Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Geçinemiyoruz

Hatay Emek ve Demokrasi

Hatay Emek ve Demokrasi Güçleri; yoksulluğa, işsizliğe, açlığa ve zamlara karşı bir araya geldi ve hükümete mesajını iletti:

Hatay Emek ve Demokrasi Güçleri, yoksulluğa, işsizliğe, açlığa ve zamlara karşı geçtiğimiz gün Antakya köprübaşında, ellerinde pankartlarla bir araya ve hükümete “Geçinemiyoruz” mesajını iletti.

      Emek ve Demokrasi güçleri adına etkinlikte ortak basın açıklamasını okuyan eğitim Sen Hatay Şube Başkanı Özgür Tıraş, ülke olarak koyuluğu gittikçe artan karanlık bir dönemden geçtiğimizi söyledi,  borçlanmaya, dış finansmana, ranta, spekülasyona, betonlaşmaya dayalı ekonomik modelin iflas bayrağını çoktan çektiğini ifade etti.

Milyonlar kaybetmeye devam edecek …

      Buna rağmen yirmi yıldır iktidarda olanların kendi elleri ile yarattıkları krizden çıkış adına attıkları her adımda tüm ülkeyi daha fazla bataklığa sürüklemeye devam ettiğini söyleyen Başkan Özgür Tıraş, iflas eden sistemin enkazının bir kez daha emekçilerin, halkın omuzlarına yıkılmak istendiğini bildirdi.

      Bunun için son olarak, yıllardır hayata geçirilen kur-faiz kıskacına eklenmek üzere “ürün çeşitlendirilmesine” gidildiğinin görüldüğünü belirten Başkan Özgür Tıraş, elli yıl önce denenen ve çözüm üretmek bir yana daha fazla sorun yarattığı tescillenen ürüne yeni bir barkodun yapıştırıldığını ve “Kur Korumalı TL Vadeli Mevduat” adı ile yeniden piyasaya sürüldüğünü bildirdi.

Kazananlar ve kaybedenler değişmedi …

      Bu yönteme göre; bankalarda vadeli TL hesabı olanlara “sen hesabını bankada TL olarak tutmaya devam et. Eğer faiz getirin kur farkının üstünde ise onu alacaksın. Ama altında kalırsa hiç endişe etme, farkı Hazineden karşılayacağız. Üstelik elde ettiğin kur farkı faizi üzerinden her hangi bir gelir vergisi de ödemeyeceksin” denildiğini belirten Başkan Özgür Tıraş, dolayısıyla birkaç gündür “dövizde tarihi düşüşe yol açan yöntem” olarak pazarlanan bu yöntemde kazananların ve kaybedenlerin adresinin değişmediğine dikkat çekti. 

      Hazine garantisi ile kazananın yine bankalarda milyarları bulunan rantiyeciler, tefeciler olacağına değinen Başkan Özgür Tıraş, mevcut koşullarda bırakın bankada mevduatı olmasını, borçlanarak ayakta kalmaya,  kıt  kanaat geçinmeye çalışan milyonların ise kaybetmeye devam edeceğini bildirdi.  %99’un payına hazine garantisi verilen %1’lik takımını beslemek üzere daha fazla vergi ödemenin daha düşük ücretlerle-maaşlarla çalışmanın düşeceğini söyleyen Başkan Özgür Tıraş, kısacası haftalardır “faiz sebep, enflasyon neticedir” diye nutuk atanların, Nas’tan dem vuranların geldiği son noktanın halkın cebinden rantiyecilere aktarılmak üzere  ‘örtülü’ faiz artırımını yeniden keşfetmek olduğunu ifade etti.

Pahalılık arttı, borçlar kabardı …

      Ama emekçiler için halk için işsizliğin büyüdüğünü, pahalılığın arttığını, borçların kabardığını söyleyen Başkan Özgür Tıraş, açıklamasında şunlara yer verdi: “Alım gücümüzün düştüğünü her gün çarşıda, pazarda, markette yaşadıklarımızla biliyoruz. Her gece eriyen ücretlerimizle nasıl geçineceğiz, kapıya dayanan kara kışı nasıl atlatacağız endişesiyle yatıyoruz. Her sabah paramızın  zamlar karşısında adeta pula döndüğü, yoksulluğun ve işsizliğin arttığı bir güne uyanıyoruz. 2022 için belirlenen asgari ücret geçinmeye yetecek düzeyde değildir. Yapılan asgari ücret zammının büyük bölümü yaşanan pahalılık nedeniyle zaten çoktan yok olup gitti. Kalanı da birkaç ay içinde eriyip gidecek. Ortada gerçek anlamda yapılan herhangi bir  zam yoktur. Asgari ücret artışı, pahalılıkla yaşanan alım gücü kaybını dahi telafi etmekten uzaktır.

Bu pahalılıkta 4250 TL asgari ücreti işçileri ‘enflasyona ezdirmedik’ diye böbürlenerek ilan edenleri, bu asgari ücretle bir ay yaşamaya davet ediyoruz. Kamu emekçisi, emekli ve işçiler asgari ücret artışından sonra maaşlarının-ücretlerinin artırılmasını beklemektedir. Yılan hikayesine dönen 3600 ek gösterge, sözleşmelilere kadro, sorunlarının artık çözülmesini istemektedir. Açlık sınırının altında bir yaşama mahkum edilen, harçlık veremediği için torunlarından kaçar hale getirilen emekliler yılardır verdikleri emeğin karşılığını istemektedir. Yıllardır bu insani, en temel taleplerine kulak tıkanan işçilerin, emekçilerin ve emeklilerin boş vaatlerle, sahte müjdelerle oyalanmasına derhal son verilmelidir.

Tüm gıda ürünlerinde KDV sıfırlanmalı …

      Ağırlaşan kriz koşullarında biraz nefes alabilmek için: Öncelikle tüm kamu emekçilerinin, emeklilerin işçilerin  maaşları Ocak ayından itibaren en az asgari ücrete yapılan artış oranında artırılsın. Tüm gıda ürünlerinde KDV sıfırlansın. Elektrik, su,  doğalgaz ve internet faturaları vergi ve kesintiden muaf tutulsun. Üç buçuk yıl önce bizzat Cumhurbaşkanı tarafından söz verilen ve  seçim malzemesi  haline getirilen 3600 ek gösterge konusu tüm kamu emekçilerini kapsayacak şekilde çözülsün. Döviz kurlarından yaşanan yükselmeden dolayı  yapılan zamlar geri alınsın. Sözleşmeli, taşeron, ücretli, vekil gibi hür türlü güvencesiz istihdama son verilmeli, güvenceli-kadrolu istihdam hayata geçirilsin. Hukuksuz ve keyfi olarak OHAL-KHK’leri ile işinden, ekmeğinden edilen kamu emekçilerin görevlerine iade edilsin.

İşten çıkarmalar yasaklanmalı …

      Herkese temel gelir güvencesi sağlansın Ücretli kesimlerin omzuna yıkılan vergi yükün hafifletilsin. Dolaylı vergiler düşürülsün. En düşük emekli aylığı en az asgari ücret düzeyine yükseltilsin. Eğitim, sağlık gibi kamu hizmetlerinin piyasalaştırılmasına son verilsin. İşten çıkarmalar yasaklansın.

      Kısacası bu ülkenin işçileri, emekçileri olarak yarattığımız değerlerin, oluşturduğumuz kaynakların insanca bir yaşam, insanca çalışma koşulları ve iş güvencesi, parasız kamusal hizmet olarak geri dönmesini istiyoruz.

      En başından beri hayata geçmesi için mücadele ettiğimiz  bu temel taleplere elbette ki daha onlarca talep eklenebilir.

Taleplerin karşılık bulması birlik olmaktan geçer …

      Taleplerimizin karşılık bulmasının ve engellerin aşılacağı yerin yolu saraylardan, külliyelerden,  tekli sendikal rejimi dayatmalarından değil, emekçilerin haklarını yok sayanlara karşı birlik olmasından geçmektedir. Emekçilerle ilgili kararlar Saraylarda değil emekçileri temsil eden emek örgütleriyle birlikte alınmalıdır.  İşçiler, emekçiler, işsizler, emekliler, küçük esnaf, çiftçiler, dar gelirliler, yani bu halkın ‘geçinemiyoruz’ diyen büyük çoğunluğunu insanca yaşamaya yetecek bir ücret, güvenceli iş, güvenli gelecek için yoksulluğa, işsizliğe, açlığa ve zamlara karşı yan yana gelmeye, omuz omuza vermeye çağırıyoruz.”

      Mehmet ÖZGÜN