Eğitim-Sen Samandağ Şubesi, salgın sürecinde eğitimdeki sorunlara değindi
Eğitim-Sen Samandağ Şubesi yönetimi yaptığı açıklamada, salgın sürecinde eğitimdeki sorunlara vurgu yaptı. Açıklamada, EBA’nın verimsiz, formalite olduğu, sağlıklı olmadığı belirtildi ve “2 saati aşan sürelerde bilgisayar başında oturmak hem fiziksel hem de ruhsal olarak kalıcı hasarlara sebeptir. Bu bilimsel olarak kanıtlanmış ve ders olarak verilmektedir. Ayrıca bağımlılık üzerinden hastalık olarak da tanımlanmaktadır” denildi.
EBA’nın sürdürülebilirliği yoktur …
Açıklamada, şunlara yer verildi: “Asli görevi, okulların her açıdan eğitim-öğretime hazır hale getirilmesini beceremeyen milli eğitim bakanlığı milli eğitimde kaos yaratan – ki bu kaosun bilinçli yaratıldığını düşünüyoruz- yazışma ve açıklamalarla bütün sorumluluğu alt kademelerdeki unsurlara atıyor. Bugün her okul idaresi, sadece üsttekiler memnun olsun diye yararsız olduğu aşikar olan bir dizi uygulamayı hayata geçirmeye çalışmaktadır. Bugün için eba – zoom, uygulaması bunların başında gelmektedir. EBA ile ilgili gerek üyelerimizden gerek öğrenci ve velilerimizden gelen veriler ve bizim tespitlerimiz doğrultusunda aşağıda sıraladığımız veriler, EBA üzerinden yürütülmeye çalışılan işlerin sürdürülebilir yanının olmadığını düşünüyoruz.
Bu nedenle temel talebimiz bir an önce okulların yüz yüze eğitime hazır edilmesine yönelik olmalıdır. Nasıl yapacağı bakanlığın sorumluluğu ve sorunudur.
Ki bugün bazı okul idareleri normal okul günlerindeki ders uygulamasını 08- 15 saatleri arasında, tam gün program bildirmektedir. Ayrıca öğrencilere ‘izlemek zorunludur, yoklama alınacak!’ gibi absürd bildirimde bulunmaktadırlar.
EBA, Devletin asli işlerinden kaçınmasının temel aracı olmuştur. Evlerin sınıflara dönüşmesi hem öğrenci hem de öğretmen açısından ileride çokça soruna neden olabilecek aile mahremiyetine büyük zarar verecektir. Aynı evde birden fazla insanın, öğretmen ve ya öğrenci aynı anda bu alanı, hele ki donanım ve altyapı bu kadar sorunlu iken, kullanması mümkün değildir. Ki altyapı sorunu olmasa dahi uzun süre bilgisayar başından yürütülen bir eğitim kabul edilemez. Bu aile içi sorunlara gebedir. Bu nedenle sürdürülebilirliği yoktur. Çocuğuna imkân yaratamayan ailelerde ciddi psikolojik travmalar yaratmaktadır.
EBA fırsat eşitliğini kaldırdı
EBA’ da imkânı olanın eğitimini sürdürebilmesi ile devletin asli işini unutup zoraki yönlendirdiği özelden yalnızca parası olanın yararlanabilmesi aynı kapıya çıkar ve her ikisinde de yoksulun yeri yoktur. Bu hem fırsat eşitliğini ortadan kaldırmaktadır ve suçtur. Hem de biz Eğitimcilerin bu suça ortak edilmesi kabul edilemez.
Özel okullar, dershaneler, özel kurs merkezleri vb. ve hatta devletin kendi okullarında DYK’lar açılabiliyorsa, bunlardan kat kat fazla imkânı ve zemini olan devletin kendi okullarını yüz yüze eğitime açmaması inandırıcı değildir. Sonuç olarak; MEB’in salgını fırsat bilen ve buradan eğitimin özelleştirilmesini hızlandıracak fırsatları arttıran hamlelerine karşı, PARASIZ, NİTELİKLİ, KAMUSAL EĞİTİM temel talebini çıkış noktası olarak görmeliyiz.
Velilerin, öğretmenlerin, öğrencilerin tartışması ‘EBA’YA girdim- giremedim, öğrencinin tableti var- yok üzerinden değil vergimi ödüyorum ve en kısa sürede okulların yüz yüze eğitim için hazır hale getirilmesi istiyorum üzerinden yapılması haklarımız ve geleceğimiz açısından zorunluluktur.” -Mehmet ÖZGÜN-