Tıraş, salgın sürecinin eğitimde fırsat eşitliğini derinleştirdiğine dikkat çekti
Eğitim-Sen Hatay Şube Başkanı Özgür Tıraş, salgınla mücadele için alınan önlemler kapsamında örgün, yaygın, resmi ve özel tüm eğitim kurumlarının faaliyetlerinin 31 Aralık 2020 tarihine kadar uzaktan yapılacağını söyledi, bu kararın etkisinin, tamamen kapanma olmadan sınırlı olacağının açık olduğunu bildirdi. Ancak MEB’in, bu kararın yeni mağduriyetler ve sorunlar yaratmaması için hızla etkili önlemler almasının önemine değinen Tıraş, uzaktan eğitim döneminin en büyük sorununun, eğitimde yaşanan eşitsizliklerin uzaktan eğitim döneminde derinleşmesi ve artması olduğuna değindi, bunun temel nedeninin de yoksul ve dezavantajlı öğrencilerin uzaktan eğitime erişimde yaşadığı sorunlar olduğunu ifade etti.
Öğrencilere cihaz ve internet bağlantısı …
Öğrencilerin önemli bir bölümünün uzaktan eğitime hiç erişiminin olmadığı veya sadece cep telefonundan eriştiği bir dönemde bunun acilen çözülmesi gereken bir sorun olarak kabul edilmesi gerektiğini belirten Tıraş, MEB’in, gereksinimi olan tüm öğrencilere hızla uzaktan eğitime erişim için gerekli cihazları ve internet bağlantısını temin etmesinin gerekliliğini bildirdi ve açıklamasında şunlara yer verdi: “Salgın koşullarında öncelik öğrencilerin akademik başarısını ölçmek değil, öğrencilerin salgınla baş etmesine katkı sunmak olmalı. Ayrıca, yoksul öğrenciler başta olmak üzere dezavantajlı kesimlerden olan öğrencilerin gerekli ve yeterli olanaklara sahip olmadığı koşullarda onları sınava tabi bırakmak yaşadıkları eşitsizlikleri artırmaktadır.
Salgın koşullarında sosyal devletin temel görevi gereksinimi olan tüm toplumsal kesimleri desteklemek ve kaynakları bu bakış açısıyla kullanmaktır. Öğretmenlerin bu dönemde mağduriyet yaşamaması için gelirlerinde herhangi bir eksiklik olmaması gerekmektedir. Ancak, özellikle farklı statüde istihdam edilen öğretmen arkadaşlarımız ilk uzaktan eğitim döneminde çeşitli sorunlar yaşamıştı. Bu sorunların ve sıkıntıların yenilenmemesi için, ücretli öğretmenler ve usta öğreticilerde dâhil olmak üzere, tüm öğretmenlere dönük genel bir idari izin uygulamasına geçilmelidir.
İşbirliğiyle mağduriyet önlenir …
Uzaktan eğitim döneminin uzaması öğrencilerin ve öğretmenlerin bilgisayar başında geçirdikleri sürenin uzamasına neden olmaktadır. Bu durum öğrenciler açısından eğitimden uzaklaşma ile birlikte aynı zamanda da hem öğrenciler hem de öğretmenler için çeşitli sağlık sorunlarına neden olmaktadır. MEB bu sorunun çözümü için, öğrencilerin günlük alacağı ders saati sayısını azaltmalı, ders sürelerini kısaltmalı ve kazanımları seyreltmelidir.
Eğitimin uzaktan yapılması kamu yöneticilerinde, öğretmenler başta olmak üzere eğitim emekçilerinin çalışmadığına dair bir algı oluşturmaktadır. Bundan dolayı da yerel mülki amirler tarafından eğitim emekçilerinden görev tanımlarına uygun olmayan çeşitli işlerin yapılması istenmektedir. Uzaktan eğitim döneminde eğitim emekçilerinden görev tanımlarına uygun olmayan, sağlıkları için risk oluşturan ve istekleri dışında görevlerin yapılması istenmemelidir.
Okullar içinde bulundukları ilin, ilçenin, mahallenin, köyün kamusal alanlarıdır. Okullar bulundukları bölgenin halka ait ortak mekânlarıdır. Bu kurumların salgın koşullarında özellikle yoksul ve gereksinimi olan öğrenciler için açık tutulması ve öğrencilerin ihtiyaçlarının bu kurumlarda karşılanması gerekmektedir.
Salgınla mücadele ancak bilimsel çalışma, ortak akıl, toplumsal dayanışma ve bilginin şeffaf olarak paylaşılması ile mümkün. Eğitim Sen, salgının başından bu yana MEB ve YÖK’e bu konuda süreci birlikte devam ettirme çağrısında bulundu ancak olumlu bir yanıt alamadı. Bu dönemde salgınla etkili mücadele etmek ve kimsenin mağdur olmaması için geniş bir iş birliğine ihtiyaç olduğu açıktır. Uzaktan eğitimin devam ettiği dönem boyunca, MEB, süreci alanın tüm özneleriyle birlikte sürdürmelidir. Mehmet ÖZGÜN