Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Prof. Dr. Gazi ÖZDEMİR

Korona’dan Allah’ın Tek Dinine mi? – 2

Konuya geçen hafta kaldığım yerden devam ediyorum.

Allah, Dünya Eğitim okuluna Âdem neslinin ilk grubunu yarattığı zaman, bu insanların tek Allah, tek insan nesli ve tek dinî görüş inancında olduklarına ve zamanla farklı görüşler temelinde gruplaştıklarına Kur’an’da Yunus-19, Enbiya-92 ve Bakara-213. ayetlerde değinmiştir.

Yunus-19. Şunu iyice bilin ki, insanlar ilk yaratıldıkları zaman, tek bir ümmet idiler ve hepsi de öncelikle bu konularda tek bir dine bağlıydı ve tek bir Allah’a ibad ediyorlardı. Sonradan anlaşmazlığa düştüler, inanan ve inkâr edenler olarak ayrıldılar. Eğer, cezanın ertelenmesiyle ilgili Rabbinin vermiş olduğu bir sözü olmasaydı, şirk koşup küfre sapanları hemen cezalandırır ve işleri bitirilirdi.

Enbiya-92. Ey insanlar! Gerçekte hepiniz tek bir ümmet /insan neslisiniz. Ben de hepinizin tek ibad /kulluk edeceği, yani bildirdiğim muhkem /değişmez amaç hükümlerle kulluğunuzu ifade edeceğiniz Rabbinizim. 93. Fakat toplumlar onlara bildirdiklerimizi yorumlamada ve uygulamada ayrılığa düştüler ve bölündüler, hizipler ve gruplar oluşturdular. Hâlbuki hepsi yine tek bir toplum olarak huzurumuzda toplanacaklar.

Bakara-213. İlk yaratıldıklarında, inançları bakımından insanlar tek bir topluluktu /ümmetti. Tek Allah’a, tek insan nesline ve tek din olan İslam’a iman ederlerdi. Sonra özellikle inanç konularında farklı yorumları nedeniyle ayrıştılar. Bunun üzerine Allah peygamberleri, bu konularda doğru yol olan Allah ile yapılan anlaşmaya sadık kalma ve muhkem /değişmez amaç hükümlere uygun olumlu ameller gerçekleştirme yolunu göstermek ve uyarsınlar diye kitaplı veya kitapsız elçiler olarak gönderdi. Bu toplumlardan kitap verilenler, kendilerine apaçık buyruklar /deliller /ayetler geldikten sonra da, birbirlerine olan kıskançlıkları yüzünden ayrışmalarını devam ettiriyorlar. Allah, içlerinde iman etmiş olmaları nedeniyle hak edenleri, ayrılığa düştükleri şeylerin gerçek yönüne ulaştırmakta ve doğru yola yöneltmektedir. Çünkü Allah, ancak isteyeni ve bu uğurda çaba göstereni dosdoğru yola /sıratın müstakime iletir.

Ancak beşer olarak Dünya’ya doğunca, bu anlaşmayı ve verdiğimiz sözü unutuyoruz.

Din demek olan muhkem /değişmez ana kurallar başta olmak üzere, sosyo-ekonomik yaşama yönelik zaman ve zemine göre değişken özellikli hukuksal kuralların ayrıntıları olan müteşabih /değişken mesajlar, vahiy yolu ile ve toplumların anlayış kapasiteleri ve gelişmişliklerine göre peygamberler aracılığı ile önceleri sahifeler şeklinde, daha sonra da kitaplar şeklinde indirilmiştir.

Taha-133. Yine şirk koşup, bildirilenleri inkâr ederek küfre sapanlar; “Muhammed, bizi ikna etmek üzere Rabbinden görünür bir delil getirseydi ya?” diyerek bahaneler arıyorlar. Peki, daha önceki kitaplar olan Tevrat ve İncil ile sahifelerde bildirmiş olduğumuz gerçekleri açıkça destekleyen ve tamamlayıcıları olan Kur’an’ı görmüyorlar mı?

Görüldüğü gibi Kur’an, önceki sahife ve kitapları reddeden değil, destekleyen ve tamamlayan bir kitap olarak tanımlanmaktadır. Bu açıklama, bütün vahiy kökenli bilgilerin tek bir ilahî kaynaktan indirilmiş olduğunu vurgulamaktadır. Dolayısıyla da insan nesli yaratıldığından beri tebliğ edilen dinî kurallar da farklı dinler değil, Allah kaynaklı tek bir din olmakta ve bu dine ait olmak üzere bildirilmesi gereken muhkem /değişmez ana kurallar son olarak Kur’an ile tamamlanmış olmaktadır. Böylece Âdem neslinin ilk yaratılışından beri olan ve din denilen muhkem /değişmez ana kurallarının da tamamlanmış olduğu ve isminin de İSLÂM olduğu belirtilmiştir (Maide-3).

Maide-3……Bu nedenle de onlardan çekinmeyin, Ben’den çekinin. Çünkü Ben bugün dininize son şeklini verdim, böylece din ile ilgili nimetimi artık sonlandırdım ve şimdiye kadar sizin için de din olarak göndermiş olduğum İslam’ı tamamlayıp onayladım……….

Görüldüğü gibi dini tanımlayan İSLÂM kelimesi, sadece Kur’an’a ve O’nu tebliğ eden Hz. Muhammed’e iman edenler için değil, ALLAH’I TEK İLAH KABUL EDEN BÜTÜN DİN TEMELLİ GÖRÜŞLER İÇİN KULLANILAN ORTAK KELİMEDİR. Hangi vahiy kitabına ve hangi peygambere inanırsa inansın, bütün insanların Hz. İbrahim’in tekrar başlatmış olduğu “Tek ilah Allah inancı temelinde Barış, sevgi, hoşgörü ve hakkın dağıtımında adalet” demek olan İslam yaklaşımında birleşmeleri, Allah’ın bizlerden beklediğidir. Herkesi de din temelli ibad etme /Allah’a kulluğunu ifade etme uygulamalarına karışmamak ve yargılamamak benimsenmelidir.

Aynı şekilde Müslüman kelimesi de kulluğu sadece Allah’a yapan ve her işini öncelikle O’nun rızası için gerçekleştirme çabası gösteren her din temelli görüşte olan kişi için kullanılmaktadır.

Fussilet-33. Başka dengi olmayan tek Allah’a dua eden, salih ameller gerçekleştiren ve “Ben tek Allah’a içtenlikle teslim olanlardanım /Müslümanlardanım” diyenden daha güzel inançlı kim olabilir?

Al-i İmran-84. Ey Peygamber! “Allah’a, bize indirilene /Kur’an’a, İbrahim’e, İsmail’e, İshak’a, Yakub’a ve torunlarına indirilenlere, Musa’ya, İsa’ya ve Rableri tarafından kitap veri¬len nebilere iman ettik. Onların hiçbiri arasında ayırım yapmayız ve biz Allah’a teslim olanlarız /Müslümanlarız” diyerek insanların tek Allah, tek insanlık ve tek din hedefini vurgula.

Bu kurallara uyulması da, insan vücudunu Dünya Okulu Üniforması olarak kullanmakta olan Öğrenci Ruh’un Nefs derslerinden başarılı olmasını ve okuldan mezun olmasını sağlayacaktır.

Din denilen muhkem /değişmez ana kurallar bütününün her bir peygambere vahyedilmesi ile başlamak üzere doğmaya başlayan bütün Dünya insanlarının Ruhları, önce sayfalar, sonra sıra ile Tevrat ile birlikte, Tevrat’taki muhkem /değişmez ana kurallar, Zebur ile bu kurallar ve İncil ile de bu kurallar hafızalarında kayıtlı olmak üzere, diğer bir ifade ile bu fıtratta /yatkınlıkta yaratılmışlardır. Son olarak da 1400 yıldır doğan ve bundan sonra da doğacak olan bütün insanlar, dolayısıyla öğrenci Ruh’lar, hangi peygambere ve hangi vahiy kitabına iman etmiş olursa olsun, son olarak vahiy yolu ile indirilen Kur’an’daki muhkem /değişmez ana kurallar hafızalarında olarak Dünya okuluna eğitime gelmektedirler. Ancak doğduğumuz andan itibaren “Beşer” olan ortak ismimiz ile bilinç altımızda bulunan bu kuralları hatırlamıyoruz. Ve bu durum Rum-30. ayette tüm insanlar, İslam denilen bu din kurallarına yatkın /fıtratta oldukları şeklinde vurgulanmıştır.

Rum-30….. Çünkü Allah, tüm insanları tek dini olan İslam’a uyumlu /fıtratta ve onu seçebilme özelliğinde yaratmıştır. Allah’ın yarattığı insanın bu özelliğinde /fıtratında bir değişiklik, bir bozulma olmaz. Çünkü tüm zamanların dosdoğru tek dini budur. Fakat insanların çoğu bu gerçekleri bilmezler.

NOT: NÖVAK Vakfımızın kitaplarının gelirleri ile Eskişehir Tıp Öğrencilerine burs veriyoruz. Özel günlerinizde kitaplardan alır veya hediye ederseniz bize destek olur ve öğrenci sayımız artar: “DİN VE BEYİN”, “SON DAVET KUR’AN Tercümesi”, “KUR’AN KADINI KORUYOR”, “OKU! Konularına göre Kur’an ayetleri”, “KUR’AN’IN KULU KÖLESİ MEVLANA”, “TEVRAT VE İNCİL’DE ÖNCEKİ İSLAM”, “KUR’AN VE SON İSLAM” ve “ALLAH İLE.

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

SON HABERLER