Şimdi içinde biriktirmiş olduğun, önceden inandığın, peşinden gittiğin, uğruna delice şeyler yaptığın, ama bir süredir nadasa bıraktığın tüm düşünceler yeniden canlanıyor. Bugün artık aynaya baktığında, her zaman gördüğünden biraz daha sana yakın bir sen göreceğin gündür. Bugün, yüzde ellinin altında kendini yalnız hissettiğin bir süreçten, yüzde ellinin üstünde olduğunu bilerek yeniden kalabalık olduğunu gördüğün gündür. Bugün, dünden ruhunu sıkıştıran kara kışın ışığa yol aldığı gündür. Bugün; elbette ki yeniden yazmaya, yeniden konuşmaya, yeniden buluşmaya ve yeniden üretmeye başlama günüdür.
Öyle ki, çok şey bıraktık geride ve inanının; başka milletlerin, başka devletlerin, başka insanların ömürlerinde belki bir kez tanık olacağı olaylara, biz yakın geçmişte defalarca tanık olduk. Kimi zaman etrafımızdaki onlarca insanın olup bitenin normalleştiğini kanıksadığı bir süreçte arka arkaya onca kötü şeye rağmen hep kaybettik bir süre. Kaybettikçe uzaklaştık birbirimizden, sevdiklerimizden, inandıklarımızdan, ailemizden, aşkımızdan ve en çok kendimizden. Ama elbette bizi anlayan bizi bilenler vardı. Öncesinde inandığımız birçok roman kahramanı, insanlığa haykırmıştı içine düştüğümüz durumu. Usulca, yalnız kaldığımızda onları dinliyorduk. Ahmet Kaya’yı dinlediğimiz gibi. İçimde ölen biri var dediğinde;
“Bana birşeyler anlat, canım çok sıkılıyor
Bana birşeyler anlat anlat, içim içimden geçiyor
Yanımdasın susuyorsun, susuyor konuşmuyorsun
Bakıyor görmüyorsun
Dokunsan donacağım, içimde intihar korkusu var
Bir gülsen ağlayacağım bir gülsen kendimi bulacağım
Depremler oluyor beynimde dışarıda siren sesi var
Her yanımda susmuş insanlar susmuş
İçimde ölen biri var (…)” bu dibe çöküşün yeniden ayaklanacağı ışığa ihtiyacımız olduğunu biliyorduk.
Yeniden kazanmak, yeniden değerli olduğunu görmek, yeniden yan yana gelmek ve sevdiklerine sarılmak… Barışmak… Başarmak… Bizi dirilten, daha az antideprasan kullanmamızı sağlayan sağalmayı yaşamak, asıl bizim dışımızdakilerin hasta olduğunu görmek, keyifli geliyor bana.
Özlediğimiz duygular, önce bahar, sonra yaz yaşıyor neşeyle. Daha çok gülüyor ve konuşuyoruz. Kuşkusuz, bu bir rüya gibi geliyor bize, ama insanız en temelde ve normal olan bu güzellikler elbette. Şimdi HDP’nin CHP ile, sağ görüşlünün sol görüşlü ile, inançlının inançsız ile, kardeşimizle, sevdiğimizle, dostlarımızla yan yana geldiğimiz bu fırsatı sürdürülebilir kılmalıyız. Şimdi her zaman olduğundan daha çok sorumluluk hissetmeli, geçmişten çıkardığımız derslerle eski hataları yapmadan bir arada olmalıyız.
Üretmeliyiz. Yaratmalıyız. Çalışmalıyız. Paylaşmalıyız.
Bugünden tezi yok, artık sevdiklerimi daha çok arayacak, onları daha çok dinleyecek, okuduğumu daha çok anlayıp, söyleyeceklerimi dillendireceğim usulca. Ve yeniden çoğalmanın, yeniden bir arada olmanın kısaca yaşamanın keyfini çıkaracağım.
Size de iyi keyifler dostlar.
YORUMLAR