Merhaba sevgili okuyucu.
Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu, karantina sürecinin doğum kontrol yöntemlerine erişimi aksatabileceği için 7 milyon ”istenmeyen gebeliğe” neden olabileceğini açıkladı. Ama bir diğer gerçekse; geçmişte her büyük buhran sonrası dünyamız bir doğum patlamasına sahne olmuştur. Yani kısaca bu durumdan anlamamız gereken, insanoğlu daraldı mı, çocuk yapıyor.
Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu, yaptığı açıklamayı olabildiğince kibarlaştırmış. İşin gerçeği, istenmeyen gebeliğin artışına neden olacak unsur, sadece doğum kontrol yöntemlerine erişim sıkıntısı değil, bire bir İŞTAH artışı olabilir.
Bizim gibi katı muhafazakar, din motifli ülkelerde cinsellik konuşmak çok büyük bir tabudur. İşin ilginç tarafı da, Corona ile mücadelede alınan sonuçların olumlu bir tablo içermesinde, ülkemizdeki genç nüfus sayısı büyük etkendir. Yani Corona, gençleri etkilemiyor, ama gençlerimiz azdıkça azıyor. Elbette ki cinsel iştah artışını sadece gençlere uyarlamak çok yanlış olur. Kurşun sıkabilen tüm bireylerde bir hareketlenme olduğu aşikar gibi.
Kriz baş gösterdiği günlerde, halka tavsiye verenlerin hepsi tek bir ağızdan, “kitap okuyun, film izleyin, yazı yazın, hobileriniz ile uğraşın vb” dedi. Hemen hemen iki ayı geride bıraktık sayılır. Özellikle gençler; kitap, film vb şeylerden çok daha farklı şeyleri ellerine almak istiyor galiba. Bu ne ayıp bir şey, ne de yanlış.
Yaşamın bir doğallığı gereği, ilk olarak bu kaos döneminde mutfağın kapısını arşınladık. Birbirinden güzel yemekler yapmaya başladık. Hayatımızda daha önce hiç denemediğimiz tarifleri pişirdik. Mide doldu, taştı. Ardından başta su, meşrubat, şurup ve alkol olmak üzere sıvı ihtiyacımızı da giderdik. Balkonlara çıkıp derin derin nefesler aldık, minik egzersizler yaptık. Temel ihtiyaçlar, oldukça başarılı bir şekilde dürtüldü diyebiliriz. Peki, geriye ne kaldı?
Kuşkusuz ki geriye en çok cinsellik kaldı. Birleşmiş Milletler de bunun altını çiziyor. Eve kapanan çiftler, evdeki tüm odaları kullandı ve sıra sanırım yatak odasına geldi. Kimseler ayıplamasın bu durumu; diyanet de fetva vermesin. Bırakın insanlar gönüllerince çiftleşsin.
Ama tam da burada bir uyarı yapmak da fayda var. Yaşanan her cinsellik gebelik ile sonuçlanmak zorunda değil. Bunun birçok önlemi var. Doğum kontrol yöntemleri, her bireyin alması gereken başat eğitimlerden biri olmalı. Cinselliği yaşayıp çocuk yapmak zorunda değilsiniz.
Hoş; zamanında ülkeyi yöneten baş aktörler, iletişim kanallarından avaz avaz “beş çocuk yapın” diye anons ediyordu. Korkarım ki Corona karantinası, onların bu hayalinin gerçekleşmesi için bulunmaz bir fırsat oldu. Olan, yine aydın ve eğitimli kesime olacak gibi görünüyor. Kontrollü ve doğum kontrolüne uyarak cinsellik yaşayan bu kesim, dünyaya bir ya da iki çocuk getirerek bir duruş ortaya koyacak. Beri tarafta, en az beş çocuk ile aile nüfusunu zorlayan bir kesim olacak. Ve tabi ki bu kesim, oyunu yine düşünmeden kullanıp, dünyamız için ne kadar faydalı bireyler olacak?
Aydın kesimin az çocuk yapması bu dönemde çok olası. Bence zamanının büyük bir kısmını üreterek geçireceği için okuyacak, film ve dizi izleyecek, hobilerini geliştirecek. Diğer kesim okumayacak, izlemeyecek tek hobisi olan çocuk yapacak.
Aslında Birleşmiş Milletler’in uyarısı çok önemli. Küresel salgınla mücadele, ölenler yerine yenilerini doğurmak olmamalı. Yaşananlardan dersler çıkarsak da, dünya nimetlerinin daha iyi kullanılması için doğum kontrolünün insanlara çok iyi anlatılması lazım.
Evde kalın, yaptığınız işi kontrollü yapın.
Sevgiyle.
YORUMLAR