“işten çıktım
sokaktayım
elim yüzüm üstüm başım gazete”
Hasan Hüseyin
Hasan Hüseyin Korkmazgil, Toplumcu-gerçekçi şiirimizin en önemli isimlerindendir.
Lise yıllarında şiir yazmaya başlayan Hasan Hüseyin’in ilk şiiri olan ‘Ağustos’ 1959 yılında Dost dergisinde çıkar. Hikayeci Nezihe Meriç’in de eşi olan Salim Şengil’dir Dost Dergisi’nin kurucusu. Salim Şengil ve Nezihe Meriç’in karı koca olarak çıkardığı Dost, birçok isminin altına sığındığı yayın olur o dönemde.
Sennur Sezer’in 3 Mart 1994 tarihli Cumhuriyet Kitap’ta Hasan Hüseyin’in şiiri ile ilgili yaptığı değerlendirme toplumcu gerçekçi edebiyatın kısa bir tarifidir aynı zamanda: “Hasan Hüseyin şiirin “matarada su, torbada ekmek ve kemerde kurşun” olmadığını biliyordu. Ama suyu, ekmeği, kurşunu kalmayana destek olabileceğini de söylüyordu. Umutsuzluğun karanlığında, korkumuzu dağıtacak bir şiiri savunuyordu”
Emeğin ve halkın yanında saf tutan Hasan Hüseyin, Türkiye tarihinin öne çıkan işçi eylemlerinden birini anlattığı, bir fabrikanın ismini taşıyan ve Balaban’ın desenleriyle 1963’te yayımlanan Kavel kitabı ile 1964 Yeditepe Şiir Armağanı’nı kazanır. Kızılkuğu kitabıyla TRT Sanat Başarı Ödülü’nü, Filizkıran Fırtınası kitabıyla da Ömer Faruk Toprak ve Nevzat Üstün Şiir Ödülleri’ni alır Hasan Hüseyin.
Hasan Hüseyin’in bir yapıtının adı da, “Haziranda Ölmek Zor”dur. Yapıta adını veren dize, Haziranda Ölmek Zor, 3 Haziran 1963’te yitirdiğimiz büyük ozan Nazım’la, Nazım’ın ölümüyle ilgilidir. Ozan, yapıtla ilgili olarak: “1963’lerde yaşanılanları ben, ancak böyle dökebildim 1976’larda şiire. On üç yılda özümsemişim o olayları, on üç yıl sonra damıtabilmişim. O günleri yaşayıp da ozanlığa soyunanlar, elbette ki benden daha iyi yapabileceklerdir bu işi. ‘El elden üstündür, taa arşa kadar’ demiş eskiler.” der.
Bir çok değerimizi bizden koparmış Haziran ayı.. 2 Hazirana bakıyorum: Ahmet Arif ve Orhan Kemal. Şiirimizin gür sesi, söyleyeceklerini tek yapıtta, Hasretinden Prangalar Eskittim’de, söylemiş A.Arif. Yalın, içten, büyülü şiirler. Işık saçıyor insanların yüreğine.
Orhan Kemal’e gelince. Günümüz gençliği fazla tanımıyor onu. Oysa öykü ve romanları günümüzde bile aşılmış değil. Hangimiz Bekçi Murtaza, Bereketli Topraklar Üzerinde romanlarından etkilenmemiş?
Orhan Kemal sıradan halkın, orta hallilerin ve yoksulların sorunlarını dile getirmek için yazdı ve bu konuda hiç ödün vermedi.
Orhan Kemal’in gerçek adı Mehmet Raşit’tir. Babası Abdulkadir Kemali Bey, 1920-1923 yılları arasında Kastamonu Milletvekili olarak görev yaptı.
Abdulkadir Kemali Bey 1930 yılında Adana’da Ahali Partisi’ni kurar; Ahali ve Toksöz gazeteleriyle de muhalefete başlar. Bundan dolayı ailesiyle birlikte ülkesini terk etmek zorunda kalır. Bir süre, zorunlu olarak Antakya, Hama ve Beyrut’ta yaşayan Mehmet Raşit bu yıllarda Orhan Kemal adını alır. Ona bu adı veren, Hemşerimiz Kemal Sülker’dir. “Babaevi” ile “Avare Yıllar,” Orhan Kemal imzasıyla basılan ilk yapıtlarıdır. Orhan Kemal, emeğiyle geçinen insanların dünyasını anlattı tüm yapıtlarında.
Orhan Kemal’i var eden etkenlerin bir ucu da, taa Bursa Mahpushanesine dayanıyor. İkinci Dünya Savaşı Yılları. Orhan Kemal şiir yazmaktadır. Büyük Usta Nazım Hikmet, “Sen şiiri bırak, öykü yaz.” diye öneriyor ve Orhan Kemal, öyküye başlıyor.
3 Haziran bilindiği gibi Nazım’ın ölüm yıldönümü. Nazım, bu ülkenin yetiştirdiği büyük bir şairdir, büyük bir sanatçıdır. Tüm dünyanın “Mavi Gözlü Dev”idir o. Sanki ölümünün ipuçlarını şiirlerinde vermiş gibi:
“1902’de doğdum
doğduğum şehre dönmedim bir daha
geriye dönmeyi sevmem…
kimi insan otların, kimi insan balıkların çeşidini bilir
ben ayrılıkların
kimi insan ezbere sayar yıldızların adını
ben hasretlerin…
Yaşamı boyunca çektiği çileleri, acıları, zorlukları ziyaretine giden her insan yüreğinde duymuş ve ondan özür dilemiştir. Ona gerçek huzuru tattıramadık.
Öldüğü gün cebinden eşi Vera’nın fotoğrafı çıkıyor, fotoğrafın arkasında şu dizeler yazılı:
Gelsene dedi bana
Kalsana dedi bana
Gülsene dedi bana
Ölsene dedi bana
Geldim.
Kaldım
Güldüm,
Öldüm.
Ama bizce sen:
Geldin,
Kaldın
Ama gülmedin
Ve de hiç ölmedin…
YORUMLAR