Konuya kaldığım yerden devam ediyorum.
-Haksız kazanç sonucu elde edilmiş refahın, gelmesi uygun görülmüş bir azabın habercisi olduğuna ve bu nedenle imrenilmemesi gerektiği Hud-84’ncü ayette açıklanmaktadır.
Hud-84. Medyen kavmine de kardeşleri Şuayb’ı elçi olarak görevlendirdik. Şuayb kavmine dedi ki: “Ey kavmim, Allah’a ibad edin, sizin Allah’tan başka ilahınız yoktur. Ölçüyü, tartıyı eksik yapmayın. Sizi refah içinde görüyorum. Ama haksız kazançla sağlamış olduğunuz bu refahınızın, sizi çepeçevre saran bir azabın habercisi olmasından da korkuyorum”.
-Haksız kazanca, diğer bir ifade ile hak gaspına yol açmamak üzere adaletli davranılması gerektiği vurgulanır.
A’raf-29. Ey Peygamber! De ki: “Benim Rabbim hakkın dağıtımında adaleti buyurur. Siz de her mescitte ve tüm içtenliğinizle Allah’ı anma ve Kur’an’ı anlayarak öğrenme toplantısında, insanları sadece gerçek dini buyruklara uymaları için davet edin /uyarın. Allah’ın sizi davet etmiş olduğu gibi.
Nisa-58. Ey insanlar! Biz nasıl ki peygamberliği ehil ve yetkin durumdaki elçilerimize veriyorsak, Allah da her işi ancak uzmanına vermenizi /onlara emanet etmenizi size emretmektedir. Ve insanlara hükmeden idareci konumundaysanız, mutlaka adil davranmanızı da emreder. Allah’ın bu şekilde uyarması, sizin için ne güzel bir nimet! Şunu aklınızdan da çıkarmayın ki, Allah her şeyi işitendir
-Başkalarından haksız kazanç elde etmek üzere Allah ile aldatanlara Bakara-9’ncu ayette dikkat çekilmektedir
Bakara-9. Böyle davranarak da Allah’ı ve iman etmiş olanları Allah ile aldatırlar. Hâlbuki böyleleri bu ikiyüzlü davranışları ile ancak kendi nefslerini aldattıklarının bilincinde bile değildirler.
-Haksız kazanç elde etmek amacıyla Yeminleri aldatma ve hile aracı kullanmanın azap görme nedeni olacağı belirtilmiştir
Nahl-94. Tekrar diyoruz ki, yeminlerinizi aranızda aldatma ve hile aracı kullanmayın ki, daha önce sapa sağlam yere basmış olan ayağınız kaymasın. Çünkü böyle bir şey yaparsanız, Allah’ın yolundan sapmış olacağınız için perişan durumlara uğrar ve acı azabı hak etmiş olursunuz.
-Sözünde durmamanın ve emanete sadık olmamanın hak gaspına yol açtığı vurgulanmıştır
Mearic-32. Doğru yolda olan Bu kişiler ayrıca emanete sadık ve sözlerine güvenilir kişilerdir ve ….
-Mirasın hak gasplı bir şekilde paylaşılmaması gerektiği belirtilmiştir.
Fecr-19. Size kalan mirası da haksız bir şekilde yiyorsunuz.
-Kur’an’daki muhkem /değişmez ana kurallarındaki gerçekleri, menfaatlerine göre değiştirme veya gizlemenin, bu gerçeklerden faydalanacakların haklarını gasp etmek ve sonuçta küfre sapmak olacağı belirtilmiştir
A’raf-45. Ey insanlar! Şunu iyice bilin ki, Cehennemi hak edenler, başkalarının Allah’ın bildirmiş olduğu birer gerçek olan muhkem /değişmez ana kuralları öğrenmelerini /anlamalarını engellemekte ve onları değiştirip çarpıtmaktaydılar. Onlar, ayrıca ahiret gerçeğini inkâr etmişler ve bu nedenle de küfre sapmışlardı.
-Riba kazancı /Tefecilik kazancıdır ve haksız kazançlı haram grubundan muhkem /değişmez ana kuraldır
Al-i İmran-130. Ey iman edenler! Size saldırıp Allah’ın yardımı ile perişan etmiş olduğumuz küfre sapmış tefeciler gibi riba /tefecilik yapıp, servetinizi katlayacak şekilde kazanç elde etmeye kalkışmayın.
-Yetimlerin mallarını haksız yiyenlerin doğrudan Cehennem’i kazandıklarına dikkat çekilmiştir
Nisa-10. Yetimlerin mallarını haksız yere yiyenler, zalimler gibi, bu yedikleri ile ve birer ateş şeklinde karınlarını doldururlar /mutsuzluğa mahkûm olurlar ve karşılık olarak da Cehennemi kazanırlar.
-Bir işin ehil olmayan verilmesinin, ehil olanın hakkının gasp edilmesi demek olduğuna değinilir
Nisa-58. Ey insanlar! Biz nasıl ki peygamberliği ehil ve yetkin durumdaki elçilerimize veriyorsak, Allah da her işi ancak uzmanına vermenizi /onlara emanet etmenizi size emretmektedir.
-Kızların cahil bırakılması ile erkek ile eşit haklar tanınmaması canlı öldürme ve haklarının gasp edilmesi olarak tanımlanır
Tekviyr-8. Diri diri toprağa gömülen kız çocuğunu gömmüş olanlara /hor görenlere, ezenlere, cahil bırakanlara,
-Devlet malı çalmanın doğrudan Cehennem azaplı olduğuna dikkat çeker
Al-i İmran-161. Dedikoduların tersine, bugüne kadar gelmiş hiçbir peygamber, emanete hıyanet etmemiş ve kamu malından çalmamıştır. Çünkü onlar, olur da emanete hıyanet edip kamu malından çalan nefsin, kıyamet günü çaldığı şeyi yüklenmiş olarak hesaba çekileceğini ve sonra haksız kazandığı her ne ise karşılığının tam olarak verileceğini ve hiç kimsenin haksızlığa uğratılmayacağını bilirler. 162. Hiç Allah’ın hoşnutluğunu kazanan bir kimse, Allah’ın hışmına uğrayıp, Cehennem’e giren ile bir olur mu? Orası ne kötü bir yerdir bir bilseniz!
-Hak gaspı yapana karşı hakkını aramak muhkem bir kural olarak bildirilmiştir
İsra-53. Ya Muhammed! Kullarıma söyle: Birbirleri ile konuşurken sözlerine dikkat etsinler ve en güzel biçimde /hak gasp etmeden, hakaret edip gururu incitmeden, fakat hakkını ezdirmeden ve haksızlık edene gereğini de esirgemeden konuşup tartışsınlar. Yoksa şeytan, oluşacak olumsuz düşüncelerini kışkırtıp aralarını bozar. Çünkü şeytan, insanın pusuda bekleyen apaçık bir düşmanıdır.
Şura-41. Şüpheniz de olmasın ki, haksızlığa uğrayıp haklarını arayan, kendini savunmak için direnen ve hakkını ezdirmeyenler kınanmazlar ve cezalandırılmazlar.
-Hak aranırken aynısının gözetilmesi ve aşırıya gidilmemesi vurgulanmıştır
Nahl-126. Ve yine herhangi bir konuda olur da tartışma olur, saldırıya uğrar ve bir ceza ile karşılık verme durumu olursa, Sana uygulananın aynısıyla karşılık ver ve aşırıya gitme. Fakat sabreder ve uygun görüp affedersen, elbette bu sabredenler için daha iyidir /daha hayırlıdır.
Yine uğranan haksızlık karşılıklı aşırı bir zarar oluşturmamışsa, sabredilip af edilmesi seçeneği de istenmiştir
Şura-43. Fakat böylesi haksız saldırılara sabretmek ve bağışlamak, şüphesiz en zor ve çok üstün bir davranıştır.
Haksızlığa sabretmenin ve bağışlamanın, ancak ileri tekâmül aşamasına varmış kişilere özgü bir davranış olduğu vurgulanmaktadır. Ancak bağışlamanın da hak eden ve istismar etmeyecek kişiye yapılması da göz önünde bulundurulmalıdır diye düşünüyorum.
-Fark edilen bir haksızlığı engellemede yardımlaşılması istenmektedir
Şura-39. Herhangi bir haksızlığı görünce de o haksızlığı gidermek için yardımlaşırlar.
-Haksız bir kazanç günahını ancak müminlik aşamasına ulaşmış olanın işlemeyeceğine vurgu yapılmıştır
Şura-37. Sadece Rablerine inanıp tevekkül edenler (Mümin olanlar), büyük ism’lerden /başka bir günaha yol açma riski olan davranışlar ile yasal olmayan işlerle haksız kazançlardan kaçınırlar ve öfkelerine engel olup kendilerine yapılanları bağışlarlar.
Son olarak haksız kazanç sağlamamak üzere olacak çabamıza ve aklımızı kullanma gayretimize Allah’ın yardımcı olmasını diliyorum.
NOT- NÖVAK Vakfımızın kitaplarının gelirleri ile Eskişehir Tıp Öğrencilerine burs veriyoruz. Özel günlerinizde kitaplardan alır veya hediye ederseniz bize destek olur ve öğrenci sayımız artar: “DİN VE BEYİN”, “SON DAVET KUR’AN Tercümesi”, “KUR’AN KADINI KORUYOR”, “OKU! Konularına göre Kur’an ayetleri”, “KUR’AN’IN KULU KÖLESİ MEVLȂNA”, “TEVRAT VE İNCİL’DE ÖNCEKİ İSLAM”, “KUR’AN VE SON İSLAM”, “ALLAH İLE ANLAŞMAMIZ VAR”, “ALLAH’TAN ALACAKLI OL” ve “ÖZDE DİNDAR, SÖZDE DİNDAR”