Geçen haftadan kaldığım yerden devam ediyorum.
Yaklaşık Yirmi yıldan beri ise her Ramazan ayında maalesef içimi bir hüzün ve insanların oruçlu olmanın öz amaçlarından ayrılmalarına olan üzüntü kaplamaktadır. Çünkü;
• Ayetteki mazeretler daha yoğun bir şekilde göz önünde bulundurulmamakta ve insanlarımız kendilerini zora sokmayı daha çok sevap olarak görmektedirler. Örneğin insanımız ya hasta olduğu veya oruca dayanıksızlığı olduğu halde yine oruç tutmakta ısrarcı olabilmektedir. Bu davranış ile kişi hem bedenine zarar vermekte, hem de muhtacın hakkını yemektedir.
• Ay hali günlerinde olan bayanlarımız, oruç yanında Kur’an’da olmayan eklemelerle namaz ve Kur’an okumaktan da yasaklanmaktadırlar.
• Oruç tutmadığı belli olup toplumdan soyutlanmasınlar diye kendilerini ifşa etmekten kaçınanların sayısı gittikçe arttığından, ayetteki makul mazeretlerin, birer fakiri doyurmak üzere fidye yoluyla yardım şeklinde uygulanması aksamakta ve gerçek ihtiyaç sahipleri bu yardımlardan mahrum kalmaktadırlar.
• Kur’an orucuna ters düşülmüş ve gerek evlerde, gerekse lüks lokantalarda, Ramazan ayı bir israf ve ziyafetler ayı haline dönüştürülmüştür. Hatta bu ayda, kişilerin bir nevi birbirlerinin zenginliklerini, sofraların bolluk ve çeşitlilikleriyle yarıştırma ayı da olmuştur.
• Beni üzen diğer bir israf, kendi siyasetlerine alet etmek üzere, belediye gibi bazı kamu kurumlarındaki siyasi kökenli seçilmiş yöneticilerin, masraflarını kendi ceplerinden bizzat karşılamaları yerine, halkın vergilerini iftar sofralarında çarçur etmeleri, gerçekten fakir ve muhtaç durumda olmayan yandaşlarına kullanmalarıdır. Bu uygulamanın, halkın haklarının gaspı olduğu apaçıktır.
• İnsanlarımız Ramazan ayını, Kur’an’ı hatmetme ayı görmekte ve bunu da anlamadıkları Arapça dili ile yapmaktadırlar. Hâlbuki Kur’an bir Ramazan ayı kitabı değil, ömür boyu yavaş yavaş ve anlaya anlaya okunup, muhkem /değişmez ana hükümlerine göre yaşanacak bir kitaptır. Kaldı ki bu Arapça Hatim, anlama değil, sadece duygusal etkilenme hatmi olmaktadır. Keşke anladıkları dilde hatmetseler!
• Son üzüntüm, ergenlik öncesi gençlerin ve 70 yaş üstü insanların sağlığını olumsuz etkileyecek oruca zorlanmaları olmaktadır.
2. Sükût – susma şeklinde oruç
Allah’ın yardımının bir işareti olmak üzere geçici bir süre konuşmamak şeklinde farklı bir oruç Meryem ve Zekeriya Peygamber için önerilmiştir.
Meryem-26. “Onları ye ve su iç ki doğumun gerçekleşip gözün aydın olsun. Eğer insanlardan birileri görüp Sana sorarlarsa, ‘Ben, beni koruyup, kollayan Rabbim için, oruç olarak bugün hiçbir insanla konuşmayacağım” diyerek, ona yol gösterdi.
Al-i İmran-41. Yine de tam emin olmak için Zekeriyya, “Rabbim, emin olabilmem için bana bir işaret ver” diye tekrar dua edince, Melekler “Ya Zekeriyya, Senin için işaret, üç gün sadece işaretlerle anlaşmanın dışında, insanlarla konuşamamandır.
3. Hac traşı veya Hac kurbanı yerine oruç
Bu tip oruca Bakara-196 ncı ayette değinilmiştir.
Bakara-196. Hac ve Umre sırasındaki ritüelleri sadece Allah’ın rızasını gözeterek tamamlayın….. traş olma yerine, fidye olarak bazı arzularından geçici olarak vazgeçmek üzere oruç tutsun, sadaka (zekât /infak) versin veya nüsüklardan birini (şekilsel ibad etmelerden olan ek kurban, namaz,) yapsın. Güven ortamı varken Umre için gidip, Hac zamanına kadar kalanlar da, kolayına giden küçük veya büyük baş hayvanlardan bir kurban kessin. Herhangi bir nedenle kurban kesemeyenler, Hac günlerinde üç gün, memleketine dönünce de yedi gün olmak üzere, toplam on gün oruç tutsun.
4. Ceza veya kefaret amaçlı oruç
a. İstemeden adam öldürme karşılığı olarak oruç
Hem ceza, hem de kefaret karşılığı olan böylesi bir oruç, Kur’an’ın indirildiği dönem ve ilk muhatap olan topluma özgü müteşabih /değişken bir öneri özelliğindedir.
Nisa- 92. Bu arada dikkatli olun, istemeden ve kazaen olmadıkça bir mümin, başka bir mümini öldürmesin. Olur da bir mümin, başka bir müminin istemeden ve kazaen ölümüne sebep olmuşsa, karşılık olarak Müslüman bir köleyi veya esiri özgürlüğüne kavuşturmalı ve ayrıca ölenin ailesine tatmin edici bir diyet ödemeli….. Kim ki gerekli diyet parasını veya özgürlü¬ğüne kavuşturacak bir Müslüman köle bulamıyorsa, Allah tarafından tövbesinin kabul edilmesi için, iki ay aralıksız oruç tutmalıdır
b. Zihar’ın cezası olarak oruç
Zihar geleneğine göre bir erkeğin, eşinin sırtının annesine benzediğini ifade etmesi, eşinden boşanması demek olmaktaydı. Mücadile-4 ncü ayet ile bu geleneğe son verilmiştir.
Mücadile-4. Eşine zihar yapıp cayıp yaşamsal ve ciddi maddi bir sıkıntıdan kurtaracak imkân ve kişi bulamayan, eşi ile cinsel ilişkiye girmeden önce, üst üste iki ay oruç tutmalı. Şayet oruç tutamayacak durumdaysa, o zaman altmış yoksula yemek vermeli…..
c. Edilen bir yeminin kefareti olarak ceza orucu
Bu konu Maide-89 ncu ayette açıklanmıştır.
Maide-89. Ey Müminler! Allah, farkına varmadan /bilinçli olmaksızın /sehven-yanlışlıkla ettiğiniz yeminlerinizden sizi sorumlu tutmaz. Ancak bilinçli olarak, bile bile /bir amacınız için ettiğiniz yeminlerden sizi sorumlu tutar. Bu şekilde yaptığınız yemininizi bozarsanız, kefaret olarak ailenizi yedirdiğiniz gibi on yoksulu doyurmanız yahut giydirmeniz yahut da özgürlüğü elinden alınmış bir kişiyi özgürlüğüne kavuşturmanız, hak gaspı yapılmışa hakkını vermeniz gerekir. Bunları yapmaya imkânı olmayanlar, üç gün oruç tutsun….
d. Hac sırasında bilerek avlanıp hayvan öldürenin bir kefaret çeşidi
Maide-95. Ey iman edenler! Tekrar ediyoruz ki, ihramdayken /Hac ritüelleri bitinceye kadar, av hayvanı öldürmeyin. Bu durumda, sizden kim kasten av hay¬vanı öldürürse cezası şudur: Öldürülen av hayvanına denk bir ev¬cil hayvanı, kurban olarak Kâbe’de /Allah adına ayrıca kurban et¬mesidir. Hayvanların denkliğine, aranızdan seçeceğiniz adaleti gözeten iki kişi karar verecektir. Yahut kefaret olarak, yoksulları doyurması, ya da buna denk oruç tutması gerekir.
NOT- NÖVAK Vakfımızın kitaplarının gelirleri ile Eskişehir Tıp Öğrencilerine burs veriyoruz. Özel günlerinizde kitaplardan alır veya hediye ederseniz bize destek olur ve öğrenci sayımız artar: “DİN VE BEYİN”, “SON DAVET KUR’AN Tercümesi”, “KUR’AN KADINI KORUYOR”, “OKU! Konularına göre Kur’an ayetleri”, “KUR’AN’IN KULU KÖLESİ MEVLANA”, “TEVRAT VE İNCİL’DE ÖNCEKİ İSLAM”, “KUR’AN VE SON İSLAM” ve “ALLAH İLE ANLAŞMAMIZ VAR”
YORUMLAR