Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Av. Bekir ATAHAN

Gelir Adaletsizliğinin Yarattığı Sorunlar ve Çözüm Önerileri

“Covid ile her şey değişti ve hiçbir şey eskisi gibi olmayacak” cümlesi, duymaktan sıkıldığımız bir cümle olabilir. Ama içinde büyük bir hakikat de var. Hayatımızın hemen her alanındaki radikal değişimden nasibini ekonomi de almaktadır.

Vahşi kapitalizmde tek amaç, olabildiğince kar elde etmektir. Bu amaç için üretici, yahut işveren, hemen her yolu uyguluyordu. Söz konusu sistem, adeta sömürü sistemini andırır olmuştu. Fakat bu süreçte şu görüldü ki, artık böylesi bir dengesizlik büyük sıkıntılara yol açacak, sistemin çökmesine neden olabilecektir. Bundan ötürü, vahşi kapitalist sistemin aynı şekilde devamı mümkün değildir. Mutlaka revize edilen bir ekonomik sistemin önümüzdeki süreçte tartışılacağını düşünüyorum.

Neden Daha Adil Ekonomi Gerekli?

Dünya’da ve ülkemizde, ciddi bir gelir adaletsizliği mevcuttur. 34 Avrupa ülkesi içinde gelir dağılımı eşitsizliği sıralamasında, Türkiye, ikinci sırada yer almaktadır. Türkiye’de en zengin yüzde 20’lik nüfus, toplam gelirin neredeyse yarısını (yüzde 47,4) alıyor.

Düşünebiliyor musunuz, makasın ne kadar açık olduğunu? Bu veriden sonra, kişi başına düşen milli gelirin artmasının pek bir önemi kalmıyor. Serbest ekonomide, tabi ki çok çalışan, katma değer yaratan, farklılık katan daha çok kazanacaktır. Buna kimsenin bir itirazı olamaz. Fakat makasın bu denli açılması, sağlıksız bir büyüme yaratır. Ciddi sınıf farklılıkları, sosyoekonomik yapıda huzursuzluk oluşturur.

İnşaat Ekonomisinin Yarattığı Sonuç Budur

Türkiye’de bir istatistik yapsak, “Şehrin ortasında boş bir arazi var, burası sizin olsa buraya ne yapardınız?” desek, insanların büyük bir çoğunluğu “AVM, İş Merkezi, Rezidans Projesi” cevabını verir. Çok az kişi, “Park ya da Kütüphane olsun” cevabını verir.

Maalesef, inşaattaki rant ekonomisi ve teşvik edilen “neredeyse her mahalleye bir AVM” projesi ile bir “tüketim toplumu” oluverdik. Maalesef, Finlandiya ve Şangay gibi gelişmiş ekonomilerin eğitim modelleri incelenmedi. Bugün Avrupa’nın, Uzak Doğu’nun, Amerika’nın en önemli şehirlerine gidiyorsunuz, şehrin ortasında koca koca parklar, son donanımlı kütüphaneler mevcut. Sağlıklı, üreten nesil, kütüphanelerden ve parklardan yetişir, AVM’lerden, ranta dayalı inşaatlardan değil.

Acaba ülkemizde, son 15 yılda, şehir merkezlerinde kaç adet park (ama sadece iki ağaç dikilen ve sadece adı park olan yerleri kast etmiyorum), kaç adet 24 saat açık kütüphane yapıldı? Cevabı siz değerli okur net olarak vereceksinizdir. Başka bir yazı dizisi konusudur bu husus. Maalesef ülkemizde kitaba önem verilmemesi, ekonomiyi etkiliyor. Sağlıksız ekonomik büyüme de gelir adaletsizliğine neden oluyor.

Ne Yapmalı?

Bunları kısaca sayacak olursak;

• Eğitim sistemi revize edilmeli, okullarımızda nitelikli/kaliteli eğitim verilmesi sağlanmalı
• Dış yatırımın gelmesi için ve içerideki yatırımcının da gönlü rahat şekilde yatırım yapmasını sağlamak, yarınını görebilmesi için tarafsız-bağımsız bir hukuk düzeni sağlanmalı
• Ülke yapımıza uygun ekonomi modelleri tercih edilerek artık rant ekonomisinden, yeşili de şehirlerimizi de katleden, apartman altına rüşvet vererek otopark yapmaktan dahi kaçınan inşaat ekonomisini bırakarak üretim ekonomisine geçiş yapılmalı,
• Kamu israfı önlenmeli, devletin de yurttaşların da tasarruf tedbirlerini artırması gerekli,
• Kırsala yönelerek kırsalın hem ekonomik hem de eğitim anlamında kalkındırılması sağlanmalıdır.

Sonuç

Bu kriz, bir fırsat olarak değerlendirilmeli. Yaptığımız hatalardan ders çıkararak, ülke olarak iktidarı-muhalefeti el ele verip, yeni bir sayfa açmamız lazım. Bu gemide birlikteyiz. Gideceğimiz başka bir Türkiye de yok. Adalet, bizim için tek çıkar yoldur.

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

SON HABERLER