Hatay Tabip Odası, “16 Ekim Dünya Gıda Günü” mesajında gıdanın insan sağlığının vazgeçilmez bir unsuru olduğuna vurgu yapıldı.
Hatay Tabip Odası’nın “Dünya Gıda Günü” mesajı şöyle:
“Dünya Gıda Günü ile her yıl; açlık, açlıkla mücadele, yetersiz beslenme, kaynakların paylaşımı gündeme getirilmekte, insanoğlunun hayatını sürdürebilmesi için zorunlu ihtiyaçlarından olan gıdanın tarımsal üretiminin önemine dikkat çekilmektedir. Bu günde dünyadaki açlık problemlerinin belirlenmesi ve çözüm yollarının gösterilmesi, ülkeler arasındaki gıda üretimi birlikteliğinin sağlanması, gıdaların üretimi- tüketimi ve satış noktalarındaki hijyen ve sanitasyon etkinliğinin sağlanması ile yeterli ve dengeli beslenmenin öneminin belirtilmesi amaçlanmaktadır.
Dünyanın bir kısmı obez, bir kısmı aç …
Pek çok alışkanlığın uzunca bir süreliğine terk edildiği veya revize edildiği böylesi bir dönemde gıdanın vazgeçilmezliği bir kez daha anlaşılmıştır. Salgın sürecinde sınırların kapatılmasının, insan hareketlerinin sınırlandırılmasının tarım ve gıda sistemine yönelik olası olumsuz sonuçlarının fikri dahi tüm insanlığı korkutmaya yetmiştir. Maalesef, günümüzde sağlıklı, güvenilir ve yeterli gıdaya ulaşmadaki çarpıklıklar, adaletsizce paylaşımlar açlık sebebiyle yaşanan hastalıklar ve ölümler tüm dünyanın problemidir. Bu durum sosyal dokuyu hırpalayarak değerlerin yozlaşmasına ve kaybolmasına sebep olmaktadır.
Dünyada üretilen gıda miktarının tüm dünya nüfusunu beslemeye yeterli olduğu, ancak dağılımda eşitsizlikler olduğu uzun yıllardır bilinmektedir. Dünyanın bir kısmı obezite ile mücadele ederken, her gün binlerce ton gıda israf edilir ya da kaybedilirken, diğer bir kısmında insanlar açlıkla mücadele etmektedir.
Yerel üretim, tüketim özendirilmeli …
FAO bu senenin temasını, ‘Büyütelim, besleyelim, hep birlikte sürdürelim’ olarak belirlemiştir. Tüketebileceğimiz kadar besin satın almak ve pişirmek, bütçemize katkı sağlamakla birlikte israfın önüne geçmeyi sağlayacaktır.
O halde, üreticimizi ithalatla eğitmek yerine, üzerinde üretim yaptıkları toprakta, çiftlikte mutlu olmalarını sağlamak zorundayız. Ürünlerinin pazarda hak ettiği fiyatlarla tüketici ile güvenli bir biçimde buluşmasını sağlamak zorundayız… Yerel üretimi ve tüketimi özendirmek zorundayız… Tarım ve gıda sistemine etik değerleri odağa alan, daha adil, daha paylaşımcı ve dayanışmacı, emeğe ve doğaya saygılı yeni bir dünya görüşü ile yaklaşmalıyız.
Gıdaya, üreticilere, gezegenimize saygı duyalım, sağlıklı ve sürdürülebilir beslenmeyle ‘açlığa son’ çağrısına ortak olalım. Yarın çok geç olabilir.” -Cemil Yıldız-