stratejisi ve Eylem Planı – HİTSEP (2012-2015) ile ortaya konan sorun başlıklarından kaç tanesini çözdük? Kaçını sorunlarından arındırdık? Kaç tanesinde yerinde saydık? Proje hazırlamada iyiyiz, peki sonuçlandırma kısmındaki başarımızda sınıfı geçtik mi? Tarih ve kültür birikiminde zenginiz zengin olmasına da, sunumdaki fakirliğimizi aşabildik mi? Tanıtımı, ehil ellere vermeye başladık mı? Kurumsal koordinasyonda yaşanan sıkıntıları bir kenara bırakabildik mi? Herkesin ‘turizm’ başlığında ayrı bir halay başı çektiği kentte, siyasi çekişmelere bir son verebildik mi?
-TAVSİYELER!-
Bir önceki Rapor’da, turizm paydaşlarının kentsel turizm tanıtımı ile ilgili görüşleri ve önerileri oldukça net… İşte yansıyanlar:
“Tanıtım öncesinde, kentsel ve turizm altyapı sorunlarının çözümüne ihtiyaç var. Finansman sorunu sebebiyle, Hatay şehir reklamı, tarihi geçmişi ve tanıtımı yeterli düzeyde yapılmamaktadır. Tanıtımda, alt ürün bazında, hedef kitleyi doğru belirlemeye ihtiyaç var. Fuar katılım ve tanıtımlara önem verilmelidir. Doğrudan yabancı ülke halkıyla temas kurulabilecek fuarlara katılım sağlanmalıdır. Devlet desteği alınarak, yurtdışında Hatay tanıtımı yapılmalıdır. Ulusal kanallarda, sosyal medyada mutfak ve tarihi mekân tanıtımı, tematik mini filmler kullanılarak yapılmalıdır. Hatay ile ilgili dizi tanıtımlarına, alt ürünler bazında kısa reklam ve tanıtım filmlerine ihtiyaç vardır. Hatay’ın güvenli olmadığı, savaş bölgesi içinde ve bir güneydoğu ili olduğu algısının değiştirilmesi için görsel materyaller hazırlanmalıdır. Kruvaziyer turizmi için, ilk etapta İskenderun Limanı uygun hale getirilmelidir. Hatay’ın eski kent planını gösteren bir haritaya/plana ihtiyaç vardır. St. Pierre Kilisesi, Habib-i Neccar Camii, Hatay Arkeoloji Müzesi, İpekçilik, Hatay Mutfağı, Eski Antakya (Kurtuluş) bölgesinin tanıtımına yönelik, (broşür, film, web siteleri ve sosyal medya, mobil araçlar vb. kullanılarak) alt ürün tanıtım çalışmaları yapılmalıdır.”
-ELDEKİ!-
Kentin tarih ve kültür birikiminin ‘tanıtımda’ ne kadar kullanılabildiği ya da ifade edilenlerin ne kadarının yapıldığı oldukça tartışmalı. Ancak yapılmayanların kalabalık listesi adına, Antakya Uzun Çarşı içinde hizmete giren, ‘Osmanlı’ mimarisinin görkemli örneği Kurşunlu Han örneğini verelim mi? 2017 senesinde, devam eden restorasyon döneminde paylaşılan bir haber, ortaya çıkacak içerik adına şu detayları veriyordu:
“Kurşunlu Han’ın zemin katında; 23 adet genel amaçlı dükkân, esnaf lokantası, bilgilendirme alanı, toplantı ve sergi salonu, genel avlu ve sergi avlusu, birinci katında ise, yine yöresel ürünlerin satışının yapılabileceği 24’ten fazla dükkânın yanı sıra, yöresel el sanatlarının üretiminin yapılabileceği eğitim atölyesi ve kafenin yer alacağı bildirildi.”
Bugün, taş avlusunun kalabalık ‘kullanım’ şekli ve yöresel kimliği ne kadar anlattığı ‘tartışmalı’ haliyle, Kurşunlu Han, turizm algısının ‘kahramanı’ mı yoksa ‘kurbanı’ mı, buna karar vermek gerek önce, ki ‘yanlışta mıyız yoksa doğruda mı, bunu bilelim! Zira buraya gelenleri, hala ‘kuru’ bir ‘kurşunlu han’ ismi ve tabelası karşılıyor! Elde ne bir hikâye var düne dair, ne de buranın ne olduğunu gelenlere anlatan bir rehberlik!
-ÇALIŞTAY!-
2018-2023 İl Turizm Stratejisi ve Eylem Planı Çalıştayı; Hatay Valisi Rahmi Doğan’ın çarpıcı saptamaları, kurumsal eleştirileri ve bugüne kadar söylenmeyenleri dile getirdiği üslubu ile sonlandı. Ancak anlaşıldığı kadarıyla, sona eren son Çalıştay örneği ve bir öncekinden yansıyan ‘raporlar’ da gösteriyor ki, bizler, ‘sorunları’ masaya koyma konusunda sıkıntı yaşamıyoruz, ama masadakileri çözümle buluşturma konusunda sıkıntılıyız! Peki, bu duruma “nasıl” ve “ne zaman” bir çözüm buluruz, biliyor muyuz?
Sahi, onca Çalıştay, birbirine ‘sorun iletme platformu’ olmanın ötesinde ne üretmiş, bir de biz soralım mı? -Tamer Yazar-