Dişhekimleri; İşsiz, emeği çok ucuzlatılmış ve değersizleştirilmiş meslek mensupları olmak istemiyor…
Hatay Dişhekimleri Odası’nın “22 Kasım Diş Hekimleri Günü” mesajında; işsiz, emeği çok ucuzlatılmış ve değersizleştirilmiş meslek mensupları olmaması için, Dişhekimliği Fakültelerine alınacak öğrencilerin ÖSYM sonuçlarına göre ilk 6.000’lik kategoride olma zorunluğu getirilmesi yanı sıra 2 yıl süreyle de Diş Fakültelerine öğrenci alınmamasını önerdi.
Hatay Dişhekimleri Odası’nın mesajında, Pazar günkü etkinlikler ve dünkü protokol ziyaretleri yanı sıra hafta boyunca süreceği duyurulan eğitim seminerleri, ağız ve diş sağlığı hizmetleriyle kutlanacak olan 22 Kasım Dişhekimleri ve Ağız Sağlığı Haftası’nın amaçları şöyle sıralandı:
“Toplumun ağız ve diş sağlığı konusunda bilinçlenmesine katkı vermek, doğru alışkanlıklar kazandırmak ve genel sağlığın ayrılmaz bir parçası olan ağız ve diş sağlığı konusunda izlenen politikaları değerlendirmek, toplumun ağız ve diş sağlığı farkındalığının artırılması, koruyucu ve önleyici dişhekimliğinin önemini vurgulamak, önlemler hakkında kamuoyu oluşturmak, mesleki saygınlığımızı tekrar kazanmak ve sesimizi yetkililere ulaştırabilmektir.”
Dişhekimleri Oda Başkanı Nebil Seyfettin, sağlık çalışanlarına uygulanan ve yürek burkan şiddetin hız kesmeden devam ettiği, dişhekimleri olarak da her gün yüzlerle ifade edilen can kayıplarının artık olağanlaştığı ve kanıksandığı ruh halini yaratan kovid-19 pandemisinin insanlığı hangi olumsuzluklara taşıyacağının bilinmezliği içinde buruk bir kutlama daha yaptıklarının altını çizdi ve şöyle dedi:
“Kamuda hizmet veren dişhekimlerinin filyasyonda görevlendirmeleri, filyasyondakilerin sorunları, ADSM’lerde hizmet vermeye devam edenlerin mesleki ve ekonomik sorunları ile azalan hizmetler nedeniyle hastaların sorunları, pandemi nedeniyle dişhekimliği eğitiminde yaşanan sorunlar ve bunların hayata yansımaları,
dünya konjonktürünün değişmekte olduğu bir dönemde çevremizdeki siyasi, sosyal ve ekonomik değişimin yarattığı sorunlar, kaçınılmaz olarak ülkemize yansımaktadır. Özellikle komşularımızdan gelen göç dalgası, ülkemizi ve bizi hem ekonomik hem sosyokültürel olarak olumsuz etkilemektedir.
Yeni ekonomik programın mesleğimize yansıması, insan göçü planlaması yapılmadan siyasi popülizm adına ve hız kesmeden açılan Dişhekimliği Fakülteleri, artan öğrenci kontenjanları, öğretim üyesi sorunları, büyük sermaye gruplarının zincir poliklinikler ve merkezler açması, Sağlık Bakanlığı’nın performans sistemi içerisinde açtığı ADSM’ler ve döviz kurlarındaki ani artışların bütün girdi maliyetlerine yansıması, meslektaşlarımızın ya gelir kaybı ya da işsizlik ihtimali ile karşı karşıya kalması ile sonuçlanmaktadır
Ağız ve Diş Sağlığı Hizmeti Sunulan Özel Sağlık Kuruluşları Hakkında Yönetmeliğin ticarethanelere dönüştürdüğü poliklinik ve merkezlerin sınır tanımaz cüretle ve kanunsuzca, kapitalizmin ‘Bırakınız yapsınlar, bırakınız geçsinler’ ilkesiyle, halkın sağlığının zarar görme pahasına, dişhekimlerinin emeğinin ve eğitiminin yok sayılarak, dişhekimleri dışındaki mesleklerden olan şahısların sermayedarlığında kurulan çalışma ortamlarının dişhekiminin kendi sorumluluğunda mesleğini icra etmesini engelleyerek, o mekanın kar amaçlı bir ticarethane olarak faaliyet göstermelerine karşın denetlemelerin yapılmaması, caydırıcı cezaların uygulanmaması, dişhekimliğinde kullanılan cihaz ve malzemelerin ağırlıklı olarak ithal ürünler olması nedeniyle paritenin sürekli TL aleyhinde değişmesiyle hizmet sunumunun güçleşmesi, buna bağlı serbest çalışan meslektaşlarımızın çalışma koşullarını olumsuz etkilemesi, ayrıca ilimizde en büyük sorunlardan biri de Suriye’den gelen mülteciler arasında kendilerini dişhekimi diye adlandıran, diplomasız, kayıt dışı ve denetimsiz çalışan sahte dişhekimleridir. Sayıları gün geçtikçe artan ve halk sağlığını tehdit eden bu insanların ilimizdeki sahte dişhekimleriyle ortak işyerleri açtıklarını üzüntüyle yakından takip ediyoruz. Yetkililerden, bu önemli sorunun çözümünü bekliyoruz.
Yaklaşık 2 yıldır süre gelen pandemi, üretimde var olan krizi daha da derinleştirmiştir. Ekonomik sıkıntılar, tüm dünyada ve ülkemizde halkın yaşam standartlarında köklü yıkımlara neden olmuştur. Buna bağlı olarak da kamuda ve özelde çalışan dişhekimleri de bu krizden fazlasıyla etkilenmişlerdir. Hazine ve Maliye Bakanlığı ile Sağlık Bakanlığı tarafından defalarca gündeme getirilen çözüm önerilerimiz hayata geçirilmelidir. Kovid-19 pandemisinin yaşandığı bu dönemde, halkımız, ağız diş sağlığı tedavilerinde büyük güçlükler yaşamakta ve pandemiye fiziki koşulları itibariyle hazırlıksız yakalanan Dişhekimliği Fakülteleri ve ADSM’lerde yoğun bir hasta birikimi gözlenmektedir.
Bunu gidermek için kamu, üniversite ve serbest çalışan dişhekimlerinin tümünün katılımı sağlanarak, koruyucu dişhekimliği hizmetleri yanı sıra ertelenmiş tedavi ihtiyaçları acilen giderilmelidir. Aksi halde, toplumdaki ağız diş hastalıkları genel sağlığı da olumsuz etkileyerek, kısa sürede altından kalkılamayacak sağlık sorunları ve yüksek ekonomik bedellerle karşı karşıya kalınacaktır. Her şeye rağmen bizler, mesleğimizi ve toplumun ağız diş sağlığını koruma ve geliştirilmesinde üstlendiğimiz sorumlulukla hareket ederek, karşılaştığımız sorunları çözmek durumundayız.”
Hatay Dişhekimleri Odası mesajının son bölümünde de özetle şöyle denildi:
“Dişhekimine başvuru sıklığının Türkiye’ye göre çok yüksek olduğu Avrupa Birliği’ndeki diş hekimi/nüfus oranı (1/1500) baz olarak, 2023 yılında bu verilerle hedef tutturulmaktadır. İşsiz, emeği çok ucuzlatılmış ve değersizleştirilmiş dişhekimleri ve çalışma biçiminin tümden işçileşmeye gittiği, piyasa koşullarının hüküm sürdüğü ve dolayısıyla deontolojik ve etik sorunların arttığı bir çalışma ortamı yaratılmaması için, kontenjanların zamana yayılarak, 2022 yılından itibaren hızla azaltılmalı hatta akademik kadro- öğrenci dengesindeki negatif göstergeyi kaldırabilmek için, önümüzdeki 2 eğitim döneminde Dişhekimliği Fakültelerine öğrenci alınmamalıdır.
Ülkemizin en zor ve en pahalı eğitimini alan gençlerimizin geleceği, ucuz işgücü olmak ya da işsiz kalmak olmamalıdır.
Bu konuyla ilgili, önemsenmesini ve dikkate alınmasını acilen talep ettiğimiz diğer bir husus ise Dişhekimliği Fakültelerine alınan öğrenci sayısına (ÖSYM’de ilk 60.000 öğrenci kontenjanı) sınırlamanın, belirlenecek kontenjanlarda hayata geçirilmesidir.
Tıp ve dişhekimliği, genel sağlığın ayrılmaz uygulama alanları olup, yetiştirilecek dişhekimlerinin nitelikli eğitim almaları hususunda, alınacak önlemlerin aynen tıp fakültelerinde alınan önlemler gibi değerlendirilmesi, toplumun alacağı ağız-diş sağlığı hizmetlerinin üstün nitelikte olmasına imkân sağlayacaktır.” -Cemil Yıldız-